'Akademik ve sivil cübbeliler nerede ?' seslendirme dosyası:
Vatikan projesi olan Dinler arası diyalog vites büyüterek devam ediyor. Papa'nın Irak ziyareti bunun en büyük ispatıdır. Hatırlayınız ekranlarda Suriyeli Müslümanların mezhebinden dolayı kanının helal fetvası veren akademik ve sivil cübbelilerden en ufak bir yorum bile gelmedi. Irak'ın işgalinde yorumsuz kalanlardan veya "BOP Allah'ın Türk milletine bir lütfudur" düşüncesinde olanlardan, Papanın Irak ziyaretine dönük dişe dokunan eleştiri duydunuz mu? Adeta üç maymunu oynuyorlar. Oysa 15 temmuzda Türkiye'de gösterime sunulmak istenen kalkışmanın, terör hareketinin lideri, Papalık misyonundan beslenerek senaryosunu yazmadı mı? Türk milleti, milli iradesini bir destan yazarcasına ortaya koymamış olsaydı bugün Papanın Irak'a değil, Türkiye'ye yapacağı ziyareti konuşuyor olurduk.
Düşmanı deşifre etmekten, üzerine yürümekten sakınmanın izahı, ya siz onu düşman olarak görmüyorsunuzdur ya da kendinizi güçsüz hissettiğiniz için korkuyorsunuzdur. Her iki yaklaşımın da yanlış olduğu, Ortadoğu laboratuvarında ispatlanmıştır. Belayı yok görerek veya dost sayarak savuşturamazsınız. Ayrıca Müslüman olarak bizler küfre rıza gösteremeyiz.
Maalesef dinler arası diyaloğa karşı çıkanlar bile, bu ihanet şebekesinin illetini ortaya koyamamışlardır. O gün onun yanında olanlar bugün karşısında olduklarını iddia ediyorlar. Her iddianın ispatı gerekir. Papa'nın hatırasına basılan pulların üzerinde Türkiye'nin birçok ilinin Kuzey Irak Kürdistan bölgesinde gösterilmesi aslında üniter yapımıza dönük bir saldırıdır. Bu bile siyasi liderlerimizi harekete geçirmeye yetmemiştir.
Sadece BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'tan, "Papa Müslümanların akan kanı üzerinde dans ediyor" şeklinde çarpıcı bir açıklama gelmiştir. Devamla dinler arası diyaloğun dününü, bugününü, gizli ajandasını ortaya koyan Hüseyin Baş, Müslümanlara, "siz birliği, beraberliği, kardeşliği Papanın eteğinde aramayın, orada zillet gizlidir. Sizin izzeti ve dünyada cennet hayatını yaşamak için eteğine yapışacağınız kişi, yıllar önce bu belayı öngören ve sizi uyaran merhum Babam, Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Babamın bütün insanlığın kurtuluşu için bıraktığı kadrolarıdır, fikirleri ve ölümsüz eserleridir" açıklamalarıyla gönlümüze su serpti. Allah, kutlu yürüyüşünde ona ve onunla kader kardeşliği yapma kararlılığı gösteren bizlere de yardım eylesin.
Yaklaşık bir yılı aşkın bir süre önce Bağdat'ta, iki gün sürecek uluslararası konferansa hatırladığım kadarıyla Irak'tan, Azerbaycan'dan, Fas'tan, Cezayir'den, İran'dan, Suriye'den, ilim insanları, Türkiye'den de Prof. Dr. Haydar Baş Hocam resmi olarak davet edilmişti. Hocam malum gerekçeyle uluslararası konferansa katılamayınca, Ali Nezir ve bendenizi görevlendirdi. Orada yapacağı konuşmayı hazırlayıp Ali Nezir'e verdi bana da sen "Milli Ekonomi Modelini" anlatırsın dedi. Sunumumu hazırlayıp hocama onaylattıktan sonra Bağdat'a uçtuk. Sunumumuzu yaptık. Bağdat'tan Trabzon'a döndük, hocam Akçaabat'taki evinin önündeki her zaman oturduğu yerde bizi karşıladı. İzlenimlerimizi dinledi, ilim adamlarının selamlarını ilettik ve kongreyi organize eden devlet kuruluşunun temsilcisinin sadece Hocamı konuşmacı olarak davet edeceğinin bilgisini verdik.
