Ruslar, 7 Kasım tarihine kadar Karadeniz kıyılarında Harşit Çayına kadar, Kars-Erzurum hattından da Erzincan'a kadar uzanan Doğu Anadolu yaylalarının işgal ederek, kışın kendini göstermesi üzerine bu bölgeleri elde tutabilmek için kış hazırlıklarına başlar. Ruslar Ermenistan toprağı olarak nitelendirdikleri bu bölgelerde bir ermeni devleti yerine yeni bir planlama ile çiftlikler kurarak bu bölgeyi Ruslaştırmayı düşünürler. Yalnız Muş Ovası, Bitlis ve Vestan'da Osmanlının XVI. Kolordusunun saldırılarını durduramayarak işgal ettiği bölgeleri boşaltmıştır.Almanya ise Avusturya Genelkurmaylığının yanlışları yüzünden Batı cephesinde başlattığı saldırılarla amacına ulaşamaz. Bağlaşığı Avusturya ise Askeri sahadaki hataları nedeni ile Toprakları Ruslar tarafından işgal edilmeye başlanır. Kara vuruşmaları ile savaşı kısa zamanda zaferle sonuçlandırmayacağını anlayan Almanya Denizaltı Savaşları ile ablukayı yıkarak ve tarafsız ülkeleri yanına çekerek, mevcut imkânları tükenmeden dünyaya açılmak, dünya imkânlarından en az Fransa ve İngiltere kadar faydalanarak savaşı lehinde zaferle bitirmek için yeni bir siyasa izlemektedir. Bu siyasa ile bağlaşığı Avusturya'yı Rus işgalinden kurtarmak, Batı cephesinde İngiliz-Fransız saldırılarını durdurabilmek için bütün gücünü batıya yığar. Doğu cephesinde Ruslara karşı da Galiçya'da Osmanlıdan getirttiği 7 Osmanlı tümenini savaştırır. Türkün Mehmedi de Galiçya'da, kim için savaştığını bilmeden kahramanlık destanları yazdırarak savaşa, savaşa tükenmektedir. Bunun yanında da çevreden kışlık yiyecek iaşesini temin edemeyen XVI. Kolorduya ihtiyaçlarını gönderememektedir. Çünkü Başkomutan Yardımcısına göre zaferin yolu doğuda değil Avrupa'daki vuruşmalardadır.1916 yazından beri Fransa siyasası da İngiliz işbirliği ile şu esasa dayanır: Fransa bağlaşıklarının desteği ile Almanya'yı ezerek, Ona kendi istekleri doğrultusunda bir barışı kabul ettirmektir. Bu nedenle İngiltere ile Başkan Wilson'un Barış Konferansı projesini kabul etmeyerek Amerika'nın savaşa girmesini önlerler.Cumhurbaşkanı Wilson, Avrupa'da uygulamak istediği Barış Konferansı siyasasında isteklerine ulaşamayınca, Amerika için yeni bir siyasi yol geliştirir. Bu yol, bu siyasa yansız devletlerle bütün insanlığın yararına olacak bir BARIŞ siyasasıdır. O, bu siyasa ile bütün yansız devletlerle işbirliğine hazırdır. Onun savunduğu barış HAK KAVRAMINA dayanır. Başkan Wilson bu hak Kavramı ile Avrupa'da birbirlerini yok etmemek için savaşan devletlerin emperyalizmine yeni bir düşünce olur. Başkan Wilson bu düşünceyi 27 Mayıs 1916 da Amerikan Halkına açıklar:""Bütün Dünya barışa susmuştur? Bundan sonra dünya barışı yeni ve doğru diplomatik usullerle bağlanmalıdır. Uluslararası Hukuk şu veya bu ulusun özel çıkarlarından üstün tutulmalıdır. Bütün uluslar HAKKIN her türlü bencil saldırılardan üstün olması, bir bağlaşmışlar topluluğuna karşı dikilmemesi gerektiği düşüncesini besliyorlar; bu yön savaşan devletlerde bulunan en belirli kişilerin demeçlerinden anlaşılıyor. Çünkü herkesçe değerli sayılan bir nesneyi, insanlığın ve ulusların haklarına saygı gösterilmesi konusunu korumak için evrensel bir anlaşma gerekir. Benim temel inançlarım şunlardır:1- Her ulus nasıl bir yönetim altında yaşayabileceğini seçebilmelidir. 2-Acundaki küçük ulusların, büyük ve güçlüler gibi, bağımsızlıklarına ve toprak bütünlüklerine saygı gösterilmesini istemek hakları olmalıdır.3- Dünyanın, barışı yıkacak olan bir saldırıya, ulusların haklarına yöneltilecek her suikasta karşı ölçem olmak hakkı vardır. Günün birisinde savaşan devletlerarasında bir barışçı devlet yaratmak veya yöneltmek işi bize düşerse şu yolda yürüyeceğiz: a)Savaşlarında kabul edebilecekleri çözümleme koşulları bulmak. b)Denizyollarının kesin güvenlik ve herkes için açıklığını sağlamak. c) Var olan üstenmelere aykırı olarak çıkacak her savaşı önlemek için evrensel bir uluslar birliği kurmak."Amerikan halkı Başkan Wilson'un düşüncelerini çok beğenirler. Almanya-Avusturya-Macaristan- Rusya-İngiltere-Fransa ve İtalya Wilson'un düşüncelerine karşın olurlar Çünkü onların temel siyasaları emperyalizmdir. Sömürüdür.Barış ve Uluslar birliği teşkilatının kurulması (Birleşmiş Milletler Cemiyet) tarımda Ticarette ve sanayide gelişmekte olan Amerikan halkınca çok beğenilir. Bu beğeni Başkan Wilson'a 7 Kasım 1916 günü yapılan Amerikan seçimlerinde partisini seçimi kazanmasını ve kendisinde Cumhurbaşkanlığı kazandırmasını sağlar. Çünkü O, bu düşünceleri ile barış için insanlığa yol gösteren bir devlet adamı olarak algılanır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ahmet Oğuz Bahadır / diğer yazıları
- Erzincan ateşkesi ve sonucu / 14.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011
- Bolşevik Rusya'nın Ermeni siyaseti / 12.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar - II - / 10.02.2011
- Savaş şurası'nda alınan kararlar / 09.02.2011
- Alman - Gürcü işbirliği ve amaçları / 06.02.2011
- Başkan Wilson'un ince hesapları / 05.02.2011
- Başkan Wilson'un siyasi amaçları / 04.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - II / 03.02.2011
- Brest Litovks Konferansı'na İngiltere'nin tepkisi - I / 02.02.2011
- Mustafa Kemal'in Almanya seyahati / 01.02.2011