Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu da, emekliler safına katıldı. Rektörlüğün ardından, öğretim üyeliği de önceki gün resmen sona erdi. Alemdaroğlu, bundan sonraki yaşamına Alman Hastanesi'nde cerrah olarak devam edecek...Büyük Kulüp'te gerçekleşen veda yemeğinde, duygusal anlar yaşandı. Ağlayanlar ve İstanbul Üniversitesi'nin 500 yıllık geçmişini unutup, Alemdaroğlu'nu gelmiş geçmiş en büyük rektör ilan edenlerin yanı sıra yemekte renkli konuklar da vardı. Örneğin iki eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakki Karadayı ve Hüseyin Kıvrıkoğlu ile emekli kuvvet komutanları, eski bakanlar ve milletvekilleri...YÖK Başkanı Teziç ve Rektör Parlak'ın böylesi bir gecede olması beklenemezdi. Zaten yoktular. Aralarında ne kadar tatsızlık olsa da yakın mesai arkadaşıydılar. Gürüz'ün olmaması ise şaşırtıcıydı. Ama Alemdaroğlu ile aynı çizgideki bazı rektörler oradaydı: Dokuzeylül Rektörü Emin Alıcı, Malatya İnönü Rektörü Fatih Hilmioğlu, Samsun 19 Mayıs Rektörü Ferit Bernay, eski Trakya Rektörü Osman İnci. Alemdaroğlu'nun, İstanbul Üniversitesi'nde başlayan ve daha sonra tüm Türkiye'ye yayılan türban yasağıyla ilgi anekdotu da bir hayli ilginçti: "1998'de bir Alman profesöre fahri doktora verecektik. Alman konsolosu ve yabancı konuklarla rektörlükte tören saatini bekliyorduk. Dışarıdan gürültüler geldi. Türbanlılar, doktora salonunu basıp slogan atmaya başladılar. Rektör yardımcımı gönderip yabancı misafirlerimiz olduğunu ve törenin başlamasına az bir sürenin kaldığını hatırlatıp salonu boşaltmalarını istedim. Ama uzun süre çıkmadılar. İşte o gün karar verdim. Artık başını açmayan öğrenci, kesinlikle üniversiteye giremeyecek dedim. Ertesi gün, vali, emniyet müdürü, MİT başkanı, il jandarma komutanı ve diğer kent yöneticilerinin katıldığı toplantıda, vali, cuma günü üniversitenin önünde 35 bin kişi toplandığında ne yapacaksın deyip kararı yumuşatmamı istedi. Geri adım atmadım. En fazla bizi ezer geçerler. Ama orada ezilen de biz değil devlet olur dedim..."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.