"Muhterem Prof. Dr. Haydar Baş Hocam! Cenab-ı Peygamber Efendimiz (s.a.v) zikrullâh meclisinden bahsederken zikrullâh'ın insanı eşkıya olmaktan da kurtardığını anlatıyor. Bunu biraz açar mısınız?"
Prof. Dr. Haydar BAŞ:
"Zikrullahın fazileti hakkında şu hadis-i şerif çok manidardır.
Resûlullah (a.s) buyurdular ki: Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allah Teâlâ'yı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini aradığınıza gelin diye çağırırlar.
(Hepsi gelip) Onları kanatlarıyla kuşatarak dünya semasına kadar arayı doldururlar. Allah, (onları en iyi bilen olduğu halde) meleklere sorar:
'Kullarım ne diyorlar?'
'Seni tesbih ediyorlar; Sana tekbir, tahmîd okuyorlar. Seni ta'zim (temcîd) ediyorlar.'
Rab Teâlâ sormaya devam eder:
'Onlar Beni gördüler mi?'
'Hayır, görmediler!'
'Ya görselerdi, ne yaparlardı?'
'Eğer Seni görselerdi, ibadette çok daha ileri giderler; çok daha fazla ta'zim, çok daha fazla tesbihte bulunurlardı.'
Allah (c.c.) tekrar sorar:
'Onlar ne istiyorlar?'
'Senden cennet istiyorlar.'
'Cenneti gördüler mi?'
'Hayır, ey Rabbimiz!'
'Ya görselerdi, ne yaparlardı?'
'Eğer görselerdi, cennet için daha çok hırs gösterirler, onu daha hırsla isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi.'
Allah Teâlâ sormaya devam eder:
'Neden sakınıyorlar?'
'Cehennemden sakınıyorlar.'
'Hayır, ey Rabbimiz, görmediler.'
'Ya görselerdi, ne yaparlardı?'
'Eğer cehennemi görselerdi, ondan daha şiddetli kaçarlar, daha şiddetli korkarlardı.'
Bunun üzerine Rab Teâlâ şunu söyler:
'Sizi şahit kılıyorum, onları affettim!'
Resûlullah (a.s.) sözüne şöyle devam etti:
Onlardan bir melek der ki: Bunların arasında falanca günahkâr kul dahi var. Bu onlardan değil. O başka bir maksatla uğramıştı. Oturuverdi. Allah Teâlâ, onu da affettim, onlar öyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde bedbaht olmazlar, buyurur.'
Malumunuz fizik kurallarına göre bileşik kaplar vardır. Dört tane kabı yan yana koyup herhangi bir birleştirici unsurla onu birleştirdiğiniz zaman, koyduğunuz sıvı eşit bir şekilde dörde bölünür. O meclislerde Cenab-ı Hakk'ın tecellisi aynen o sıvılar gibi günahkâr insanların kalplerine zuhur eder. Tecelliye mazhar olurlar. O günahkâr dediğimiz eşkıyalar da asfiya sınıfına girerler. Ben, kardeşlerimi, dillerini ve kalplerini bu zikre alıştırmalarını ve bu yolda sabit-i kadem olmalarını tavsiye ediyorum. Zor bir iş değildir. Zaten insan bunun karını kavradıktan sonra onu istesen de vazgeçiremezsin."(Hikmetin Sırları, Prof. Dr. Haydar Baş, s. 247-249)
Prof. Dr. Haydar BAŞ:
"Zikrullahın fazileti hakkında şu hadis-i şerif çok manidardır.
Resûlullah (a.s) buyurdular ki: Allah'ın, yollarda dolaşıp zikredenleri araştıran melekleri vardır. Allah Teâlâ'yı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini aradığınıza gelin diye çağırırlar.
(Hepsi gelip) Onları kanatlarıyla kuşatarak dünya semasına kadar arayı doldururlar. Allah, (onları en iyi bilen olduğu halde) meleklere sorar:
'Kullarım ne diyorlar?'
'Seni tesbih ediyorlar; Sana tekbir, tahmîd okuyorlar. Seni ta'zim (temcîd) ediyorlar.'
Rab Teâlâ sormaya devam eder:
'Onlar Beni gördüler mi?'
'Hayır, görmediler!'
'Ya görselerdi, ne yaparlardı?'
'Eğer Seni görselerdi, ibadette çok daha ileri giderler; çok daha fazla ta'zim, çok daha fazla tesbihte bulunurlardı.'
Allah (c.c.) tekrar sorar:
'Onlar ne istiyorlar?'
'Senden cennet istiyorlar.'
'Cenneti gördüler mi?'
'Hayır, ey Rabbimiz!'
'Ya görselerdi, ne yaparlardı?'
'Eğer görselerdi, cennet için daha çok hırs gösterirler, onu daha hırsla isterler, ona daha çok rağbet gösterirlerdi.'
Allah Teâlâ sormaya devam eder:
'Neden sakınıyorlar?'
'Cehennemden sakınıyorlar.'
'Hayır, ey Rabbimiz, görmediler.'
'Ya görselerdi, ne yaparlardı?'
'Eğer cehennemi görselerdi, ondan daha şiddetli kaçarlar, daha şiddetli korkarlardı.'
Bunun üzerine Rab Teâlâ şunu söyler:
'Sizi şahit kılıyorum, onları affettim!'
Resûlullah (a.s.) sözüne şöyle devam etti:
Onlardan bir melek der ki: Bunların arasında falanca günahkâr kul dahi var. Bu onlardan değil. O başka bir maksatla uğramıştı. Oturuverdi. Allah Teâlâ, onu da affettim, onlar öyle bir cemaat ki onlarla oturanlar da onlar sayesinde bedbaht olmazlar, buyurur.'
Malumunuz fizik kurallarına göre bileşik kaplar vardır. Dört tane kabı yan yana koyup herhangi bir birleştirici unsurla onu birleştirdiğiniz zaman, koyduğunuz sıvı eşit bir şekilde dörde bölünür. O meclislerde Cenab-ı Hakk'ın tecellisi aynen o sıvılar gibi günahkâr insanların kalplerine zuhur eder. Tecelliye mazhar olurlar. O günahkâr dediğimiz eşkıyalar da asfiya sınıfına girerler. Ben, kardeşlerimi, dillerini ve kalplerini bu zikre alıştırmalarını ve bu yolda sabit-i kadem olmalarını tavsiye ediyorum. Zor bir iş değildir. Zaten insan bunun karını kavradıktan sonra onu istesen de vazgeçiremezsin."(Hikmetin Sırları, Prof. Dr. Haydar Baş, s. 247-249)
M. Haydar AKYAVUZ / diğer yazıları
- ‘Biz korkuyu Kerbela'da bıraktık’ / 30.05.2020
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018
- Anneler Günü’nde Ebe Anne / 12.05.2020
- O bir davetçiydi / 10.05.2020
- Kardeşlerim / 27.04.2020
- Amerika kaybedecek! / 10.01.2020
- Röportaj: CHP İl Gençlik Başkanı Ali Rıza Tufan / 21.12.2018
- Arama Motoru Optimizasyonu (SEO) / 18.12.2018
- Şıkşıkiye Hutbesi / 27.10.2018
- Kahrolsun bazı şeyler / 04.05.2018
- Üniversiteme dokunma / 29.04.2018