İnsanın, önemli olan yürümesi değildir. Nereye ve hangi yoldan yürüyeceğidir.
Değerli veya değersiz olma yargısı, ancak ne yoluna olduğunu, ne yolla gidildiği açıkça duran bir yürüyüş için geçerlidir.
Yoksa, zaten her insan ömrünce bir çabanın içerisindedir. Mücadele verilmeyen bir tek husus yoktur.
Düşünün ki en çok "çalışmasız bir talihe" bağladığımız şans oyunlarında dahi, gerekli olan bileti almak ve ona cüzi de olsa bir meblağ ödemek gereklidir.
Yani, her şeyimiz elbet bir çaba ile zuhur buluyor. Sıfırla bir, ne yapılırsa yapılsın, elde edilmez.
İnsan hayatının, 'çaba', değişmez bir gerçeği olduğu için, kıymetli olan üstte ifade etme gayretine düştüğümüz gibi, insanın yön ve güzergahıdır ve çaba ile ilgili mesele de, "çabasızlık/çabalılık" ikileminden ziyade, "az çaba/çok çaba" ikilemidir.
Nedir yön? Nedir güzergâh?
Yön aslen insanın hedefidir. İdeal diyebiliriz. Amaç diyebiliriz.
Yön olmaksızın çabalayan insanoğlu sonbaharda düşerken rüzgâra teslim bir durumda olan yapraktan farksızdır.
İnsan bir ideale, bir inanca, bir misyona sahip olmalı ve, hayatına anlam katmak adına, buna kendini adamalıdır. Gerçek hayat, böylesi bir hayattır. Hele hele zamanın, avuca alınınca dökülmesine direnemediğimiz su atikliği ve bizi aciz bırakışı benzerliğinde olduğu gözümüzün önündeyken.
Yön, yürüyüşün nihayetinde bir neticeye bağlanabilir olma ihtimalini bahşettiği için çok kıymetli. Peki, her "yönü bilerek yürüme eylemi", neticeye vardırabilir mi?
Mesela, "para çalıp fakire verme" doğru ve dürüst bir "fakire verme" eylemi midir? Elbette hayır, diyeceksiniz.
Dürüst bir yönde gitmek, ancak dürüst bir güzergâh belirlemekle mümkündür.
Öyleyse, lütfen! Ayrı ayrı kendimiz olarak, boş gelip boş gitmemek için bir yöne gidiyorum diyerek kendimizi kandırıp aslen yönden uzaklaşmamak için dürüst bir güzergah bilelim kendimize.
Hayat böylece anlam kazanır!
İnsan böylece değerlenir!
Değerli veya değersiz olma yargısı, ancak ne yoluna olduğunu, ne yolla gidildiği açıkça duran bir yürüyüş için geçerlidir.
Yoksa, zaten her insan ömrünce bir çabanın içerisindedir. Mücadele verilmeyen bir tek husus yoktur.
Düşünün ki en çok "çalışmasız bir talihe" bağladığımız şans oyunlarında dahi, gerekli olan bileti almak ve ona cüzi de olsa bir meblağ ödemek gereklidir.
Yani, her şeyimiz elbet bir çaba ile zuhur buluyor. Sıfırla bir, ne yapılırsa yapılsın, elde edilmez.
İnsan hayatının, 'çaba', değişmez bir gerçeği olduğu için, kıymetli olan üstte ifade etme gayretine düştüğümüz gibi, insanın yön ve güzergahıdır ve çaba ile ilgili mesele de, "çabasızlık/çabalılık" ikileminden ziyade, "az çaba/çok çaba" ikilemidir.
Nedir yön? Nedir güzergâh?
Yön aslen insanın hedefidir. İdeal diyebiliriz. Amaç diyebiliriz.
Yön olmaksızın çabalayan insanoğlu sonbaharda düşerken rüzgâra teslim bir durumda olan yapraktan farksızdır.
İnsan bir ideale, bir inanca, bir misyona sahip olmalı ve, hayatına anlam katmak adına, buna kendini adamalıdır. Gerçek hayat, böylesi bir hayattır. Hele hele zamanın, avuca alınınca dökülmesine direnemediğimiz su atikliği ve bizi aciz bırakışı benzerliğinde olduğu gözümüzün önündeyken.
Yön, yürüyüşün nihayetinde bir neticeye bağlanabilir olma ihtimalini bahşettiği için çok kıymetli. Peki, her "yönü bilerek yürüme eylemi", neticeye vardırabilir mi?
Mesela, "para çalıp fakire verme" doğru ve dürüst bir "fakire verme" eylemi midir? Elbette hayır, diyeceksiniz.
Dürüst bir yönde gitmek, ancak dürüst bir güzergâh belirlemekle mümkündür.
Öyleyse, lütfen! Ayrı ayrı kendimiz olarak, boş gelip boş gitmemek için bir yöne gidiyorum diyerek kendimizi kandırıp aslen yönden uzaklaşmamak için dürüst bir güzergah bilelim kendimize.
Hayat böylece anlam kazanır!
İnsan böylece değerlenir!
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018