Başbakan Erdoğan referandum için dolaştığı her yerde Anayasada değişiklik paketinin daha fazla demokrasi getireceğini vurgulayıp duruyor.Peki, gerçekte böyle midir biraz irdeleyelim.Kuvvetler ayrılığı ilkesi yani yasama, yürütme, yargı kurumlarının bağımsız olması ve millet yararına birbirini denetlemesi demokrasinin bir gereğidir.Anayasa değişiklik paketi demokrasinin en temel ilkelerinden olan bu yapıyı ortadan kaldırıp hepsini siyasilerin kontrolüne devretmektedir.Bu antidemokratik bir durumdur. Özellikle de Türkiye'deki siyaset kurumunun milletin yararına değil de ecnebilerin çıkarlarına çalıştığı düşünüldüğünde bu durum çok tehlikeli sonuçlar doğuracaktır.Hükümet bu şekilde demokrasi ile bağdaşmayan adımlar atarken bir taraftan da 1982 Anayasası ile gündeme gelen antidemokratik adımlara devam etmektedir.Nedir bunlar? Örneğin yüzde 10 seçim barajı?Seçimlerde yüzde 9,9 olarak milletin oy verdiği bir siyasi parti Meclis'e giremezken yani aşağı yukarı 7 milyon seçmenin bu kadar oyu boşa giderken, yüzde 10'u aşan bir parti haksız yere yüzde 20-30 oy almış gibi muamele görebilmektedir.Bu hiç de demokratik değildir. Esasen milletin her bir ferdinin Meclis'te temsil edilmesi demokratik bir zorunluluktur. Bu sebeple "ben demokratım" diyerek meydanlarda caka satanların en azından biraz demokratik davranıp bu yüzde 10 barajını kaldırması gerekmez mi?Buradan da anlaşılıyor ki Hükümet, menfaatine geldiği konularda demokrat, milletin menfaatine geldiği konularda ise demokrasiden en ufak bir nasip almamıştır. 1982 Anayasası'nın bir antidemokrat ürünü de YÖK'tür. Teziç döneminde YÖK'le sürekli kavgalı olan Hükümetin sonraki dönemde sanki bütün problemler hallolmuş gibi sesi sedası kesiliverdi. Halbuki, hükümetin siyaset malzemesi olarak kullandığı en önemli mesele başörtüsü sorunu olduğu gibi duruyor, hiçbir çözüme kavuşmadı.Esasen uzlaşma mantığı çerçevesinde YÖK yönetmeliğinde yapılacak bir düzenlemeyle bireysel hak ve özgürlükler kapsamında bu konu çoktan çözüme kavuşabilirdi ama değil mi ki bu konu önemli bir siyaset malzemesidir, öylece yerinde bekletiliyor. Yani demokrasi havariliğine soyunan hükümet, antidemokratik uygulamalara devam ediyor. Bir diğer antidemokratik uygulama ise Anayasa değişikliğinin bir paket olarak milletin önüne sunulması? Durum böyle olunca önemli olan yapılan değişiklikler değil, partiler oluveriyor. AKP'li, AKP'li olduğu için evet düşünüyor, CHP de CHP'li olduğu hayır düşünüyor.Böyle partilerin ön plana çıktığı bir referandum ne kadar demokratik olabilir? Böyle antidemokratik uygulamadan demokratik bir Anayasa hiç çıkabilir mi?Gerçekten demokratik olabilmesi için paketteki maddeler tek tek milletin önüne konması gerekiyordu. Böylece önemli olan partiler değil, maddeler olacaktı. Sağlıklı bir sonuç ancak böyle ortaya çıkar.Halk oylamasına sunulan Anayasa paketi hakkında milletimizin pek bilgisinin olmaması da ayrı bir antidemokratik uygulama? Hükümet bütün iktidar, para ve medya gücünü kullanarak "evet" çıksın diye bastırıyor. "Hayır" diyen CHP ve MHP medya ve basın önünde gerekçeleri tam olarak ortaya koymuyor. Yine sandığa gitmeyeceğini söyleyen BDP ise sessiz sedasız "evet"e çalışıyor.Doğruları ve gerçekleri dile getiren bir Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) var. Onun da üstünü örtmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Yani demokrasiden bahsedenler referandum yaklaşırken rakiplerine her türlü antidemokratik çelmeyi takıyorlar.Ve utanmadan bir de demokrasiden bahsediyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Suriye’de ABD-İsrail ikilisinin dediği oluyor / 20.09.2025
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025
- Gençlerimiz uyuşturucu bataklığında! / 18.09.2025
- Dünya, İsrail'in Gazze soykırımı karşısında bu kadar mı aciz? / 17.09.2025
- Terörsüz Türkiye için önce gençlerimize sahip çıkmalıyız! / 16.09.2025
- Sayın Bahçeli tavsiye mi ediyor, talimat mı veriyor? / 13.09.2025
- Gençlerin suça meyletmesi ceza ile önlenebilir mi? / 12.09.2025
- Millet iradesine saygı, sandığa saygıdan geçer / 11.09.2025
- Türkiye, SDG’ye operasyon yapabilir mi? / 10.09.2025
- Türkiye ekonomisinde yaprak dökümü / 09.09.2025
- Bütünleşik muhalefet sözde kalmamalı / 06.09.2025