Bazı tarihler vardır, anlamıyla zihninizdeki düşünce taşlarını yerinden oynatır.
Takvim o tarihe yaklaştıkça yaşadığımız heyecanı bir soru dizginleyip durur: "Bugünün hakkını verebilmek, anlamına yakışır değerler üretebilmek için daha fazla ne yapabilirim?"
O tarihlerden biri yarın: 24 Kasım Öğretmenler Günü…
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşlarına, yeni harflerle okuma-yazma öğretmek amacıyla kurulan Millet Mektepleri'nin (1928) açıldığı ve ulu önder Atatürk'ün başöğretmenliği kabul ettiği tarih olan 24 Kasım, 1981'den bu yana ülkemizde Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor.
Öğretmenlik mesleğine ve eğitimin değerine ilişkin ülke çapında farkındalık meydana getirmeyi hedefleyen bu girişimin üzerinden 42 yıl geçti.
Ne var ki, "Öğretmenler Günü" ödevimizi yerine getiremiyoruz.
Oysa işin bu noktasında Mustafa Kemal ve öğretmen konusuna değinmek istiyoruz.
Bir yandan Kütahya-Eskişehir muharebeleri tüm şiddetiyle sürerken, öte yandan Mustafa Kemal de 15-21 Temmuz 1921 tarihlerinde Ankara'da toplanan Maarif Kongresi'ne katılmaktaydı. Mustafa Kemal Paşa, cepheyi bırakarak bu kongreye katılmış ve burada milli eğitim tarihine geçecek olan nutkunu okumuştu:
"Muhterem hanımlar, efendiler!
Bizi yaşatmamak isteyenlere karşı yaşamak hakkımızı savunmak üzere toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada Ankara'da açıldı. Derin bir idari ihmalin devlet varlığında açtığı yaraları sarmak için en büyük çalışmayı hiç şüphesiz eğitim için yapmamız gerekiyor.
Şimdi maddi ve manevi bütün güç kaynaklarımızı düşmanlara karşı kullanıyoruz. Ancak, bu savaş günlerinde bile dikkat ve özenle işlenip çizilmiş bir milli eğitim programı yapmaya emek sarf etmeliyiz.
Milli eğitim programı derken, hurafelerden, yabancı fikirlerden, Doğu'dan ve Batı'dan gelebilen bütün tesirlerden uzak, tarihi ve milli seciyemize uygun bir kültürü kastediyorum…"
Mustafa Kemal Paşa bu konuşmayı yaparken, bir ara Yarbay Salih (Omurtak) Bey, Salih (Bozok) Bey'e cephenin Yumruçal-Nasuhçal arasında yarıldığını haber vermiş ve Mustafa Kemal'in hemen Genelkurmay'a gelmesinin iyi olacağını bildirmişti. Ancak Mustafa Kemal Paşa, konuşmasını yarıda kesmeyi istememiş ve konuşmasını şöyle sürdürmüştü:
"Milletimizi yetiştirmek gibi kutsal bir görev yüklenmiş olan gelecekteki kurtuluşumuzun yüce öncüleri kadın ve erkek öğretmenlerimiz hakkındaki saygı duygularımı bir kere daha dile getirmek istiyorum. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar sebatkâr oldukları tarihten de bilinir. Silahıyla olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Her türlü güçlüğü göze alarak bu yolda sarsılmadan yürüyeceğimize inanıyorum. Göreviniz çok önemli ve hayatidir. Bunda muvaffak olmanızı Cenab-ı Hak'tan temenni ederim."
Öğretmenler Günü'nü kutlarken 24 Kasım'da ödevimizi yapalım onları en üstte görelim.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023