AKP, Tayyip Erdoğan'ın mağdur kahraman haline getirilmesi ile "milletimizin içimizden biri olarak" bağrına basması ve baskıcı ve yoksullaştırıcı iktidar güçlerine karşı intikam sopası haline getirmesi sayesinde toplumsal bir çekirdeğe oturdu.
Ancak ilginç bir biçimde, özellikle seçimlere bir kaç ay kala statükocu güçlerin ya da mutlu azınlığın yatırım yaptığı bir parti haline geldi AKP...
AKP de bu yönelişe mesafeli durmak yerine sağdan soldan devşirdiği vitrin isimlerle mutlu azınlığa selam durdu.
Bu sayede tek başına iktidarı yakalayan AKP, şimdi bir koalisyon partisini andırıyor.
Mehmet Dülger, Köksal Toptan gibi Demirel'in tezgahından geçmiş isimler bir yanda...
Erkan Mumcu, Abdulkadir Aksu gibi Yılmaz'ın tezgahından geçmiş ANAP kökenli 165 ANAP'lı bir başka yanda... Tam bir koalisyon partisi...
Şimdi bu yapıya Meclis dışından eklenen ilginç bir isim daha var: Çevik Bir.
Dün Erdoğan'ın içinde bulunduğu partiyi iktidardan indirmek için güç odaklarını cesaretlendiren Çevik Bir, bugün AKP iktidarının faziletlerini yabancı ülkelerin güç odaklarına anlatma misyonu yüklenmiş.
Bir çokları bu yakınlaşmaya şaşırmış. Ancak bizim için hiç de sürpriz değil.
Çevik Bir görevdeyken onu ödüllendiren Yahudi lobisinin etkin kuruluşu JİNSA, Erdoğan'ın siyasi yükseliş için seçtiği ilk uğrak yerlerinden olmuştu.
AKP'nin mutlu azınlıkla erken flörtü şimdi dezavantaja dönüşüyor. Çünkü henüz daha hükümeti kurmadan mutlu azınlıkla, kendisine destek veren itilmiş, kakılmış tabanının talepleri arasında sıkıştı kaldı.
Oysa millet, seçimlerde istediğini iktidar etmekten çok, istemediğini defetme dürtüsü ile hareket etti.
AKP, milleti sıkboğaz eden baskıcı ve soyguncu mutlu azınlığa teslim olur, milyonların beklentilerini boşa çıkarırsa, MHP'nin yaşadığı çöküşü yaşayacaktır.
Mutlu azınlık, aynı zamanda o kadar azgın bir azınlıktır ki, milletin boynundaki ipi gevşetmeye irtica masalı ile karşı duracaktır.
Ekonomide geniş toplum kesimlerini rahatlatacak her adımı da, IMF programı elden gidiyor, çığlıkları ile kesecektir.
İşte Tayyip Erdoğan'ın liderlik imtihanı ve AKP'nin samimiyet testi de burada başlıyor.
İlk gün yansıyan tablo hiç de hoş değil. AKP liderinin, o ekrandan o ekrana koşturması, medyanın igvasına kapılma tehlikesi taşıyor.
Bu zaaf, mutlu azınlığı daha da şımartarak cesaretlendiriyor.
Dün, karşı göründükleri AKP'ye bu gün içerden birisi gibi akıl verenler, medyada dizi dizi...
AKP, medya ile ve onun sözcüsü olduğu mutlu azınlıkla bu kadar çok halvet ederse, içinden çıktığı mutsuz çoğunluğu unutabilir.
AKP, bu sürece kendini kaptırırsa hızla kimliksizleşir. Tıpkı MHP gibi...
Akıl hocası, "mutlu azınlık" olanların bitişini gördük.
Ancak ilginç bir biçimde, özellikle seçimlere bir kaç ay kala statükocu güçlerin ya da mutlu azınlığın yatırım yaptığı bir parti haline geldi AKP...
AKP de bu yönelişe mesafeli durmak yerine sağdan soldan devşirdiği vitrin isimlerle mutlu azınlığa selam durdu.
Bu sayede tek başına iktidarı yakalayan AKP, şimdi bir koalisyon partisini andırıyor.
Mehmet Dülger, Köksal Toptan gibi Demirel'in tezgahından geçmiş isimler bir yanda...
Erkan Mumcu, Abdulkadir Aksu gibi Yılmaz'ın tezgahından geçmiş ANAP kökenli 165 ANAP'lı bir başka yanda... Tam bir koalisyon partisi...
Şimdi bu yapıya Meclis dışından eklenen ilginç bir isim daha var: Çevik Bir.
Dün Erdoğan'ın içinde bulunduğu partiyi iktidardan indirmek için güç odaklarını cesaretlendiren Çevik Bir, bugün AKP iktidarının faziletlerini yabancı ülkelerin güç odaklarına anlatma misyonu yüklenmiş.
Bir çokları bu yakınlaşmaya şaşırmış. Ancak bizim için hiç de sürpriz değil.
Çevik Bir görevdeyken onu ödüllendiren Yahudi lobisinin etkin kuruluşu JİNSA, Erdoğan'ın siyasi yükseliş için seçtiği ilk uğrak yerlerinden olmuştu.
AKP'nin mutlu azınlıkla erken flörtü şimdi dezavantaja dönüşüyor. Çünkü henüz daha hükümeti kurmadan mutlu azınlıkla, kendisine destek veren itilmiş, kakılmış tabanının talepleri arasında sıkıştı kaldı.
Oysa millet, seçimlerde istediğini iktidar etmekten çok, istemediğini defetme dürtüsü ile hareket etti.
AKP, milleti sıkboğaz eden baskıcı ve soyguncu mutlu azınlığa teslim olur, milyonların beklentilerini boşa çıkarırsa, MHP'nin yaşadığı çöküşü yaşayacaktır.
Mutlu azınlık, aynı zamanda o kadar azgın bir azınlıktır ki, milletin boynundaki ipi gevşetmeye irtica masalı ile karşı duracaktır.
Ekonomide geniş toplum kesimlerini rahatlatacak her adımı da, IMF programı elden gidiyor, çığlıkları ile kesecektir.
İşte Tayyip Erdoğan'ın liderlik imtihanı ve AKP'nin samimiyet testi de burada başlıyor.
İlk gün yansıyan tablo hiç de hoş değil. AKP liderinin, o ekrandan o ekrana koşturması, medyanın igvasına kapılma tehlikesi taşıyor.
Bu zaaf, mutlu azınlığı daha da şımartarak cesaretlendiriyor.
Dün, karşı göründükleri AKP'ye bu gün içerden birisi gibi akıl verenler, medyada dizi dizi...
AKP, medya ile ve onun sözcüsü olduğu mutlu azınlıkla bu kadar çok halvet ederse, içinden çıktığı mutsuz çoğunluğu unutabilir.
AKP, bu sürece kendini kaptırırsa hızla kimliksizleşir. Tıpkı MHP gibi...
Akıl hocası, "mutlu azınlık" olanların bitişini gördük.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014