IMF aklıyla süregiden ülkemizdeki "ekonomik çöküş" ve "iflaslar", zannedildiği gibi insanımızı "sadece işinden gücünden etmiyor".
"İflas bayrağını çeken sanayici, işadamı, tüccar ve hatta çiftçilerimiz"in yanı sıra, "bunların yanında maişetini temin ederken iflas sebebiyle lokmasını kaybederek sudan çıkmış balığa dönen işsizlerimiz"in can emniyeti, akıl emniyeti ve aile düzenleri ciddi tehdit ve risk altındadır.
Bir lokma ekmeğe muhtaç hale düşen onurlu insanlarda tevekkül ve kanaat katığı da suyunu çekmek üzeredir Allah korusun.
Bu tablonun şakası yok. "Uydurma rakam"larla veya "medyatik pembe tablo"larla hiç kimse bu vahim gidişatın önüne geçemez. Yalancı baharlarla milleti avutamaz. "Ekonomi düzeliyor" yalanını devam ettiremez. Bu bağlamda geçen gün çok canlı bir örneğe şahit oldum.
Kendisi gibi milyonlarca örnekten sadece biri bu. 50-55 yaşlarında İstanbul beyefendisi, işadamı bir ağabey, Burhan ağabey son 1.5 senesini anlattı. Gözleri nemli, dudakları titrek vaziyette?
"1-1.5 sene önce 15-16 kişinin de maişetini temin ettiği bir ekmek teknemiz vardı İkitelli'de. Piyasaların suyu kesildi, para çekildi, yaprak kıpırdamıyor. Çekler patır patır dökülüyor. Bizim ödeme yapmamız gereken yerler, ödeme almak için sıkıştırdukça sıkıştırıyor.
Derken arkadaşları topladım. Dedim ki, bu ekmek teknesi hepimizin, ne yapacaksak hep beraber yapacağız. Bugüne kadar bu tekneden her birimiz 1500-2000 dolar civarında aylık geçim temin ettik. Ama şimdi işler kesat.
İçeride alacağı olan 2-3 elemana, üzerine oturduğunuz koltuklar dahil olmak üzere, alacaklarınıza karşılık oturduğunuz koltuklar dahil buradan dilediğinizi alabilirsiniz, teklifi yaptım. Hayır, asla dediler; bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da anca beraber kanca beraber?
Üretimi azaltmaya, ekmek teknemizden aldığımız maaşlarımızı da 400-500 milyona indirmeye karar aldık. 5-6 ay daha böyle devam ettik. Maliye bindirdi, SSK bindirdi, stopaj bindirdi, üretim satış ve gider gelir makası açılmaya başlandı; borç-harç alacak kaynaklarımız da tükendi. Bütün çabalarımıza rağmen ekmek teknemiz, göz göre göre tamtakır olmaya doğru gidiyordu.
Bu arada evdeki zaruri telefon, su ve sair giderlere bile kotalar getirmek zorunda kaldık, ikazlar yapmak durumunda kaldık. Hanımdan, çocuklardan homurdanmalar yükselmeye başladı. Alışkın değillerdi? Benim 300 milyon civarında ek bir emeklilik gelirim vardı. Hanıma teslim ettim banka kartımı; ne kadar olduğunu dahi bilmiyorum vallahi.
Gün günü, zorluk zorluğu kovaladı. Hem işyerimiz, hem de aile yuvamız karmakarış oldu, huzur gitti; kasvet, tartışma, atışma bastı ortalığı? Aman ya Rabbi. İşverenin evinin hali bu ise, elemanlarımın hali nasıldı acaba diye düşününce beynimin fokur fokur kaynıyordu.
Evdeki huzursuzluk ayyuka çıkmıştı; aynı yastıkta yıllarımızı kocattığımız hanımın dırdırları çekilmez hal aldı? Allah, menopoz dönemindeki kadının kaprislerinden erkeğini muhafaza etsin arkadaş.
