Türkiye'nin parçalanması için her türlü faaliyete destek veren ABD, yeni senaryolar devreye koyarak hedefine adım adım ulaşmayı planlıyor.Bilindiği gibi, Irak işgalinden en büyük zararı Türkiye görmüştür. 1. Körfez Savaşı'nda ABD tarafından Irak'ın kuzeyinde oluşturulan bölge ve buraya sözde güvenlik maksadıyla yerleştirilen çekiç güç, Türkiye'nin başına büyük bela olan ve 35 bin masum insanın ölümüne sebep olan ve hala etkisi devam eden bir PKK terörünü doğurmuştur.Irak'ın işgalinden sonra da belki de bize PKK teröründen çok daha büyük zarar verecek olan bir sözde devlet yapılanması oluşturulmuş ve bizzat ABD, İsrail ve AB tarafından burası cazibe merkezi haline getirilmeye çalışılmıştır.ABD birinci operasyonla, yani oluşturduğu PKK terörüyle ülkemizde huzurun kaçmasına, ikinci operasyonla yani sözde devlet oluşumuyla da "huzur orda değil buradadır" mesajını vermeye çalışmıştır.Esasen birçok strateji uzmanının yorumuna göre birincisi de ikincisi içindir. Yani PKK başta Türkiye olmak üzere, İran ve Suriye'nin bölünmesi için oluşturulan taşeron ve geçici bir terör örgütüdür.Nasıl ki El Kaide, BOP kapsamında bulunan İslam ülkelerinin işgali için paravan olarak kullanılıyorsa, PKK da farklı bir açıdan aynı amaca hizmet etmektedir.El Kaide'ye yapılan ve yapılacak olan işgale zemin oluşturma, PKK'ya ise bölünmeyi tetikleme ve parçalanması hedeflenen ülkeleri oyalama görevi verilmiştir.PKK'nın hedefi ve arkasındaki destekçisi her haliyle belli olmasına rağmen, son zamanlarda ABD'nin, PKK'yı terör örgütü olarak gördüğünü ifade etmesi, hatta önümüzdeki günlerde Kandil Dağı'na askeri bir operasyon yapacağını açıklaması ne anlama gelmektedir?Yine ABD'li üst düzey yetkililerin son açıklamaları da dikkat çekici.ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matt Bryza, Güneydoğu'daki son olaylarda terör eylemlerini destekleyen ve yönlendiren Roj TV'yi kınadıklarını açıkladı.ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson da, "PKK terörü sorununu ele alıp bitirmek lazım. Türkiye gibi bir müttefikimizin başında sorun olsun istemiyoruz" diye konuştu. "Bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü" diye meşhur bir ifade vardır.Biz düşünüp dururken, ABD'nin meşhur bir gazetesinde çıkan haber duruma açıklık getirdi.Washington Times gazetesi, Bush yönetiminin birkaç üst düzey PKK'lıyı yakalaması halinde Türkiye ile ilişkilerin düzeleceğini savundu. Hedef Türkiye ile ilişkileri düzeltmekmiş. Biz de hemen yutacakmışız.Tabii, bu noktada bazı sorular akla gelmiyor değil.Kandil Dağı'na dün bütün ısrarlarımıza rağmen müdahale etmeyen ABD bugün neden bu operasyonu düşünüyor?ABD için dün çok önemli olmayan ilişkilerimiz bugün neden bu kadar önemli? (Dün çok önemli olmayan ilişkilerimiz ifadesinden kastımız: ABD sonucunu bile bile Türk askerinin başına çuval geçirdi, Irak'ta 150-200 bin masumu katletti, PKK'yı besledi büyüttü, Tel Afer'de Türkmen soykırımı yaptı... Bütün bu ve buna benzer birçok zulmü göstere göstere yaparken hiç ilişkilerimizi düşünmeyen ABD bugün neden tavır değişikliğine gidiyor?)PKK'nın kuruluşundan bu yana biricik hamisi olan ABD, neden bir anda tavır almış gibi görünüyor?Evet. Biraz düşündüğünüz zaman bu soruların cevabını rahatlıkla bulabilirsiniz. ABD'nin yıllardan beri en büyük planı, Ortadoğu'nun en güçlü iki ülkesi olan Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirmektir. Bugüne kadar bu hedefe ulaşmak için birçok projeyi devreye koydu, ama başaramadı.Tabii, en büyük engellerden birisi de Türk milletinin ve askerinin ABD'ye olan olumsuz bakışları. Türk halkı yapılan anketlerde yüzde 80'ler düzeyinde ABD'ye olumsuz bakıyordu. Milletimizin bu duruşu, ABD'nin her dediğine evet diyen siyasilerimizin bile 1 mart tezkeresine hayır demelerinde baskı unsuru oldu. ABD hala bu konuda hazımsızlık yaşamaya devam ediyor.Hatırlarsanız, uzun yıllar süren ve iki komşu ülkenin birbirine düşürüldüğü bir İran-Irak savaşı yaşanmıştı. ABD bir taraftan Irak'ı destekler görünürken, diğer taraftan İran'a da silah desteği yapmayı ihmal etmedi. Maksat iki ülkenin de birbirine zarar vermesi, Müslüman'ın Müslüman'ı öldürmesiydi.İlginçtir ki, İran hala sapasağlam dururken, Irak bugün o zamanın stratejik müttefiki ABD tarafından işgal edilmiş vaziyette.Tabii bu sonuçta, İran'ın ulus devlet olmasının, birlik ve beraberliğini korumasının; Irak'ın ise dostluk, diyalog adı altında bütün değerlerinden koparak Batılılara yamanmaya çalışmasının rolü oldukça önemli.Şimdi aynı oyun yine oynanmak isteniyor, organizatörler aynı, taraflardan biri yine İran, sadece diğer taraf Irak değil de Türkiye.Sizce hedef Türkiye mi, İran mı? Bana sorarsanız her ikisi de hedef, ama asıl olan Türkiye'dir.Siz buna tarihi bir kin mi dersiniz, korku mu yoksa başka bir şey mi bilemem, ama durum bu.Şimdi bütün bu gerçeklere bakarak olaylara bir daha bakalım.Bir anda düğmeye basılıyor, Diyarbakır'da başlayan olaylar bütün yurdu sarıyor, herkeste bir tedirginlik, şehit üstüne şehit veriyoruz, PKK terörü sokaklarımızda ve bir anda kahramanımız(!) ABD devreye giriyor ve Kandil dağına göstermelik bir operasyon, 30-40 tane yine göstermelik ve Abdullah Öcalan gibi beslemelik terörist ve İran için tazelenen bir ABD imajı...Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in daha 1. Körfez Savaşı başlangıcında söylediği "Oyun Türkiye üzerinde oynanıyor" sözleri hala kulaklarımda yankılanıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Korucularımıza çok şeyler borçluyuz / 17.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Terör örgütünden fesih yorumu: Demokratik konfederalizm / 16.05.2025
- Trump’tan Şara’ya ‘Abraham Anlaşması’ şartı / 15.05.2025
- BTP lideri Hüseyin Baş hakkında bir garip iddianame! / 14.05.2025
- 'Terörsüz Türkiye' açılımından teröristler neden memnun? / 13.05.2025
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025