Dünya tarihi daima keskin mücadelelerle hakikat buldu.
Çeşitli sebeplerle yapılan savaşların özünde, mücadelelerin temelinde inançların varlığı tüm gerçeklerin üzerindedir.
Acı gerçekler!
Ülkemiz ve dünya konjonktürüne çıplak gözle bakmak gerekirse, acı gerçekleri görmemek mümkün değil.
Türk milleti, tarihi kültürü medeniyeti ile her daim güçlü olması gereken bir konumdadır.
Tam bağımsız bir ekonomi ile.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan, nisan ayı cari açık 7 milyar 864 milyon dolar gibi büyük bir yük ile mümkün değil tabi.
Neredeyse her doğan bebek borç yüküyle doğuyor, ülkenin yükünü sırtına alarak hayata merhaba diyor.
6 milyon civarında çocuğun yoksulluk içerisinde yaşadığı ve en acısı da her doğan bebeğin neredeyse 436 bin TL borçla dünyaya geldiğini söylemek acı da olsa gerçek maalesef.
Gazi'yi hatırlamak
Tüm bu gerçekler ışığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün uyarıları bize ışık tutacaktır.
"Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz."
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur."
"Ülkenin yönetimindeki başarı, ekonomisindeki kazancın derecesiyle orantılı olur."
MEM gerçeği
Bu tarihi gerçeklerle yüzleşerek, devrim niteliğinde sistem ile dünyada örnek olan, Prof Dr Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni görebilmek, uygulayabilmek ülkemizin geleceği açısından tek kurtuluştur.
Dünyanın birçok ülkesinin uygulandığı örnek bir model olan MEM, gelir dağılımında adalet ve sürdürülebilir bir ekonomik sistem ile ülkemizin bekası için, Türkiye'nin her anlamda tam bağımsızlığını sağlayacak tek çözümdür.
Önce birlik!
Dünya adeta yangın çemberi içindeyken, iç politikalarla siyasi hesaplaşmalarla toplum her gün biraz daha ayrıştırılırken savaşın eşiğinde bir dünyada, dış politikada selam vereceğimiz komşumuz neredeyse kalmadı diyebiliriz.
Her yapılan doğrudur anlayışıyla yürütülen bir siyaset ile ülke yönetilemez.
Hakikati acı da olsa duymak gerek görmek gerek.
Gazi'nin "Yurtta Sulh Chanda Sulh" ölçüsünü önce kendi vatanımızda yaşamalıyız.
Tarih susmuyor
BTP lideri Hüseyin Baş'ın ifadesiyle, "Zannediyorlar ki ben sussam mesele kalmayacak ama Sezai Karakoç'un güzel dizeleridir; biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa hakikat susmayacak."
Hakikatleri susturmak değil, işitmek gerek.
Çözümlere kulak tıkamak değil, görmek gerek.
Tarihi okumak değil, ders almak gerek.
Yıl 1994 yer Şanlıurfa
Tarih demişken, 1994 yılında Şanlıurfa'da katıldığım bir konferansta hafızamdan silinmeyen bir tarihi uyarı.
Prof. Dr. Haydar Baş, "Seyrediyor ve görüyorum ki, yanan bir Türkiye var ama korkmaz İbrahim olan Nemrut'un ateşinden" diyor bugünleri seyreder gibi.
Neredeyse 40 yıl boyunca Türk milletinin bekası için ömrünü feda eden, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in öngörülerine dönmek kaçınılmazdır.
Yıl 1991
Tarihi uyarılar ve bugün yaşanan gerçekler.
Yıl 1991 Prof Dr Haydar Baş, o zamanki süreçte dünyadaki olayları okuyarak yapılan keskin bir tespit.
Baş, "Amerika'nın değil dünyanın hedefi Türkiye'dir."
"Türkiye'nin konumu belli ama yani çok mühim ama bu konumu belirleyecek olan Türkiye'nin siyasetidir, Türkiye'nin ekonomisidir, Türkiye'nin kültürüdür, Türkiye'nin askeridir."