Artık dayanacak ne takatımız, ne de umudumuz kaldı. Elemanlarımı tekrar topladım. Arkadaşlar görüyorsunuz vaziyeti, dedim, tekneyi kurtaramıyoruz. Maliye, SSK icraları bir yana, elden aldığımız borçların sahipleri de yeter demeye başladılar. Kepenkleri indireceğiz, başka yolu yok.
Dileyen alacağına karşılık şu işletmeden istediği malzemeyi alsın, satıp parasını çıkarsın, başka ne diyeyim, dedim.
Hıçkırıklara boğulduk.
Hiçbir eleman bir şey almadı. Sadece biri 3 tane koltuğu alabilir miyim abi, dedi. Ne demek; helal olsun al götür dedim. Keşke bütün demirbaşları ve malzemeleri verseydim. İşletmemin demirbaşları da başıma bela oldu. Atsan atamazsın satsan satamazsın; depo bulsan kirasını veremezsin.
Öylece işletmeyi sağsalim dağıttık.
4 aydan beri de evden çıkmıyorum? Üç-beş bir şey atıştırıp mütevazi mütevazi yaşıyorum.
Kulaklarıma da bir çift tıkaç yaptırdım; yoksa ailemi ve aklımı kaybedeceğim, ahiretimi kaybedeceğim Allah korusun?"
Bu hikaye sadece İkitelli'deki işletmesini kaybeden Burhan ağabeyin hikayesi değil? Bu hikaye, AKP şemsiyesi altındaki bir avuç mutlu azınlık dışındaki 70 milyonun hikayesidir.
Bu hikayeyi hayra çevirecek projesi veya modeli olan var mı beyler!
AKP'nin, CHP'nin, MHP'nin, SP'nin, DSP'nin var mı? Yok. Olmadığı, bugüne kadarki icraatlarıyla ortada. Hepsi denenmiş.
O halde BTP'den başka yol yok. BTP'nin Milli Ekonomi Modeli'nden başka çare yok; kimse kimseyi yalandan yere aldatmasın, kimse milletimize boşyere vakit kaybettirmesin.
"İflas bayrağını çeken sanayici, işadamı, tüccar ve hatta çiftçilerimiz"in yanı sıra, "bunların yanında maişetini temin ederken iflas sebebiyle lokmasını kaybederek sudan çıkmış balığa dönen işsizlerimiz"in can emniyeti, akıl emniyeti ve aile düzenleri ciddi tehdit ve risk altındadır.
Bir lokma ekmeğe muhtaç hale düşen onurlu insanlarda tevekkül ve kanaat katığı da suyunu çekmek üzeredir Allah korusun.
Bu tablonun şakası yok. "Uydurma rakam"larla veya "medyatik pembe tablo"larla hiç kimse bu vahim gidişatın önüne geçemez. Yalancı baharlarla milleti avutamaz. "Ekonomi düzeliyor" yalanını devam ettiremez. Bu bağlamda geçen gün çok canlı bir örneğe şahit oldum.
Kendisi gibi milyonlarca örnekten sadece biri bu. 50-55 yaşlarında İstanbul beyefendisi, işadamı bir ağabey, Burhan ağabey son 1.5 senesini anlattı. Gözleri nemli, dudakları titrek vaziyette?
"1-1.5 sene önce 15-16 kişinin de maişetini temin ettiği bir ekmek teknemiz vardı İkitelli'de. Piyasaların suyu kesildi, para çekildi, yaprak kıpırdamıyor. Çekler patır patır dökülüyor. Bizim ödeme yapmamız gereken yerler, ödeme almak için sıkıştırdukça sıkıştırıyor.
Derken arkadaşları topladım. Dedim ki, bu ekmek teknesi hepimizin, ne yapacaksak hep beraber yapacağız. Bugüne kadar bu tekneden her birimiz 1500-2000 dolar civarında aylık geçim temin ettik. Ama şimdi işler kesat.
