Dün de, bugün de toplumumuza baktığımız zaman kangren olmuş sosyal problemlerle mücadele eden bir gençlik görüyoruz.
Aslında manevi bir arayışın sonucu olarak çeşitli bağımlılıklarla sarmalanmış halde gençlik.
Genç insan, fıtratı gereği sürekli arayış içindedir. Birçok sahada böyledir. Neyi aradığını nasıl bulacağını ona aile, toplum, çevre, devlet yol gösterecek.
Gencimizin önce kalbi doymalıdır. Onun da yolu ibadetle, maneviyatla olur. Bu duygular verilemezse felaketlerin önüne geçmek mümkün olamaz.
Rol model
Bu konuların özünde, gençliğin toplumun rol model olarak kabul edeceği insan nasıl olmalı, sorusu yatıyor.
Ülkemizde eksik olan toplumun önündeki rol modelimizin olmayışı. Örnek olmayınca her bireyin aklı, nefsi onun için ölçü oluyor.
Gençliğimizi titizlikle ele alıp ahlaklı, milli ve manevi değerlerine bağlı yetiştirerek vatanına milletine devletine kazandırmamız lazım.
Burada örnek aile, çevre, toplum, millet ve tabii birçok defa ifade ettik milli eğitim.
Her kuruma vazife düşüyor. Fert olarak bizlere, aileye, medyaya, devlete, toptan herkese vazife düşüyor.
Bu vazifenin temelinde öncelikle kendi adımıza iyi bir insan olmak, iyi bir vatandaş olmak var. Bunun da anahtarı, Allah'ın rızasını kazanmaktır.
Unutulan gençlik!
Ülkemizde maalesef her daim unutulan geleceğimizin teminatı gençler.
Seçim dönemlerinde broşürlere, billboardlara, afişlere, programlara manşet olan gençler sonrasında üzülerek ifade edelim yalnız bırakılıyor.
Bir ülkeyi ayakta tutan geleceklerini teminat altına alan genç nüfusudur.
Bir toplumda genç nesil ne kadar eğitimli, yetişmiş, öngörüsü yüksek seviyede olursa, o toplumlar daha dinamik, daha güçlü olur.
Eğitim şart!
23 yılda aranan, doğru bulunamayan eğitim sistemiyle değil tabii ki.
Aransaydı çoktan bulunurdu.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın uyarısını da dikkate almak gerekiyor.
"Türkiye'de eğitim sistemi 23 yılda belki 23 kez değişti. Bu kadar değişimin sebebi doğru sistemi bulamamış olmaları olamaz."
Asıl amaç sorgulamayan, araştırman, ezberleyerek başarı gösteren nesiller yetiştirmek!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle;
"Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız."
Anneler babalar dikkat!
Ülkemizde eğitim öğretim sadece Türkçe, matematik, fizik, kimya, tarih, coğrafya vs. algılanıyor. Tabi bunlar olmazsa olmazdır. Geleceğimizin teminatı olan eğitim, milli ve manevi değerlerine, örf ve adetlerine, gelenek ve göreneklerine bağlı, aidiyet duygusuna sahip, adalet ölçüsüyle yeşeren, yetişen bir neslin varlığı ile mümkündür.
Anneler babalar çocuklarının eğitimi için çok ciddi zorluklarla mücadele ediyor.
Ülkenin negatif ekonomik şartlarında, ilkokuldan üniversiteye her aşamada evlatların geleceğini garanti altına alabilmek için maddi ve manevi her türlü fedakârlıklarda bulunuyor.
Çocuklarımızı sadece okuldaki eğitimi ile baş başa bırakmayalım. Her gün yaşanan toplumsal olayları dikkate alarak çocuklarımızla her an beraber olalım. Aksi halde bir hata, ömür boyu ıstırap çekmemize sebep olabilir.
Mesleğimiz icabı sürekli seyahat halinde olan bir birey olarak, gördüklerimi, okuduklarımı, duyduklarımı yazamadığımı üzülerek ifade etmek istiyorum.