Bari bugün Baş'ı duyalım
Ülke siyasetine yön veren açıklamalarıyla öne çıkan BTP lideri Hüseyin Baş, yıllardır yaptığı uyarılarla dikkat çekmeye devam ediyor.
Baş, "Gazze'de soykırım yapan, Lübnan, Suriye ve Yemen'i vuran İsrail şimdi de İran'ı hedef aldı. Bu saldırıda İsrail'e en büyük destek yine ABD'den geldi.
Esad sonrası Suriye'de komşumuz konumuna gelen İsrail, İran saldırısıyla etrafımızdaki çemberi daraltmaktadır.
Bu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1991 yılındaki 1. Körfez Savaşı ile birlikte duyurduğu tarihi bir hakikattir.
Türkiye Büyük Orta Doğu Projesi'nde son hedeftir, bir başka ifade ile Türkiye son kaledir.
Bu nedenle Türkiye'yi yönetenlerin 'ABD ne der' düşüncesini bir kenera bırakıp tüm adımları Türkiye'nin ulusal çıkarları doğrultusunda atmaları gerekmektedir.
Ey millet!
Bu defa Baş'a kulak verin.
Çeşitli sebeplerle yapılan savaşların özünde, mücadelelerin temelinde inançların varlığı tüm gerçeklerin üzerindedir.
Acı gerçekler!
Ülkemiz ve dünya konjonktürüne çıplak gözle bakmak gerekirse, acı gerçekleri görmemek mümkün değil.
Türk milleti, tarihi kültürü medeniyeti ile her daim güçlü olması gereken bir konumdadır.
Tam bağımsız bir ekonomi ile.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan, nisan ayı cari açık 7 milyar 864 milyon dolar gibi büyük bir yük ile mümkün değil tabi.
Neredeyse her doğan bebek borç yüküyle doğuyor, ülkenin yükünü sırtına alarak hayata merhaba diyor.
6 milyon civarında çocuğun yoksulluk içerisinde yaşadığı ve en acısı da her doğan bebeğin neredeyse 436 bin TL borçla dünyaya geldiğini söylemek acı da olsa gerçek maalesef.
Gazi'yi hatırlamak
Tüm bu gerçekler ışığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün uyarıları bize ışık tutacaktır.
"Ekonomisi zayıf bir ulus, yoksulluktan ve düşkünlükten kurtulamaz; güçlü bir uygarlığa, kalkınma ve mutluluğa kavuşamaz; toplumsal ve siyasal yıkımlardan kaçamaz."
"Tam bağımsızlık ancak ekonomik bağımsızlıkla olur."
"Ülkenin yönetimindeki başarı, ekonomisindeki kazancın derecesiyle orantılı olur."
MEM gerçeği
Bu tarihi gerçeklerle yüzleşerek, devrim niteliğinde sistem ile dünyada örnek olan, Prof Dr Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni görebilmek, uygulayabilmek ülkemizin geleceği açısından tek kurtuluştur.
Dünyanın birçok ülkesinin uygulandığı örnek bir model olan MEM, gelir dağılımında adalet ve sürdürülebilir bir ekonomik sistem ile ülkemizin bekası için, Türkiye'nin her anlamda tam bağımsızlığını sağlayacak tek çözümdür.
Önce birlik!
Dünya adeta yangın çemberi içindeyken, iç politikalarla siyasi hesaplaşmalarla toplum her gün biraz daha ayrıştırılırken savaşın eşiğinde bir dünyada, dış politikada selam vereceğimiz komşumuz neredeyse kalmadı diyebiliriz.
Her yapılan doğrudur anlayışıyla yürütülen bir siyaset ile ülke yönetilemez.
Hakikati acı da olsa duymak gerek görmek gerek.
