Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell, Türkiye ziyaretiyle ilgili basın mensuplarına bilgi verirken "Ziyaretim sırasında Ankara'dan sonra Kürdistan'a gideceğiz" şeklinde bir cümle kuruyor, bizim medya da, Borell'ın bu açıklamasını "Kürdistan gafı" şeklinde yumuşatarak aktarıyor. Gaf sözcüğünün "bilmeden-istemeden" yapmak gibi bir masumiyeti bulunuyor. Oysa Borell'ın sözlerinde böyle bir masumiyet yok. Borell, bilerek ve kasten Diyarbakır'a yapacağı ziyareti, Kürdistan ziyareti olarak ifade ediyor. Çünkü onlara göre Diyarbakır "Kürdistan'ın başkenti" ve Ankara'dan daha önemli bir yere sahip. Kimse kimseyi aklamaya, paklamaya çalışmasın. Borell gibi tüm Avrupalı liderler de Diyarbakır'ı Türkiye'nin bir vilayeti olarak değil de, Kürdistan'ın başkenti olarak görüyor, görmeye de devam edecek. Bu yüzden, Avrupa'dan gelen misafirler önce Diyarbakır'a uğruyor, daha sonra -eğer zaman kalırsa- Ankara'ya uğruyorlar. Diyarbakır'da da muhatapları vali falan değil, direk olarak DEHAP'lı belediye başkanı. Ondan sonra da PKK'lı aileler, Cumartesi anneleri, eski DEP'li Zanagiller, boşaltılan köylerin muhtarları vesair?
İstediğiniz kadar AB ile ilgili hayal görün, AB'nin Türkiye'ye bakışı ve Kürdistan ısrarı bitmeyecektir.
***
Başbakan Erdoğan ve Abdullah Gül'ün 17 Aralık'a az bir zaman kala AB'nin "Güney Kıbrıs'ı tanı" dayatmasına verdiği tepkiler samimiyetten uzak olmakla beraber kendi içinde şifreleri olan ve kamuoyunu aldatmaya yönelik tuzaklarla dolu. Erdoğan'ın, Kıbrıs dayatmasına verdiği, "dayatmayın, 17 Aralık'a kadar Kıbrıs'la ilgili bir adım atmayız? Önce 17 Aralık'ı görelim" şeklindeki cevabı, klasik "mahalle ağzı" üslubunun dışında, pek tefsire de muhtaç olmamasına karşın yine de tek cümlelik bir tefsir yapalım. Erdoğan şunu demek istiyor:
"Biz Güney Kıbrıs'ı elbette tanıyacağız ancak önce 17 Aralık'ta siz tarih verin gerisi kolay, biz hallederiz."
Erdoğan ayrıca bu tür konuların 17 Aralık öncesinde gündeme getirilmesini de "AB'nin asilliğine" aykırı buluyor.
Erdoğan'ın "asil AB'si" asil Türk milletinin asil değerlerini yerle bir etmekte sınır tanımıyor. Güneydoğu, Kıbrıs, Ege, Ruhban Okulu, azınlıklar? tüm bu konularda AB istediği tüm tavizleri koparırken, asil Türk milleti, asil bir Başbakanın çıkıp da, bu olanlara bir son vermesini bekliyor. Ama bizim başbakanımız asil AB'nin asil Avrupalısı olmayı tercih ediyor! Tam bir asillik örneği!
İstediğiniz kadar AB ile ilgili hayal görün, AB'nin Türkiye'ye bakışı ve Kürdistan ısrarı bitmeyecektir.
***
Başbakan Erdoğan ve Abdullah Gül'ün 17 Aralık'a az bir zaman kala AB'nin "Güney Kıbrıs'ı tanı" dayatmasına verdiği tepkiler samimiyetten uzak olmakla beraber kendi içinde şifreleri olan ve kamuoyunu aldatmaya yönelik tuzaklarla dolu. Erdoğan'ın, Kıbrıs dayatmasına verdiği, "dayatmayın, 17 Aralık'a kadar Kıbrıs'la ilgili bir adım atmayız? Önce 17 Aralık'ı görelim" şeklindeki cevabı, klasik "mahalle ağzı" üslubunun dışında, pek tefsire de muhtaç olmamasına karşın yine de tek cümlelik bir tefsir yapalım. Erdoğan şunu demek istiyor:
"Biz Güney Kıbrıs'ı elbette tanıyacağız ancak önce 17 Aralık'ta siz tarih verin gerisi kolay, biz hallederiz."
Erdoğan ayrıca bu tür konuların 17 Aralık öncesinde gündeme getirilmesini de "AB'nin asilliğine" aykırı buluyor.
Erdoğan'ın "asil AB'si" asil Türk milletinin asil değerlerini yerle bir etmekte sınır tanımıyor. Güneydoğu, Kıbrıs, Ege, Ruhban Okulu, azınlıklar? tüm bu konularda AB istediği tüm tavizleri koparırken, asil Türk milleti, asil bir Başbakanın çıkıp da, bu olanlara bir son vermesini bekliyor. Ama bizim başbakanımız asil AB'nin asil Avrupalısı olmayı tercih ediyor! Tam bir asillik örneği!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012