Lütfen size emanet olan evlatlarınıza sahip çıkın. Sokağa teslim etmeyin. Onlar için her daim en iyi öğretmen, en iyi örnek, en iyi dost, en iyi arkadaş sizlersiniz.
Dikkat diyoruz, çünkü gerçekten ahlaki dejenerasyon, çeşitli madde bağımlılıkları sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklar, bir defadan bir şey olmaz anlayışıyla başlayan ve sonu maalesef üzücü hadiselerle sonuçlanan onlarca, yüzlerce toplumsal olaya şahidiz.
Aile
Türk milletini ve geleceğinin temeli ailedir.
"Aile fertlerinin birbirlerine olan sevgisi ve hürmeti, karşılıklı hak ve vazifeleri, onların her birinin psikolojik ihtiyaçlarının da bir ifadesidir. Çocuklar, anne-baba şefkatine, anne-baba ise büyük bir nimet olan çocuklarının sevgisine muhtaçtır.
Belki birçok defa ifade ettiğim, 1994 yılında öğrencilik yıllarımda Şanlıurfa'da katıldığım bir konferansta, hayat ölçüsü olarak kabul ettiğim bir uyarıyı da paylaşmak istiyorum.
Sanki bugünleri anlatıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş, "Seyrediyor ve görüyorum ki, Hazreti İbrahim'in ateşe atıldığı manzarada yanan bir Türkiye var. Ama korkmaz İbrahim olan Nemrut'un ateşinden" İfadelerini kullanmıştı.
Mutlu yarınlar için lütfen biraz kulak verin.
Aslında manevi bir arayışın sonucu olarak çeşitli bağımlılıklarla sarmalanmış halde gençlik.
Genç insan, fıtratı gereği sürekli arayış içindedir. Birçok sahada böyledir. Neyi aradığını nasıl bulacağını ona aile, toplum, çevre, devlet yol gösterecek.
Gencimizin önce kalbi doymalıdır. Onun da yolu ibadetle, maneviyatla olur. Bu duygular verilemezse felaketlerin önüne geçmek mümkün olamaz.
Rol model
Bu konuların özünde, gençliğin toplumun rol model olarak kabul edeceği insan nasıl olmalı, sorusu yatıyor.
Ülkemizde eksik olan toplumun önündeki rol modelimizin olmayışı. Örnek olmayınca her bireyin aklı, nefsi onun için ölçü oluyor.
Gençliğimizi titizlikle ele alıp ahlaklı, milli ve manevi değerlerine bağlı yetiştirerek vatanına milletine devletine kazandırmamız lazım.
Burada örnek aile, çevre, toplum, millet ve tabii birçok defa ifade ettik milli eğitim.
Her kuruma vazife düşüyor. Fert olarak bizlere, aileye, medyaya, devlete, toptan herkese vazife düşüyor.
Bu vazifenin temelinde öncelikle kendi adımıza iyi bir insan olmak, iyi bir vatandaş olmak var. Bunun da anahtarı, Allah'ın rızasını kazanmaktır.
Unutulan gençlik!
Ülkemizde maalesef her daim unutulan geleceğimizin teminatı gençler.
Seçim dönemlerinde broşürlere, billboardlara, afişlere, programlara manşet olan gençler sonrasında üzülerek ifade edelim yalnız bırakılıyor.
Bir ülkeyi ayakta tutan geleceklerini teminat altına alan genç nüfusudur.
Bir toplumda genç nesil ne kadar eğitimli, yetişmiş, öngörüsü yüksek seviyede olursa, o toplumlar daha dinamik, daha güçlü olur.
Eğitim şart!
23 yılda aranan, doğru bulunamayan eğitim sistemiyle değil tabii ki.
Aransaydı çoktan bulunurdu.
BTP lideri Hüseyin Baş'ın uyarısını da dikkate almak gerekiyor.
"Türkiye'de eğitim sistemi 23 yılda belki 23 kez değişti. Bu kadar değişimin sebebi doğru sistemi bulamamış olmaları olamaz."
Asıl amaç sorgulamayan, araştırman, ezberleyerek başarı gösteren nesiller yetiştirmek!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle;
"Türk gençliği amaca, bizim yüksek ülkümüze durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
"Gençler, Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile insanlık değerinin, vatan sevgisinin en değerli örneği olacaksınız."
