Yaklasik bir haftadir Almanya'da Türk tarihinin yön degistirme anina sahitlik ediyorduk. Avrupa Birligi'nin lokomotif ülkesi Almanya'nin en köklü sehri olan Heidelberg'de gerçeklestirilen 3. uluslar arasi
Milli Ekonomi Modeli Kongresi gerek içerik, gerekse nitelik olarak tarihe düsülen önemli bir kayit hükmündeydi. Çogu Avrupa Birligi üyesi ülkelerden olmak üzere 25 ülkeden yüzü askin ilim adami, Almanya'nin Heidelberg sehrinde biraraya gelip, Milli Ekonomi Modeli'ni tartistilar, konustular ve en sonunda ayakta alkisladilar. Biz de bu önemli ana sahitlik etmekten büyük bir gurur duyduk. Gururluyduk; çünkü bir Türk evladinin tezi, yüzyillardir milletimizi, medeniyetimizi pesinden sürükleyenler tarafindan ayakta alkislandi.Prof. Dr. Haydar Bas'in da ifadesiyle "Tanzimat süreci, bundan böyle tersine döndü."Bizdeki Avrupa Birlikçi sözde aydinlar hep ne diyorlardi: Türkiye'nin Avrupa macerasi 1839'dan baslar.Onlara göre Türkiye bu tarihten, yani Tanzimat'tan itibaren yüzünü Bati'ya dönmüstü, bugün Avrupa Birligi kapisinda sürünmek de Bati'ya yönelisin devamiydi. Ama gerçekler öyle degildi. Türkiye tanzimat sürecinden beri kendini hep Bati'dan almaya odaklamisti. Bütün dogrulari Bati bilir, Bati'nin onay vermedigi hersey yanlistir, Türkiye'nin tek kurtulusu Bati'nin bize verecegi akli hayata geçirmektir!Iste Heidelberg'deki Milli Ekonomi Modeli Kongresi yaklasik 2 asirlik bu aci süreci tersyüz etti. Türkiye Bati'dan almaya degil, Bati'ya vermeye gitti. Bati da Türkiye'ye birseyler dayatmaya degil, Türkiye'den birseyler almaya geldi. Prof. Dr. Haydar Bas'in Milli Ekonomi Modeli'ni 2 gün boyunca tartisan Avrupali bilim adamlari, teze duyduklari hayranligi ve tez karsisindaki saskinliklarini gizlemeyecek kadar heyecanliydilar. Almanya'dan Ispanya'ya, Fransa'dan Italya'ya, Avusturya'dan Ingiltere'ye, Hollanda'dan Bulgaristan'a, Estonya'dan Litvanya'ya, Letonya'dan Macaristan'a varincaya kadar onlarca ülke Milli Ekonomi Modeli'nin kendi ülkelerine nasil tatbik edileceginin formüllerini aradi iki gün boyunca. Sadece aramakla kalmadilar, bu niyetlerini tüm dünya ile paylastilar. Bu kongrede ulus devletlerin bir numarali düsmani hükmündeki uluslarüstü sistem olan Avrupa Birligi'nin nasil bir çöküntü içinde oldugu gerçegi de tüm çiplakligiyla ortaya çikti.Türkiye'nin tek dispolitik hedefi durumundaki Avrupa Birligi'nin ekonomik tükenmisligi ve birakin yeni üyelere çare olmayi mevcut durumda kendine bile hayri olmadigi gerçegi, bizzat birligin en güçlü ülkesi Almanya tarafindan itiraf edildi. Kongreye katilan Alman profesörler Avrupa Birligi'nin ekonomik sikintilarini ve bu sikintilarin siyasi olarak birligin gelecegini nasil etkiledigini dünya ile paylasmaktan çekinmediler. Ve hepsinden önemlisi çare olarak Prof. Dr. Haydar Bas'in Milli Ekonomi Modeli'ne dört elle sarildilar.Bu manzara karsisinda insanin gözlerini dolmamasi, duygulanmamasi mümkün degil. Bir Türk evladi olarak böyle anlamli bir tablo karsisinda gurur duymamak da imkansiz. Tesbihte hata olmaz, Milli Ekonomi Modeli Bati'nin, Kapitalizmin ve Avrupa Birligi'nin kalbine saplanmis bir hançer, bir mizrakti adeta. Mehter marsimizdaki su veciz ifade, Milli Ekonomi Modeli Avrupa kongresiyle hayat buldu desek abartmis olmayiz sanirim:Delmis Romanin kalbini mizrak gibi Hunlar!