ABD'nin stratejik ortakları Saddam'dan ders alsınlar

Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in idamı, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, "ibretlerle dolu" bir olaydır.Saddam'ın yakalanmasıyla başlayan "savaş ve esir hukuku ihlalleri", yargılanma aşamasında had safhaya ulaştı, idam ile ayyuka yükseldi. Bu süreç tam bir "uluslar arası hukuk skandalları zinciri"dir. Saddam'ın yakalandığı günlerde basına servis edilen "donlu fotoğrafları"ndan "boğazına ilmek geçirilmiş" vaziyetine kadarki evreler, tam bir skandallar manzumesidir.Nitekim uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Ferit Hakan Baykal, Saddam'ın yargılanma sürecinin ve idam edilişinin, Cenevre Sözleşmesini rafa kaldıracak tarzda gerçekleştirildiğine dikkat çekti.Cenevre sözleşmesinin 99. maddesinin sonunda da savaş esirlerinin nasıl yargılanması gerektiği bellidir: Savaş esirlerinin adil ve bağımsız mahkemeler tarafından adil olarak yargılanması gerekir.İster beğenilsin, ister beğenilmesin Saddam, devlet başkanlığı ve genelkurmay başkanlığı yapmış bir devlet adamıdır; dolayısıyla yargılanması ve infazı da Cenevre sözleşmeleri çerçevesinde yapılmak durumundadır. Ama hiç de öyle olmadı?İş, haydutluk ve işgalcilik raconuna göre halledildi. Saddam'ın mezalimi elbette çoktur. Ancak, bütün bu mezalimlerinde onu kışkışlayan, onu destekleyen, ona stratejik ortaklık yükleyen ve neticede 90'lı yıllardan bu tarafa bölgede 2 milyonu aşkın Türkmen, Türk, İranlı, Kuveytli, Iraklı, Lübnanlı, Filistinli Müslüman'ı "öldüren ve öldürten işgal güçleri", Saddam'dan önce, evet milyonlarca defa önce ipi hak etmişlerdir. Saddam'ın vebali, onların vebali yanında solda sıfır kalır.  Dolayısıyla Saddam'ı yargılamak veya ipe çekmek, bu "vahşi işgalcilerin" veya onların bölgesel taşeronlarının, ne hakkı, ne de yetkisi dahilinde bir olaydı.AKP kurmayları başta olmak üzere, hiç kimse, "Bu yargılama ve idam, Irak'ın iç işidir" diye geçiştiremez. Bu iş, "iç iş" filan değil; vahşi bir işgal ve BOP işidir.Saddam'ın vaziyetini "Irak'ın iç işi" olarak geçiştirmeye kalkışanlar, söz Kerkük'e ve Türkmenlerden açılınca, aynı şekilde "bu Irak'ın iç işidir" diyerek mi geçiştirecekler? Ankara'daki Amerikancılar, Musul ve Kerkük'teki "kırmızı çizgi"lerimizin pembeleştirilmesi sürecinde de benzer lafları gevelemişlerdi. Şimdi orada ne adımız var, ne sanımız?Ankara'daki Amerikancılar, Süleymaniye'de Türk askerinin başına işgalci ABD tarafından çuval geçirildiğinde de benzer beyanatlar gevelemişlerdi.Saddam'ın idamı şayet "Irak'ın iç işi" ise, 30 bin insanın katili Apo hakkında bağımsız yargının verdiği "idam kararı" neden "Türkiye'nin iç işi değil"dir? Koalisyon ortaklığı devrinde Apo'nun idam dosyasını sümenaltı eden MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, Apo dosyasını "Türkiye'nin iç işi" olduğu için mi sümenaltı etmiştir; Bahçeli, Saddam'ın idamı hususunda beyanat vermeden önce, asıl bu Apo dosyasının akıbetine açıklık getirmelidir.Bütün bu ibretlik vakıaların ardındaki gerçek şudur: ABD yönetimindeki işgal güçleri, tam bir "küresel mafya raconu" ile bölgemize çöreklenmiş vaziyettedirler. İşgal güçleri, bölgemizde taşeronlar edinmişlerdir? Ülkemizde de edinmişler. Bu taşeronların "vazifesi" tamamlanınca veya vazifeyi yapacak daha iyi birisi bulununca veya sözkonusu taşeronların herhangi bir yolla BOP'un "vahşi sırları"nı fâş etme pozisyonu oluşunca, işgal güçleri derhal ipi çekerler? Aksi halde Apo örneğinde olduğu gibi ipten alırlar. Hatta Barzanî ve Talaban'i örneğinde olduğu gibi, başkanlık, başbakanlık, cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturturlar.Ne zamana kadar? İşgal güçlerinin menfaatlerine ve emellerine hizmet etmeye devam edinceye kadar?Saddam'ın infazındaki gerçek de budur, Apo'nun semirtilmesindeki gerçek de? "Vahşi BOP" gerçeğini herkes görmelidir.Bu gerçeği, özellikle BOP kapsamında ABD'nin stratejik ortaklığına soyunan politikacıların, işgal devlet başkanlarının bölgesel eş başkanlıklarını yürüten siyasetçilerin çok iyi görmesi gerekir. İlmekteki bugünkü Saddam'ın, koltuktaki dünkü taşeron Saddam olduğunu hafızalarına nakşetsinler.Etsinler ki, bölgemiz ve milletimiz günyüzü görsün.Bu konu daha çok üzerinde durulmaya değer?