15-16 Mart siyasi olayları

1916 Ocak ayından itibaren Rus'lar hem İran'da, hem de Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz kıyılarında yaptığı askeri harekâtlarla toprak kazanmaya devam etmektedir.Rus birlikleri 25 Şubat 1916 tarihinde Osmanlı birliklerini, Nizam-ı Saltana emrindeki İranlı milis kuvvetlerini ve İran Jandarma kuvvetlerini mağlup ederek onların elinde bulunan Kermanşah ve bölgesini alır. Türk ve Alman konsoloslukları Rus'lar tarafına dönen yerli halk tarafından yağmalanır. Bu durumda Türk birlikleri, Alman'lar ve Nizam-üs Saltana yanlıları Kasr-ı Şirin bölgesine çekilir. 8 Mart 1916 da Sefa Bey, Kasr-ı Şirin'den şunları bildirir: "Faik Rus kuvvetleri karşısında, kuvvetlerimiz ve mücahitler Bicar ve Sine'den Süleymaniye istikametinde eder."Sefa Bey 11 Martta Almanlar hakkında da şu bilgileri verir: "Almanlar kızgın? Milyonlarca lirayı kaptırdık diye mütehevvir. İranlılara sert muamele ediyorlar? Rus ise bunun aksine gönül almaya çalışıyor? Oymaklar onlardan yana. Rus ordusunda en çok Ermeni ve İran kazakları var..sayı ve top üstünlükleri var? bir yenilse dağılırlar."Kermanşah'ta olayların kötü gitmesi üzerine Nizam-üs Saltana da Almanların vaatlerini yerine getirmediğinden bahsediyor. 15 Mart 1916 günü Nizam-üs Saltana Avusturya Elçisine şunları der: "Bana yalnız 2000 asker ve 500 atik tüfek verdiler. Rus çok üstün durumdadır. Çabuk yardım isterim."Evet, Nizam-üs Saltana yurdunu korumak için yardım istiyor ama onların askeri yoktur. Çünkü onlar efendidir. Savaşmazlar. Paraları vardır, onunla seni kiralar çıkarı için savaştırır. Onlar getirse, getirse ancak Türk askeri getirebilirler. Ama onlar da vatanlarını doğuda koruyamayarak geri çekilmektedir. Bakalım ileri günlerde olaylar nasıl gelişecek.Erzurum'u işgal eden Rus kuvvetleri, Erzincan'a çekilen Osmanlı kuvvetlerine yeni bir saldırı yapmak için hazırlığa girişirler. 23 Şubat tarihinde İspir ve Aşkale'yi alan Ruslar ağır kış şartları içerisinde daha ileri gidemezler. Karadeniz kıyılarında da ilerlemeye başlayan Rus kuvvetleri yol yokluğundan dolayı çok ağır ilerler. 8 Mart tarihinde ancak Rize'ye varabilirler. Rize ile Trabzon arasında Karadeniz kıyıları daha sarptır. Ancak yük hayvanlarının gidebildiği patika yollar vardır. Bu nedenle Ruslar yol yaparak ilerlemeye çalışırlar. 16 Martta daha Of'a varamamışlardı. Erzurum bölgesinde kar ve Ağır kış şartları, Karadeniz kıyılarında yol yokluğu Rus ilerlemesi için büyük bir engel oluyordu. Yani Osmanlı savunmasının en büyük silahı gibiydi. Yunan Kralının yansızlıktan yana bir dış siyasa izlemesi İngiliz ve Fransız'lar la Yunan Hükümeti arsındaki ilişkiler zaman, zaman çatışmaya dönüşüyordu. İlk çatışma Çanakkale'den getirilen birer İngiliz ve Fransız Tümenlerinin Selanik'e çıkarılması ile başlar. Sırbistan'ın işgali sırasında, Anlaşma Gurubu devletlerinin kuvvetlerine komutan olarak atanan Saray'ın davranışları Yunan Hükümeti ile Fransa arasında büyük siyasi ve askeri gerginliklere neden olur. Bu olaylar şunlardır: 1- 30 Aralık 1915 de Selanik'te General Saray'ın, Selanik'teki Bağlaşık Devletler konsoloshanelerindeki(Alman-Avusturya-Osmanlı- Bulgar) görevlilerin uluslar arası hukuka aykırı olarak tutuklanması2- Sırbistan'nın Alman Avusturya ve Bulgarlar tarafından işgali üzerine ülkelerini terk etmek zorunda kalan Sırp askerlerinin, Yunan Hükümetinin izni alınmadan Korfu adasına getirilmesi.3- 27 Ocak 1916'da Yunan Hükümetine haber vermeden General Saray'ın Selanik körfezinin ağzındaki Karaburun Tabyasının işgali buradaki Yunan birliklerinin dışarı atılarak kötü davranılması.4- 1914 Yılında İngiltere ve Fransa, Yunanistan'ı kendi guruplarına bağlaşık olarak kazanmak için Yunan Hükümeti tarafından Epir'in işgaline göz yummuştu. Yunan Hükümeti de orada hem teşkilatlandı hem de seçimlerde oradan seçtirdiği milletvekilini Yunan Milli, Meclisine üye yapmıştı. İtalya Hükümetinin de Anlaşma gurubuna bağlaşık olarak girmesi, Yunanistan 'ın da daha yansız bir diplomasi uygulamaya devam etmesi üzerine 16 Mart 1916 da İngiltere-Fransa-İtalya-Rusya Hükümetleri ortak bir nota vererek Epirden Yunan hükümetinin çekilmesi bildirilir.Bu siyasa, Emperyalist Devletlerin temel ilkelerinden birisidir. Yeraltı, yerüstü zenginliklerin hatta su kaynaklarının dahi yönetimi onlara aittir. Hatta ve hatta Milli marşını dahi söyletmezler, kendi kanından olan gençlerden kurulmuş orduna dahi sevgi ile baktırmak istemezler. Yoksa onların polisi seni coplayarak susturur. Sakın sesini çıkarma haaa. Seni konuşturmamak üzere sustururlar. Çünkü onlar efendilerdir.