Önce bazı verilere odaklanalım.
Joe Biden, görevi devralmadan birkaç gün önce ABD Hazine ve Ticaret bakanlıklarına Siber saldırı düzenlendi. Bu hacker saldırısının ABD'deki son yılların en büyük Siber saldırısı olarak görülüyor. Zararın boyutlarının analizinin aylar hatta yıllar alabileceği ifade ediliyor.
ABD Ulusal İstihbarat direktörü John Ratcliffe, Wall Street Journal gazetesindeki yazısında Pekin'i, ekonomi askeri ve teknolojik açıdan Amerika'ya ve tüm dünyaya egemen olmakla suçlamış.
Basına yansıyan haberlere göre ABD, Çin'i, ABD'ye ait hassas askeri teknolojiyi çalmakla suçlamaktadır.
Çin ise Amerika ile arasındaki teknolojik soğuk savaşta Huawei kılıcını çoktan çekmiş durumda.
Çin, 5G teknolojisini esas alarak dijital İpek Yolu projesini hayata geçirmiş durumda. Çin, sadece Huawei'yi değil, ZTE gibi Çin'deki başka şirketleri de teknolojik olarak ABD'ye rakip seviyeye gelmeleri için sübvanse etmektedir.
ABD'nin asıl rahatsız olduğu konu Çin'in Huawei gibi teknoloji şirketleri üzerinden ABD'nin NASA'sını kendine rakip olarak görmesi. Çin'in alternatif NASA üssü olmaya doğru ilerlemesi ABD'nin NASA üzerinden ihlal ettiği uluslararası ihlallerin de deşifre olması demek.
Aslında ABD'nin Çin'e bu kadar kızgın olmasının sırrı işte burada gizli. Konu sadece ticari değil. Çin ve Rusya, ABD'nin NASA'yı nasıl kullandığını çok iyi biliyor.
On yıllardır NASA üzerinden gerçekleşen bilgi toplama tekeli Çin'in 5G atağı ile kırılmak üzere. Bu da ABD'nin uzayda tekelini kaybetmesi demek. Bu, Amerika'nın, dünya üzerindeki bilgi toplama ve ülkelerin iç işlerine karışma tekelinin de kırılması demek.
Başka bir deyişle ABD, NASA üzerinden yaptıklarını bildiği için, işlediği suçlar nedeniyle Çin'in de bunu yapabilecek seviyeye gelmesi fikrinden çıldırıyor.
Bunun için Ulusal İstihbarat direktörü Ratcliffe özetle; "Dünyada başka bir dijital Jandarma istemiyorum" demektedir.
ABD'nin, NASA silahının uzayda kendine doğrultulması ABD için ciddi bir Ulusal güvenlik sorunu olarak görünüyor. Ki zaten bu telaş da bizzat ABD Ulusal İstihbarat direktöründen gelmektedir. ABD'nin Çin'e bu yönelik suçlaması aynı zamanda bir itiraf. ABD'nin, NASA üzerinden dünya ülkelerine egemen olmak için istihbarat ve bilgi topladığının itirafı.
ABD, Ratcliffe üzerinden Türkiye gibi ülkelere de şu mesajı veriyor: Yanımda yer alıp Çin'e tepki gösterin. Yoksa Çin'in teknolojik egemenliği geliyor.
Evet, bu konu önemli! Ama buna hangi açıdan yaklaştığımız da önemli. Acaba ABD mandasını mı kabul etsek? Yoksa ABD'nin NASA üzerinden dijital mandasında devam mı edelim? Ya da Rusya'nın dijital mandasına mı göz kırpsak?
Bu ortam, kurtuluş savaşındaki manda ve himaye tartışmaları hatırlattı. Amasya Kongresi'nde Mustafa Kemal Atatürk'ün, "Manda ve himaye kabul edilemez" fikri ve sonrasında Kuvayi Milliye hareketinin benzeri bir ortamdayız.
Bugün maalesef teknolojik olarak kıskaç altındayız. Kurtuluş savaşındaki manda ve himaye maalesef günümüzde de devam ediyor. O halde Ekonomi alanında olduğu gibi dijital anlamda da bir Kuvayi Milliye hareketine ihtiyaç var.
Bağımsızlık savaşı nasıl manda ve himayeyi ret eden bağımsızlık karakterli insanların omuzlarında yükselmişse; bugün bu bağımsızlık da aynı iman ve ruhu taşıyan bağımsızlığı karakter edinmiş insanlarla olacaktır. İmanını, aklını ve kalemini buna adamış nesiller bunu başaracaktır.
- ABD’nin Afganistan aynası -2- / 10.07.2021
- ABD’nin Afganistan aynası -1- / 09.07.2021
- Aşı emperyalizmi savaşları / 11.06.2021
- Atatürk’ün harp sanatının sırrı / 25.05.2021
- Dijital Ramazan Bayramı / 13.05.2021
- İsrail’in saldırısına hangi dizi ile karşılık vereceğiz! / 09.05.2021
- Çin Ortadoğu’da ABD’ye ‘şah’ dedi / 02.04.2021
- İnsanın sayısallaşması / 25.03.2021
- ABD, Kuzey Kore’ye neden demokrasi getiremiyor? / 18.03.2021