Anneler babalar dikkat!
Ülkemizde eğitim öğretim sadece Türkçe, matematik, fizik, kimya, tarih, coğrafya vs. algılanıyor. Tabi bunlar olmazsa olmazdır. Geleceğimizin teminatı olan eğitim, milli ve manevi değerlerine, örf ve adetlerine, gelenek ve göreneklerine bağlı, aidiyet duygusuna sahip, adalet ölçüsüyle yeşeren, yetişen bir neslin varlığı ile mümkündür.
Anneler babalar çocuklarının eğitimi için çok ciddi zorluklarla mücadele ediyor.
Ülkenin negatif ekonomik şartlarında, ilkokuldan üniversiteye her aşamada evlatların geleceğini garanti altına alabilmek için maddi ve manevi her türlü fedakârlıklarda bulunuyor.
Çocuklarımızı sadece okuldaki eğitimi ile baş başa bırakmayalım. Her gün yaşanan toplumsal olayları dikkate alarak çocuklarımızla her an beraber olalım. Aksi halde bir hata, ömür boyu ıstırap çekmemize sebep olabilir.
Mesleğimiz icabı sürekli seyahat halinde olan bir birey olarak, gördüklerimi, okuduklarımı, duyduklarımı yazamadığımı üzülerek ifade etmek istiyorum.
Lütfen size emanet olan evlatlarınıza sahip çıkın. Sokağa teslim etmeyin. Onlar için her daim en iyi öğretmen, en iyi örnek, en iyi dost, en iyi arkadaş sizlersiniz.
Dikkat diyoruz, çünkü gerçekten ahlaki dejenerasyon, çeşitli madde bağımlılıkları sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklar, bir defadan bir şey olmaz anlayışıyla başlayan ve sonu maalesef üzücü hadiselerle sonuçlanan onlarca, yüzlerce toplumsal olaya şahidiz.
Aile
Türk milletini ve geleceğinin temeli ailedir.
"Aile fertlerinin birbirlerine olan sevgisi ve hürmeti, karşılıklı hak ve vazifeleri, onların her birinin psikolojik ihtiyaçlarının da bir ifadesidir. Çocuklar, anne-baba şefkatine, anne-baba ise büyük bir nimet olan çocuklarının sevgisine muhtaçtır.
Belki birçok defa ifade ettiğim, 1994 yılında öğrencilik yıllarımda Şanlıurfa'da katıldığım bir konferansta, hayat ölçüsü olarak kabul ettiğim bir uyarıyı da paylaşmak istiyorum.
Sanki bugünleri anlatıyor.
Prof. Dr. Haydar Baş, "Seyrediyor ve görüyorum ki, Hazreti İbrahim'in ateşe atıldığı manzarada yanan bir Türkiye var. Ama korkmaz İbrahim olan Nemrut'un ateşinden" İfadelerini kullanmıştı.
Mutlu yarınlar için lütfen biraz kulak verin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Nuri Okumuş / diğer yazıları
- Nasıl bir gençlik? / 12.05.2025
- Ezber bozan adam! / 15.04.2025
- Nice bayramlara… / 29.03.2025
- Nasıl bir gelecek? / 19.03.2025
- Bu acele nedir? / 12.03.2025
- Milletimiz ayıkana kadar / 04.03.2025
- Çözüm, Milli Ekonomi Modeli / 26.02.2025
- Neden herkes mutsuz? / 10.02.2025
- Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz / 15.01.2025
- 2024’ten 2025’e bakış! / 31.12.2024
- Ezber bozan adam! / 15.04.2025
- Nice bayramlara… / 29.03.2025
- Nasıl bir gelecek? / 19.03.2025
- Bu acele nedir? / 12.03.2025
- Milletimiz ayıkana kadar / 04.03.2025
- Çözüm, Milli Ekonomi Modeli / 26.02.2025
- Neden herkes mutsuz? / 10.02.2025
- Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz / 15.01.2025
- 2024’ten 2025’e bakış! / 31.12.2024