İçeride alacağı olan 2-3 elemana, üzerine oturduğunuz koltuklar dahil olmak üzere, alacaklarınıza karşılık oturduğunuz koltuklar dahil buradan dilediğinizi alabilirsiniz, teklifi yaptım. Hayır, asla dediler; bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da anca beraber kanca beraber?
Üretimi azaltmaya, ekmek teknemizden aldığımız maaşlarımızı da 400-500 milyona indirmeye karar aldık. 5-6 ay daha böyle devam ettik. Maliye bindirdi, SSK bindirdi, stopaj bindirdi, üretim satış ve gider gelir makası açılmaya başlandı; borç-harç alacak kaynaklarımız da tükendi. Bütün çabalarımıza rağmen ekmek teknemiz, göz göre göre tamtakır olmaya doğru gidiyordu.
Bu arada evdeki zaruri telefon, su ve sair giderlere bile kotalar getirmek zorunda kaldık, ikazlar yapmak durumunda kaldık. Hanımdan, çocuklardan homurdanmalar yükselmeye başladı. Alışkın değillerdi? Benim 300 milyon civarında ek bir emeklilik gelirim vardı. Hanıma teslim ettim banka kartımı; ne kadar olduğunu dahi bilmiyorum vallahi.
Gün günü, zorluk zorluğu kovaladı. Hem işyerimiz, hem de aile yuvamız karmakarış oldu, huzur gitti; kasvet, tartışma, atışma bastı ortalığı? Aman ya Rabbi. İşverenin evinin hali bu ise, elemanlarımın hali nasıldı acaba diye düşününce beynimin fokur fokur kaynıyordu.
Evdeki huzursuzluk ayyuka çıkmıştı; aynı yastıkta yıllarımızı kocattığımız hanımın dırdırları çekilmez hal aldı? Allah, menopoz dönemindeki kadının kaprislerinden erkeğini muhafaza etsin arkadaş.
Artık dayanacak ne takatımız, ne de umudumuz kaldı. Elemanlarımı tekrar topladım. Arkadaşlar görüyorsunuz vaziyeti, dedim, tekneyi kurtaramıyoruz. Maliye, SSK icraları bir yana, elden aldığımız borçların sahipleri de yeter demeye başladılar. Kepenkleri indireceğiz, başka yolu yok.
Dileyen alacağına karşılık şu işletmeden istediği malzemeyi alsın, satıp parasını çıkarsın, başka ne diyeyim, dedim.
Hıçkırıklara boğulduk.
Hiçbir eleman bir şey almadı. Sadece biri 3 tane koltuğu alabilir miyim abi, dedi. Ne demek; helal olsun al götür dedim. Keşke bütün demirbaşları ve malzemeleri verseydim. İşletmemin demirbaşları da başıma bela oldu. Atsan atamazsın satsan satamazsın; depo bulsan kirasını veremezsin.
Öylece işletmeyi sağsalim dağıttık.
4 aydan beri de evden çıkmıyorum? Üç-beş bir şey atıştırıp mütevazi mütevazi yaşıyorum.
Kulaklarıma da bir çift tıkaç yaptırdım; yoksa ailemi ve aklımı kaybedeceğim, ahiretimi kaybedeceğim Allah korusun?"
Bu hikaye sadece İkitelli'deki işletmesini kaybeden Burhan ağabeyin hikayesi değil? Bu hikaye, AKP şemsiyesi altındaki bir avuç mutlu azınlık dışındaki 70 milyonun hikayesidir.
Bu hikayeyi hayra çevirecek projesi veya modeli olan var mı beyler!
AKP'nin, CHP'nin, MHP'nin, SP'nin, DSP'nin var mı? Yok. Olmadığı, bugüne kadarki icraatlarıyla ortada. Hepsi denenmiş.
O halde BTP'den başka yol yok. BTP'nin Milli Ekonomi Modeli'nden başka çare yok; kimse kimseyi yalandan yere aldatmasın, kimse milletimize boşyere vakit kaybettirmesin.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019