Hocam memnuniyetini ifade ederek "Evladım her türlü misyoner faaliyetlerinin, dinler arası diyaloğun, ajan faaliyetlerinin yapıldığı, fikir akımlarının birbiriyle çatıştırıldığı İslam coğrafyasında, Müslümanların sahibi yok, sahibini arıyor" dedi. Bu yıkıcı faaliyetler için finansın, sadece misyonerlik faaliyetleri için kullanılan kredilerle, uluslararası misyoner kuruluşlar tarafından sağlandığını da eklemişti.
Prof. Dr. Haydar Baş, "Müslüman ülkeler kapitalizmi terk edip, Milli Ekonomi Modelini hayatlarına geçirerek ekonomik bağımsızlıklarını kazanır, Mezhep ve fikir ayrılıklarını "Tevhidin Merkezi Ehli Beyt" anlayışına dönerek ortadan kaldırır ve Emperyalizme karşı verecekleri mücadelede Atatürk'ü örnek alırsa, İslam coğrafyasında barış, esenlik, kardeşlik tesis edilir" ifadesiyle çözümü de ortaya koymuşlardı. Sohbetin finalinde tebessümle karışık ben buna güzel bir örnek değil miyim diyerek aslına bize, olayı teori boyutundan kurtarıp müşahhas, elle tutulur boyuta nasıl taşıyacağımızın kodlarını da vermiş oluyordu.
Düşmanı deşifre etmekten, üzerine yürümekten sakınmanın izahı, ya siz onu düşman olarak görmüyorsunuzdur ya da kendinizi güçsüz hissettiğiniz için korkuyorsunuzdur. Her iki yaklaşımın da yanlış olduğu, Ortadoğu laboratuvarında ispatlanmıştır. Belayı yok görerek veya dost sayarak savuşturamazsınız. Ayrıca Müslüman olarak bizler küfre rıza gösteremeyiz.
Maalesef dinler arası diyaloğa karşı çıkanlar bile, bu ihanet şebekesinin illetini ortaya koyamamışlardır. O gün onun yanında olanlar bugün karşısında olduklarını iddia ediyorlar. Her iddianın ispatı gerekir. Papa'nın hatırasına basılan pulların üzerinde Türkiye'nin birçok ilinin Kuzey Irak Kürdistan bölgesinde gösterilmesi aslında üniter yapımıza dönük bir saldırıdır. Bu bile siyasi liderlerimizi harekete geçirmeye yetmemiştir.
Sadece BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'tan, "Papa Müslümanların akan kanı üzerinde dans ediyor" şeklinde çarpıcı bir açıklama gelmiştir. Devamla dinler arası diyaloğun dününü, bugününü, gizli ajandasını ortaya koyan Hüseyin Baş, Müslümanlara, "siz birliği, beraberliği, kardeşliği Papanın eteğinde aramayın, orada zillet gizlidir. Sizin izzeti ve dünyada cennet hayatını yaşamak için eteğine yapışacağınız kişi, yıllar önce bu belayı öngören ve sizi uyaran merhum Babam, Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Babamın bütün insanlığın kurtuluşu için bıraktığı kadrolarıdır, fikirleri ve ölümsüz eserleridir" açıklamalarıyla gönlümüze su serpti. Allah, kutlu yürüyüşünde ona ve onunla kader kardeşliği yapma kararlılığı gösteren bizlere de yardım eylesin.
