"Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Ra'd: 12/28). Zikir, kalplerin mutmain olmasına vesile olmakla kalmayıp iki cihan saadetinin de temelidir.
Resûlullah (s.a.a) buyurdular ki: "Allah Teâlâ Hazretleri şöyle buyuruyor: Kulum hakkımda nasıl bir zan yürütürse Ben öyleyim. Kulum Beni zikrettiği zaman Ben onun yanındayım. Eğer o Beni kendi nefsinde zikrederse Ben de onu kendi nefsimde zikrederim. Eğer o Beni bir topluluk içinde zikrederse Ben de onu içinde zikrettiği topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde zikrederim. O Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım. O Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım. O Bana yürüyerek gelirse, Ben ona koşarak gelirim."
Peygamberimiz (s.a.a) buyurdular ki: "Rabbini zikredenle zikretmeyenin misali diri ile ölüye benzer."
Zikir aynı zamanda nefis terbiyesi açısından da önemlidir. Nefsin terbiyesinden maksat, ruha arızî olarak bulaşmış manevi mikrop hükmündeki günah kirlerini kaldırmaktır. Nitekim Cenab-ı Hak, nefsin mutmain olmasını yani ruhun yaratılış gayesine dönmesini zikrullaha bağlamıştır.
Peygamberimiz (s.a.a) bir gün, "Cennet bahçelerine uğradığınızda yayılınız, yararlanınız" buyurdu.
"Cennet bahçeleri neresidir?" diye sordular.
Resûlullah (s.a.a), "Zikir halkalarıdır" buyurdu.
Zikrin fazileti ve şerefi o derece büyük ki, zikir yapılan meclisler cennet halkaları, zikrullah ibadetinin karşılığı da cennet olmaktadır.
Ebu Hureyre, "Biz insanlar nasıl gökteki yıldızları parlak görüyorsak, sema ehli olan melekler de, yeryüzünde zikir yapılan evleri karanlık dünya üzerinde yıldızlar gibi nurlu görerek zikir yapılan evleri seçerler" demiştir.
Namaz kılmak, Kur'an-ı Kerim okumak, oruç tutmak ve hacca gitmekte bir zikirdir. Bütün ibadetlerin başı ve aslı zikirdir.
Namazdan maksat Allah'ı zikirdir. Allah-u Teâlâ buyuruyor: "Namaz insanı çirkin ve kötü işlerden kurtarır. Muhakkak ki Allah'ı zikir en büyüktür."
Kur'an-ı Kerim okumanın önemi Allah-u Teala'nın kelamı olması, Allah'ı hatırlatması, Allah'ı anmayı ve hatırlamayı tazelemesidir.
Oruçtan maksat, şehvet ve arzuları kırmaktır. Böylece şehvet ve isteklerden kurtulup kalp temizlenir ve zikredilecek yer olur.
Beytullahı ziyaret olan hacdan maksat, oranın sahibini hatırlamak ve O'nu görmek O'nunla görüşmeyi candan istemektir.
Zikrin fazileti ve şerefini ifade ederken, zikri terk etmenin ve az zikretmenin getirdiği acı neticeleri de vurgulamak gerekir.
"Her kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, O, onu gittikçe yükselen bir azaba sokar." (Cin: 72/17).
Zikri az yapmanın ise münafıklık olduğunu beyan ediyor:
"Onlar (münafıklar) Allah'ı pek az zikreder." (Nisa: 4/142).
"Her kim Rahman'ın zikrinden göz yumarsa biz ona şeytanı musallat ederiz, artık bu ona arkadaştır." (Zuhruf: 43/36).
O halde ancak, şeytanî ve nefsanî engellere takılıp kalmadan bunlardan kurtulmak için ihlas ve samimiyetle Rablerinin adını zikredenler kurtulabileceklerdir.
"Gerçek şu ki, iyice temizlenen, Rabbinin adını zikredip de namaz kılan, kurtulmuştur."
İnsanoğlunu zikirden alıkoyan her şey mal, evlat, ticaret vs. her çeşit şeytanî engeller Kur'an-ı Kerim'de büyük bir tehlike olarak gösterilmiştir.
"Ey iman edenler! Mal ve evladınız Allah'ın zikrinden sizi alıkoymasın."
"Öyle erkekler var ki, ticaret ve alışveriş onları Allah'ın zikrinden alıkoymaz."
Kurtuluş ümidinin anahtarı, az değil çok zikretmek, az halde değil birçok halde zikretmektir.
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -2- / 15.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli / 14.03.2022