logo
25 NİSAN 2024

‘Türk Milleti’ni ‘vatandaş’ yapmak

03.02.2013 00:00:00
Son günlerde millî kimlik üzerinde yoğunlaşan anayasa tartışmaları hızlandı. Kavmiyetçiler, Türk düşmanlığına dayalı ırkçılık yaparak, demokrasi adı altında Türk millet birliğini ifade eden Türk milleti kimliğine savaş açarak milletimizi parçalama yolunda hızla ilerliyorlar.
Nitekim anayasa değişikliği çalışmaları sürecinde mevcut anayasamızdan “Türk” ve “Türk milleti” ifadesi çıkarılıp, yerine “Türkiye vatandaşlığı” gibi bir kavram getirmek istiyorlarmış. Öncelikle terim ve kavramsal çerçeveyi netleştirmek lazım.  
“Vatandaşlık” ya da “yurttaşlık” terimleri, kişilerin kanun karşısında salt sorumluluk ve yetkilerini ifade eder. Yani kişinin sadece görünen ve madde planında devlete mensubiyetini ifade eder. Ama bunun içinde millî birlik ruh ve şuuru yoktur. “Vatan” Arapça, “yurt” Türkçedir. Vatanseverlik ya da yurtseverlik terimleri de kullanılıyor. Yurtseverlik, Batı dillerinde patriotism terimiyle karşılanır. Yurtseverlik son derece sığ, sınırlı, kuru ve maddi bir anlamı çağrıştırıyor. Yani yurdun sadece ekonomik değerlerini; arpasını, buğdayını, elmasını armudunu, denizini karını, güneşini çiçeğini, böceğini sevmek manası daha çok öne çıkıyor. Yurtseverlik teriminin çağrışım alanı içinde derin tarihî kültür birikimi, dinî ruh yoktur. “Vatandaş”ın dinî ve millî değerleri olmayabilir, ama “Türk milleti”, İslamî ve millî değerleri olan Müslüman Türk topluluğudur. İkisi aynı şey değildir. Bu manada ülkemizdeki birçok fabrikaları iş yerlerini, limanlarını, topraklarını Telekom’onu, bankalarını, sigorta şirketlerini satın alarak tatlı kârlarını kendi ülkesine taşıyan bir Avrupalı ve Amerikalı da yurtseverdir; hatta bizden daha çok yurtseverdir. Onlar da vatandaş olabilir.
Ben bir Türk olarak yurdun sadece bekçiliğini, askerliğini, polisliğini, işçiliğini, emekçiliğini, güvenliğini, zahmetini paylaşıyorum, ama bir yabancı, bütün nimetlerini ve safasını gaspediyor. Bu durumda o yabancı, benden daha çok yurtsever bir vatandaş olur ama Türk milleti olamaz. “Vatandaş”, yurdun sadece ekonomik değerlerini sever, “Türk milleti” ise tarihini, dinini, dilini, kültürünü, edebiyatını, şarkısını türküsünü, çilesini, savaşını, hatıralarını, hayallerini, ruhunu her şeyini sever.
Vatandaş, aynı vatanı paylaşan kimseler demektir. Burada din, dil, kültür, tarih, töre, gelenek görenek, edebiyat, sanat, gelecek gibi değerlerde buluşmuş bir toplumsal kitle çağrışımı yok. Ülkemize Avrupalısını, Amerikalısını, onu bunu doldurursunuz, onlar da vatandaş olur. Ama bir Türk olarak bunlarla benim organik bir bağım olmaz. Ya da Türk millet birliğini etnik, mezhepsel ya da coğrafi ya da sosyal ve ekonomik farklılıklarına göre ayırırsınız, bunlar arasında bir gönül ve ruh birliği, düşünce ve inanç birliği, bayrak ve kültür birliği kalmaz, onlar da vatandaş olur. Belki yeni anayasada Türk milleti yerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı getirilerek yapılmak istenen budur.
Milliyetin temel unsuru “millî ruh” kavramıdır. Aynı millete mensup olan insanlar, benzerî bir duygu, düşünce ve hayal sistemine sahiptir. Ortak duyarlılıklarda, ortak bir inançta birleşirler. Milletin evlatları birbirini severler, yardımlaşırlar, dayanışma içinde olurlar. İşte bunu yapan ortak millî ruhtur. Millî ruhu doğuran, üreten kaynak da ortak dil, ortak kültür, ortak medeniyet, ortak vatan, ortak bayrak sevgisi, ortak siyasi teşkilatlanmadır.
Milleti doğuran, yaşatan ve yaşatacak olan temel etken maddi değerler değil, manevi değerlerdir. Marksizme göre insanları bir arada tutan temel etken maddedir. Bizde ise manevi değerlerdir. ”Türk milleti”ni kaldırıp yerine “vatandaşlık” koyarsanız o zaman manevi değerlerde birleşmiş bir yapıyı yıkıp yerine tamamen menfaate dayalı maddi çıkara dayalı gevşek bir toplumsal birliktelik üretmiş olursunuz ki bu tehlikelidir.
