Mesleki deformasyonun en çok yaşandığı alanlardan biri belki de gazeteciliktir.
Her gün binlerce haberi tarayıp en ilgi çekici olanları halka sunmak için uğraşan bir gazeteci, bir zaman sonra yürek burkan bir haberde bile duyarsız hale gelebiliyor.
Ama bazı haberler var ki üzüntü, acı, öfke iliklerine kadar işler.
Geçen hafta toprağa verdiğimiz 18 yaşındaki Eda Nur Kaplan, 21 yıllık bir gazeteci olarak beni derinden yaraladı.
Günlerdir o gencecik kızın hayatına son vermesini, kendini bu sona götüren sebepleri irdeliyorum kafamda.
Eda Nur'un ifadesine göre olayı özetleyelim.
Kendisi ve ablası sosyal medyadan tanıştıkları iki kişi ile Ankara'da bir eğlence mekânında alkol alıyor.
İki erkek Eda Nur'u bir otele götürerek tecavüz ediyor.
Bunalıma giren genç kız yaşadığı binanın 15. katından kendini aşağı bırakarak intihar ediyor.
Eda Nur'un intihardan önce cep telefonundan annesine "Anne küçük kızın bazı şeylere dayanamıyor artık. Kızını çok harcadılar. Kimseye bir şeyini anlatamadı. Hep içine attı. Ama o da çok birikti. Dayanamıyor artık. Hiçbir şeylerin güzel olacağına inancı kalmadı. Hakkımı yerde bırakmayın lütfen" şeklinde mesaj attığı ortaya çıktı.
****
18 yaşındaki bir kızın sosyal medyadan tanıştığı biri ile barda alkol alması elbette doğru değil.
Sonrasında, daha yeni tanıştığı birinin arabasıyla yola çıkması da doğru değil.
Ama Eda Nur'un hataları bizim hatalarımız kadar büyük değil.
Babasını küçük yaşta kaybeden Eda Nur'a annesi tek başına bakamadı.
Peki, akrabaları neden bu küçük yavruya sahip çıkmadı?
Neden hayatını yetiştirme yurdunda geçirmek zorunda kaldı?
Asıl değinmek istediğim nokta da burası.
Yetiştirme yurtları yeni adları ile sevgi evleri çok büyük soru işaretleri barındırıyor.
Yeni dönemde pek inceleme fırsatım olmadı ama bundan 15 sene önce Ankara'da bir yetiştirme yurdunda yaşanan skandallar kanımı dondurmuştu. Bir vesile sohbet ettiğim yurt çocukları nasıl suça itildiklerini, abi dedikleri büyük çocukların kendilerini nasıl taciz ettiğini, yaşadıkları sefaleti, korkuyu, acıyı, öfkeyi gözyaşları ile anlatmışlardı.
Anlaşılan 15 yılda değişen pek bir şey olmamış ki biz Eda Nur'a sevgi evlerinde yeteri kadar sevgi gösterememiş, onun yetişmesi için pek de çaba sarf etmemişiz.
O yüzdendir ki yurttan ayrıldıktan hemen sonra açlık duyduğu 'ilgi'yi sosyal medyadan tanıştığı kişilerde, alkolde, gece hayatında aramış.
Bu kızın vebali kimin üstünde?
Ona sahip çıkmayan akrabalarında, ona yeteri kadar ilgi göstermeyen sevgi evi çalışanlarında, baba vazifesini yerine getiremeyen devlette, bu devleti yöneten isimlerde, bu isimleri başa getiren seçmende ve bu düzeni değiştiremeyen bizlerde…
- Teknoloji ve Allah’ın azameti / 24.02.2025
- Rockefeller tıbbı ve gerçek tıp / 17.02.2025
- Ajan ağzı ile Atatürk’e çamur atanlara yanıt / 10.02.2025
- İnsan neden dünyaya geldiğini unuttu / 03.02.2025
- Bir eski yeni kıyası da benden olsun / 27.01.2025
- Memur-Sen'den cevap ve düzeltme / 21.01.2025
- Asıl huzur hakkı vatandaşındır / 20.01.2025
- HPV bataklığında bir toplum / 13.01.2025
- Kafaya bak kafaya! / 06.01.2025