ABD Başkanı George Bush, Amerikan Başkanlarının geleneksel yıllık "Birliğin Durumu" konuşmasında halkını ve dünyayı Irak'a müdahale için iknaya çalıştı.
Bush, Saddam'ın kitle silahlarının olduğunu; el Kaide ile bağlantısı bulunduğunu ve Ortadoğu'yu ele geçirmek istediğini iddia etti.
BM Güvenlik Konseyi'ni 5 Şubat'ta toplantıya çağıran Bush, Irak'ın BM kararına uymadığını gösteren istihbarat bilgileri sunacağını taahhüt etti.
Şimdi bütün dünya ABD dışişleri Bakanı Powell'in sunacağı delilleri merakla bekliyor.
ABD'nin tek yanlı müdahalesine karşı olan kıta Avrupası ülkeleri Bush'un BM'ye bilgi vermeye yanaşmasını olumlu buluyorlar.
Ancak hâlâ ABD, "eğer sunacağım deliller BM Güvenlik Konseyi'ni tatmin etmez, yeni bir BM kararı alınamazsa müdahale etmem" de demiyor.
Yani Amerika'da Saddam gibi BM ile işbirliğine yanaşmıyor.
Şu çelişkiye bakın, Saddam'ın BM ile işbirliğine yanaşmaması ABD tarafından vurma sebebi sayılıyor.
Benzer davranış içinde olan ABD'nin BM kararına gerek görmeden Irak'a saldırması karşısında ise dünya sessiz.
ABD'nin ekonomik çöküş korkusu ile diktatörleşmesi haklının değil güçlünün hukukunu dünyaya dayatıyor.
Bu sadece ABD için değil, ABD'nin ittifak ettiği ülkeler için de geçerli. Tabii beyaz ve Hıristiyan veya Yahudi olmaları şartı ile.
Şimdi Bush'un Irak'a saldırı gerekçelerine bir daha bakalım.
Saddam'ın kitle imha silahlarının olduğu iddiası...
Peki aynı silahlardan İsaril'de fazlasıyla yok mu?
El-Kaide ile Irak'ın bağlantılı olduğu iddiasına gelince, Saddam biraz gayret etse, ABD'nin ve özellikle Bush hanedanının el-Kaide ile bağlantısının daha güçlü olduğunu ispat edebilir.
Saddam'ın Ortadoğu'yu ele geçirmek istediği iddiası ise komik. Saddam'ın gücü olsa kendi ülkesinin Güney ve Kuzey'ini ele geçirir. Çünkü ülkesi ABD ve İngiltere'nin örtülü işgali altında.
Şii ve Kürt devletleri ABD'nin himayesinde Saddam'ın toprakları üzerinde kurulmak üzere.
Ortadoğu'yu işgal etmek istediğini en üst perdeden söyleyen ise ABD ve İsrail.
Yeniden ezici bir çoğunlukla seçilen aşırı dinci, Siyonist Şaron tüm Ortadoğu'ya göz dikmiş durumda.
ABD'ye bütün bu çifte standardı ancak Türkiye hatırlatabilir.
Tabii bir şartla. Önce tam bağımsız bir ülke olarak.
Bush, Saddam'ın kitle silahlarının olduğunu; el Kaide ile bağlantısı bulunduğunu ve Ortadoğu'yu ele geçirmek istediğini iddia etti.
BM Güvenlik Konseyi'ni 5 Şubat'ta toplantıya çağıran Bush, Irak'ın BM kararına uymadığını gösteren istihbarat bilgileri sunacağını taahhüt etti.
Şimdi bütün dünya ABD dışişleri Bakanı Powell'in sunacağı delilleri merakla bekliyor.
ABD'nin tek yanlı müdahalesine karşı olan kıta Avrupası ülkeleri Bush'un BM'ye bilgi vermeye yanaşmasını olumlu buluyorlar.
Ancak hâlâ ABD, "eğer sunacağım deliller BM Güvenlik Konseyi'ni tatmin etmez, yeni bir BM kararı alınamazsa müdahale etmem" de demiyor.
Yani Amerika'da Saddam gibi BM ile işbirliğine yanaşmıyor.
Şu çelişkiye bakın, Saddam'ın BM ile işbirliğine yanaşmaması ABD tarafından vurma sebebi sayılıyor.
Benzer davranış içinde olan ABD'nin BM kararına gerek görmeden Irak'a saldırması karşısında ise dünya sessiz.
ABD'nin ekonomik çöküş korkusu ile diktatörleşmesi haklının değil güçlünün hukukunu dünyaya dayatıyor.
Bu sadece ABD için değil, ABD'nin ittifak ettiği ülkeler için de geçerli. Tabii beyaz ve Hıristiyan veya Yahudi olmaları şartı ile.
Şimdi Bush'un Irak'a saldırı gerekçelerine bir daha bakalım.
Saddam'ın kitle imha silahlarının olduğu iddiası...
Peki aynı silahlardan İsaril'de fazlasıyla yok mu?
El-Kaide ile Irak'ın bağlantılı olduğu iddiasına gelince, Saddam biraz gayret etse, ABD'nin ve özellikle Bush hanedanının el-Kaide ile bağlantısının daha güçlü olduğunu ispat edebilir.
Saddam'ın Ortadoğu'yu ele geçirmek istediği iddiası ise komik. Saddam'ın gücü olsa kendi ülkesinin Güney ve Kuzey'ini ele geçirir. Çünkü ülkesi ABD ve İngiltere'nin örtülü işgali altında.
Şii ve Kürt devletleri ABD'nin himayesinde Saddam'ın toprakları üzerinde kurulmak üzere.
Ortadoğu'yu işgal etmek istediğini en üst perdeden söyleyen ise ABD ve İsrail.
Yeniden ezici bir çoğunlukla seçilen aşırı dinci, Siyonist Şaron tüm Ortadoğu'ya göz dikmiş durumda.
ABD'ye bütün bu çifte standardı ancak Türkiye hatırlatabilir.
Tabii bir şartla. Önce tam bağımsız bir ülke olarak.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014