"İddianame Operasyonu"yla Büyükanıt Paşa nezdinde Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma hareketi, önceki gün itibariyle Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamayla büyük bir darbe almıştır. Genelkurmay Başkanlığı, Büyükanıt Paşa'nın ve birçok üst düzey askeri yetkilinin hedef tahtasına oturtulduğu Şemdinli İddianamesi'yle ilgili oldukça net ve sert bir tavır ortaya koyarak, Türk askeri üzerinde oynanmak istenen oyunlara müsaade etmeyeceği mesajını ilan etmiştir. Dikkat edin, önceki gün açıklanan mesaj, ne Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün, ne de Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın açıklamalarıdır. Açıklama, doğrudan Genelkurmay makamının, yani Türk Silahlı Kuvvetleri'nin açıklamalarıdır.Genelkurmay; Meclis Şemdinli Komisyonu'nun AKP'li Başkanı Musa Sıvacıoğlu'nun, geçmişi ve dünya görüşü belli olan Mehmet Ali Altındağ'ın Büyükanıt paşa ile ilgili mesnetsiz suçlamalarını, komisyonun diğer üyelerinden habersiz bir şekilde Van savcısına iletmesi ve savcının da bu suçlamaları olduğu gibi yansıttığı iddianamesiyle kızışan bir ortamda biraz gecikmeli de olsa tavrını net bir şekilde ortaya koymuştur. Özetle, Van savcısının birkaç ay sonra Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak olan Büyükanıt paşayı bu şekilde itham etmeye hakkı bulunmadığı, ortada ciddi bir kasıt olduğu ve bu bağlamda Büyükanıt'ın yargılanmasına müsaade edilmeyeceği mesajları Genelkurmay açıklamasında açık bir şekilde ifade ediliyor.Bir de bu açıklamanın "şifreleri" var. Bazı gazeteler bu şifreleri kendince çözmeye çalışırken, bazı gazeteler de özenle bu şifreleri gizleme ve cımbızlama gayretkeşliğine girişti. Şimdi bu "şifrelerin" kimi ve kimleri işaret ettiğine şöyle bir göz atalım? Bizce Genelkurmay açıklamasının en can alıcı bölümü şurasıydı: "İddianamede yer alan usul ve maddi hatalar ile noksanlar dikkate alındığında, bir Cumhuriyet savcısının bu derece hukuk bilgisinden yoksun veya tecrübesiz olamayacağı, bu bariz hataları yapması için belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve telkinleri altında kalmış olabileceği değerlendirilmektedir."Bu cümle Genelkurmay'ın TSK'ya kurulan çirkin tezgahın farkında olduğunun ispatı olmakla beraber Genelkurmay üzerinde hesabı bulunan kişi, grup ve örgütlenmeleri işaret etmektedir. Peki Genelkurmay'ın, Van savcısının "etki ve telkini altında" kaldığına inandığı "belli bir görüşün temsilcileri" kim ya da kimler?Bu soruya Hürriyet gazetesi şu cevabı veriyor: "Genelkurmay yaygın bir cemaat ile bölücü örgüt sempatizanlarını kastediyor. İddianamedeki bazı tespitlerin bu gruplar tarafından kullanıldığına dikkat çekiliyor."Bu soruya daha açık bir cevap veren Milliyet gazetesinden Fikret Bila şöyle diyor: "Savcının etki ve telkininde kaldığı belli görüş" ifadesiyle kastedilenin lideri yurtdışında yaşayan ünlü bir cemaat ile PKK olduğunu söyleyebiliriz."Savcıyı etki altında bırakan bu cemaatin ve yurtdışında yaşayan liderinin kim olduğunu tahmin etmek güç değil. Zaten bu grup, Genelkurmay açıklamasını kendi gazete ve televizyonlarında veriş şekliyle kendini ele veriyor. Genelkurmay açıklamasının en can alıcı cümleleri olarak sütunlarımıza taşıdığımız yukarıdaki cümleleri Türk basınında aktarmayan tek gazete Zaman gazetesi. Genelkurmay açıklamasının önemli bir bölümünü aktaran gazete, Van savcısının "belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve telkinleri altında kalmış olabileceği" cümlesini cımbızlamış. Kimsenin adres aramasına gerek bırakmayan bu cımbızlama operasyonunun, "açıklamada kastedilen grup biziz" diye bağırmaktan farkı bulanmadığını belirtelim. Ayrıca aynı gazetenin Şemdinli olaylarındaki taraflı ve asker karşıtı tutumuyla göze batan Hakkari milletvekili Esat Canan'ın Genelkurmay açıklamasıyla ilgili yaptığı "görevini yapan savcıyı suçlamak yanlış" açıklamasını göze batacak büyüklükte aktarması da grubun bulunduğu konumu ihbar eden işaret fişeği niteliğinde. Burada dikkat çeken husus, AKP iktidarından önce bu tip konularda pek sesi soluğu çıkmayan ve kendi ifadeleriyle "karda yürüyüp izini belli etmeyen" bu grubun son 3 yıldaki cürretkârlığı. Atlantik ötesinden yapılan anti ulusalcı açıklamalar, büyük bir özenle kurulan anti ulusal internet siteleri, gazete ve televizyonlarındaki anti ulusal yayınların ardındaki gerçeği iyi görmek gerekiyor. Özellikle Büyükanıt Paşa'nın Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturacak olmasından duyulan rahatsızlığın bu kadar aşikar edilmesi, bence çözülmesi gereken en önemli şifredir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012