Ayrıca yanlış kullanılan terimlerden biri de “halk”tır. İslamcı görünümlü bazı siyasetçiler, ya sadece “milletimiz”, ya da “vatandaş” terimini; PKK’cı, solcu, sosyalist, Komünist kesimler de “halk” terimini kullanarak “Türk milleti” ifadesini yok etmek istiyorlar. Her iki kesimin ortak paydası, Türklük karşıtlığı.
Batı emperyalizminin propagandalarıyla yönlendirilmiş bazı ideolojik kesimler, “halkların kardeşliği” ifadesini hem yanlış, hem de kötü niyetli bir anlam yükleyerek kullanıyorlar. “Halkların kardeşliği” ifadesiyle Türk millet birliğini etnik farklılıklarına göre ayırıyorlar, ayrıştırıyorlar, sonra bunları matematik anlamda toplamaya çalışıyorlar. Millet, organik toplamdır. Etnik siyasete dayalı halkların kardeşliği ise matematik toplamdır. Yani millet, ırmakların denizde birleşmesidir, halkların kardeşliği ise elmanın, armudun, muzun, eriğin, portakalın yan yana getirilerek toplanmasıdır. Böyle bir toplam sağlıklı da değildir, anlamlı da. Mekanik, gevşek, ayrıksı bir toplamdır. Ama ırmakların denizde birleşmesi tamamen doğal, organik ve sağlam bir birliktir. Denizde birleşen ırmakları tekrar ayıramazsınız. İşte şimdi bizim Türk millet birliğimiz böyledir, böyle olmaktan çıkarılmaya çalışılıyorsa da biz böyle yapmak zorundayız. Türk milletini idare eden siyasetçiler, sorumlu davranıp böyle yapmak zorundadırlar. Yoksa her gün, her yerde her konuşmalarında ülkemizde şu kadar etnik grup var deyip, bir de adlarını tek tek sayarak onlara etnik aidiyetlerini sürekli hatırlatmanın ve etnik kimliklerini iyice kemikleştirerek onları ayrıştırmanın anlamı olmadığı gibi sosyal dokuyu paramparça eden bir dinamittir. İşte emperyalizmin taşeronu bazı İslamcı ve PKK siyasetçileri milletimize her gün bu dinamiti atıyorlar.
Türkçede “halk” terimi, etnik grup ya da kavim manasında değildir. Bizde halk, toplumsal, ekonomik, bilgi, kültür bakımından daha alt sıralarda bulunan toplum kesimine denir. Yani fakir, eğitim, kültür seviyesi düşük, toplumsal konumu geri planda olan kitleye halk denir. Bir bakıma avam manasındadır. Bazen de halk terimi, millet manasınadır. Atatürk, “Türkiye halkı” ifadesiyle “Tük milleti”ni kastetmişti. “Bizim halkımız şöyle, bizim halkımız böyle“ gibi ifadelerle kurulan cümlelerde genel toplum kitlesi kastedilir. Yoksa şu kavimden, bu kavimden bir toplum kesimi kastedilmez. O bakımdan “halkların kardeşliği” ifadesi sakat ve kötü niyetli bir fitne sözüdür.
Ayrıca millet ile halk arasında bir başka temel fark vardır. Halk, sadece eş zamanlı olarak yaşayan toplum kesimini ifade eder ve bu terimle sadece bir kalabalık yığın kastedilir. Halk terimi daha soyut, daha ruhsuz, daha sıradan bir kitleyi adlandırmak için kullanılır. Millet ise hem yaşayan, hem ölmüş, hem de doğacak nesilleri kapsayan çok kuşatıcı ve aynı zamanda ruhu, şuuru, değerleri, kültürü, medeniyeti, dini olan bir toplumsal yapıyı ifade eder. O bakımdan “Türk milleti” ifadesi “halk”ın üstündedir ve halkı da kapsar. Yani Türk milleti ifadesi zengin fakir, yönetici yönetilen, ölmüş diri, şu bölgeden bu bölgeden, şu kavimden bu kavimden herkesi kapsar.
“Vatandaşlık” da “halkların kardeşliği” de “Türk milleti” karşısında bir kardeşlik ittifakıdır. Türk milleti, kendisi için kurulan bu tuzağın farkındadır ve kimliğinin, devletinin, milletinin tapusu demek olan anayasasında adının silinerek evrak tahrifatı yapılmasına izin vermeyecektir. 
 
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
İsrail devlet televizyonu duyurdu
Ordu yakında Refah'a girecek!
'Orijinalini paylaşıyorum ki ahlaksızlığınız görülsün'
Montajlı fotoğraf polemiği
THY uçağı kalkışını erteledi
İlber Ortaylı uçakta rahatsızlandı
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.