Gazi'nin "Yurtta Sulh Chanda Sulh" ölçüsünü önce kendi vatanımızda yaşamalıyız.
Tarih susmuyor
BTP lideri Hüseyin Baş'ın ifadesiyle, "Zannediyorlar ki ben sussam mesele kalmayacak ama Sezai Karakoç'un güzel dizeleridir; biz sussak tarih susmayacak, tarih sussa hakikat susmayacak."
Hakikatleri susturmak değil, işitmek gerek.
Çözümlere kulak tıkamak değil, görmek gerek.
Tarihi okumak değil, ders almak gerek.
Yıl 1994 yer Şanlıurfa
Tarih demişken, 1994 yılında Şanlıurfa'da katıldığım bir konferansta hafızamdan silinmeyen bir tarihi uyarı.
Prof. Dr. Haydar Baş, "Seyrediyor ve görüyorum ki, yanan bir Türkiye var ama korkmaz İbrahim olan Nemrut'un ateşinden" diyor bugünleri seyreder gibi.
Neredeyse 40 yıl boyunca Türk milletinin bekası için ömrünü feda eden, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in öngörülerine dönmek kaçınılmazdır.
Yıl 1991
Tarihi uyarılar ve bugün yaşanan gerçekler.
Yıl 1991 Prof Dr Haydar Baş, o zamanki süreçte dünyadaki olayları okuyarak yapılan keskin bir tespit.
Baş, "Amerika'nın değil dünyanın hedefi Türkiye'dir."
"Türkiye'nin konumu belli ama yani çok mühim ama bu konumu belirleyecek olan Türkiye'nin siyasetidir, Türkiye'nin ekonomisidir, Türkiye'nin kültürüdür, Türkiye'nin askeridir."
Bari bugün Baş'ı duyalım
Ülke siyasetine yön veren açıklamalarıyla öne çıkan BTP lideri Hüseyin Baş, yıllardır yaptığı uyarılarla dikkat çekmeye devam ediyor.
Baş, "Gazze'de soykırım yapan, Lübnan, Suriye ve Yemen'i vuran İsrail şimdi de İran'ı hedef aldı. Bu saldırıda İsrail'e en büyük destek yine ABD'den geldi.
Esad sonrası Suriye'de komşumuz konumuna gelen İsrail, İran saldırısıyla etrafımızdaki çemberi daraltmaktadır.
Bu, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1991 yılındaki 1. Körfez Savaşı ile birlikte duyurduğu tarihi bir hakikattir.
Türkiye Büyük Orta Doğu Projesi'nde son hedeftir, bir başka ifade ile Türkiye son kaledir.
Bu nedenle Türkiye'yi yönetenlerin 'ABD ne der' düşüncesini bir kenera bırakıp tüm adımları Türkiye'nin ulusal çıkarları doğrultusunda atmaları gerekmektedir.
Ey millet!
Bu defa Baş'a kulak verin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Nuri Okumuş / diğer yazıları
- 1991-2025’e tarihi hakikat! / 17.06.2025
- Nasıl bir gençlik? / 12.05.2025
- Ezber bozan adam! / 15.04.2025
- Nice bayramlara… / 29.03.2025
- Nasıl bir gelecek? / 19.03.2025
- Bu acele nedir? / 12.03.2025
- Milletimiz ayıkana kadar / 04.03.2025
- Çözüm, Milli Ekonomi Modeli / 26.02.2025
- Neden herkes mutsuz? / 10.02.2025
- Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz / 15.01.2025
- Nasıl bir gençlik? / 12.05.2025
- Ezber bozan adam! / 15.04.2025
- Nice bayramlara… / 29.03.2025
- Nasıl bir gelecek? / 19.03.2025
- Bu acele nedir? / 12.03.2025
- Milletimiz ayıkana kadar / 04.03.2025
- Çözüm, Milli Ekonomi Modeli / 26.02.2025
- Neden herkes mutsuz? / 10.02.2025
- Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz / 15.01.2025