Yaklaşık bir yılı aşkın bir süre önce Bağdat'ta, iki gün sürecek uluslararası konferansa hatırladığım kadarıyla Irak'tan, Azerbaycan'dan, Fas'tan, Cezayir'den, İran'dan, Suriye'den, ilim insanları, Türkiye'den de Prof. Dr. Haydar Baş Hocam resmi olarak davet edilmişti. Hocam malum gerekçeyle uluslararası konferansa katılamayınca, Ali Nezir ve bendenizi görevlendirdi. Orada yapacağı konuşmayı hazırlayıp Ali Nezir'e verdi bana da sen "Milli Ekonomi Modelini" anlatırsın dedi. Sunumumu hazırlayıp hocama onaylattıktan sonra Bağdat'a uçtuk. Sunumumuzu yaptık. Bağdat'tan Trabzon'a döndük, hocam Akçaabat'taki evinin önündeki her zaman oturduğu yerde bizi karşıladı. İzlenimlerimizi dinledi, ilim adamlarının selamlarını ilettik ve kongreyi organize eden devlet kuruluşunun temsilcisinin sadece Hocamı konuşmacı olarak davet edeceğinin bilgisini verdik.
Hocam memnuniyetini ifade ederek "Evladım her türlü misyoner faaliyetlerinin, dinler arası diyaloğun, ajan faaliyetlerinin yapıldığı, fikir akımlarının birbiriyle çatıştırıldığı İslam coğrafyasında, Müslümanların sahibi yok, sahibini arıyor" dedi. Bu yıkıcı faaliyetler için finansın, sadece misyonerlik faaliyetleri için kullanılan kredilerle, uluslararası misyoner kuruluşlar tarafından sağlandığını da eklemişti.
Prof. Dr. Haydar Baş, "Müslüman ülkeler kapitalizmi terk edip, Milli Ekonomi Modelini hayatlarına geçirerek ekonomik bağımsızlıklarını kazanır, Mezhep ve fikir ayrılıklarını "Tevhidin Merkezi Ehli Beyt" anlayışına dönerek ortadan kaldırır ve Emperyalizme karşı verecekleri mücadelede Atatürk'ü örnek alırsa, İslam coğrafyasında barış, esenlik, kardeşlik tesis edilir" ifadesiyle çözümü de ortaya koymuşlardı. Sohbetin finalinde tebessümle karışık ben buna güzel bir örnek değil miyim diyerek aslına bize, olayı teori boyutundan kurtarıp müşahhas, elle tutulur boyuta nasıl taşıyacağımızın kodlarını da vermiş oluyordu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Harun Kayacı / diğer yazıları
- Sorunları değil, çözümü konuşmaya var mısınız? / 07.12.2025
- BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, start verdi / 14.09.2025
- ‘Temel vatandaşlık geliri’ ya da MEM / 10.09.2025
- Siyasetin turnusolu, Hüseyin Baş / 07.09.2025
- Başka kapıdan besleniyorlar / 24.08.2025
- Değerli kardeşim… / 11.08.2025
- Komisyondakiler Türk milletine kulak vermeli / 10.08.2025
- Kim adına, ne karşılığında böyle bir yazı yazdınız? / 07.08.2025
- Kürt halkı azınlık değildir / 18.07.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı anlamak, devlete sahip çıkmaktır / 16.07.2025
- BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, start verdi / 14.09.2025
- ‘Temel vatandaşlık geliri’ ya da MEM / 10.09.2025
- Siyasetin turnusolu, Hüseyin Baş / 07.09.2025
- Başka kapıdan besleniyorlar / 24.08.2025
- Değerli kardeşim… / 11.08.2025
- Komisyondakiler Türk milletine kulak vermeli / 10.08.2025
- Kim adına, ne karşılığında böyle bir yazı yazdınız? / 07.08.2025
- Kürt halkı azınlık değildir / 18.07.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı anlamak, devlete sahip çıkmaktır / 16.07.2025



















































































