30 Eylül günü kendi radyonuzda yaptığınız konuşmada bir cümleniz beni oldukça rahatsız etti ve zihnimde bazı sorular oluştu.
Dediniz ki, "Sümela Manastırı'na baktığımda Hıristiyanlığın iman gücünü görüyorum."
Acaba diyorum, sayın Bahadıroğlu bugünkü İslam coğrafyasına baktığında, özellikle de mesela Afganistan'a Irak'a, Filistin'e baktığında ne görüyor, bir şeyler görebiliyor mu?
Sudan bahanelerle, kendi uydurdukları yalanlara binaen koca bir ülke Afganistan'ı işgal eden ve katlettikleri, namusunu kirlettikleri Müslüman sayısı belli olmayan Haçlıların bu yaptıklarına baktığında, hangi gücünü görüyor acaba?
Kitle imha silahları var, iddiasıyla Irak'ı işgal eden, sonra da "yanıldık, meğer yokmuş" diyerek katlettikleri onbinlerce Müslümanla ve kalan kardeşleriyle dalga geçen günümüz Hıristiyanlarının Bosna'da, Bağdat'ta, Necef'te, Kerbela'da, Musul'da, Kerkük'te, akıttıkları kan selini gördükçe acaba Hıristiyanlığın hangi gücünü hatırlıyor?
Endülüs'te, binbir dalavere ile iktidarı ele geçirdikten sonra, o diyarın sekiz asırlık sahipleri olan Müslümanları; ya Hıristiyanlığı kabule ya da ölümü seçmeye zorlayan, bindikleri atların dizlerine kadar Müslüman kanına gömüldüğünü söyleyerek övünen Hıristiyanların ortaya koydukları bu fotoğrafta, Hıristiyanlığın iman gücünü görebiliyor mu sayın Bahadıroğlu?
Yirmi iki milyon kilometre karelik Osmanlı cofrafyasını parçalayıp devede kulak mesabesine düşüren ve bir avuç Anadolu coğrafyasını da daha küçük parçalara bölme planlarını hayata geçirmek üzere olan Hıristiyanlık, Bahadıroğlu'nun mantığına göre epeyce güçlü bir imana sahip olsa gerek!
İşte dünkü Hıristiyanlar, işte bugünküler. İşte, dün kıydıkları canlar işte bugünküler... İşte, dün kirlettikleri, çiğnedikleri ırz ve namuslarımız, işte bugün işledikleri cinayetler...
Durum bu iken, mesele böyle iken, bir Müslüman, hem de Türk insanına moral aşılamak iddiasındaki bir kadro, nasıl oluyor da Sümela Manastırı'na bakınca Hıristiyanlığın iman gücünü görebiliyor ve bunu bugün 2004 Türkiye'sinde rahatlıkla seslendirebiliyor?
Hemen yanıbaşımızdaki Irak, basına yansıdığı kadarıyla her güne onlarca insanının ölümüyle başlıyor ve günün sonunda çoğu zaman bu sayı yüzü aşıyor, ikiyüze yaklaşıyor ve bildiğimiz kadarıyla bütün bunlar bugünkü Hıristiyanların marifeti. Yine biliyoruz ki, bunlar Hıristiyanlığın öğretilerinden hareketle bu cinayetlerini sürdürüyorlar. Böyle bir günde, böyle bir ortamda birilerinin çıkıp Hıristiyanlığın iman gücüne hayranlığını dile getirmesi, yığın yığın sorular uyandırıyor zihnimizde.
Daha sorulmamış kucak kucak sorularımız var...
Dediniz ki, "Sümela Manastırı'na baktığımda Hıristiyanlığın iman gücünü görüyorum."
Acaba diyorum, sayın Bahadıroğlu bugünkü İslam coğrafyasına baktığında, özellikle de mesela Afganistan'a Irak'a, Filistin'e baktığında ne görüyor, bir şeyler görebiliyor mu?
Sudan bahanelerle, kendi uydurdukları yalanlara binaen koca bir ülke Afganistan'ı işgal eden ve katlettikleri, namusunu kirlettikleri Müslüman sayısı belli olmayan Haçlıların bu yaptıklarına baktığında, hangi gücünü görüyor acaba?
Kitle imha silahları var, iddiasıyla Irak'ı işgal eden, sonra da "yanıldık, meğer yokmuş" diyerek katlettikleri onbinlerce Müslümanla ve kalan kardeşleriyle dalga geçen günümüz Hıristiyanlarının Bosna'da, Bağdat'ta, Necef'te, Kerbela'da, Musul'da, Kerkük'te, akıttıkları kan selini gördükçe acaba Hıristiyanlığın hangi gücünü hatırlıyor?
Endülüs'te, binbir dalavere ile iktidarı ele geçirdikten sonra, o diyarın sekiz asırlık sahipleri olan Müslümanları; ya Hıristiyanlığı kabule ya da ölümü seçmeye zorlayan, bindikleri atların dizlerine kadar Müslüman kanına gömüldüğünü söyleyerek övünen Hıristiyanların ortaya koydukları bu fotoğrafta, Hıristiyanlığın iman gücünü görebiliyor mu sayın Bahadıroğlu?
Yirmi iki milyon kilometre karelik Osmanlı cofrafyasını parçalayıp devede kulak mesabesine düşüren ve bir avuç Anadolu coğrafyasını da daha küçük parçalara bölme planlarını hayata geçirmek üzere olan Hıristiyanlık, Bahadıroğlu'nun mantığına göre epeyce güçlü bir imana sahip olsa gerek!
İşte dünkü Hıristiyanlar, işte bugünküler. İşte, dün kıydıkları canlar işte bugünküler... İşte, dün kirlettikleri, çiğnedikleri ırz ve namuslarımız, işte bugün işledikleri cinayetler...
Durum bu iken, mesele böyle iken, bir Müslüman, hem de Türk insanına moral aşılamak iddiasındaki bir kadro, nasıl oluyor da Sümela Manastırı'na bakınca Hıristiyanlığın iman gücünü görebiliyor ve bunu bugün 2004 Türkiye'sinde rahatlıkla seslendirebiliyor?
Hemen yanıbaşımızdaki Irak, basına yansıdığı kadarıyla her güne onlarca insanının ölümüyle başlıyor ve günün sonunda çoğu zaman bu sayı yüzü aşıyor, ikiyüze yaklaşıyor ve bildiğimiz kadarıyla bütün bunlar bugünkü Hıristiyanların marifeti. Yine biliyoruz ki, bunlar Hıristiyanlığın öğretilerinden hareketle bu cinayetlerini sürdürüyorlar. Böyle bir günde, böyle bir ortamda birilerinin çıkıp Hıristiyanlığın iman gücüne hayranlığını dile getirmesi, yığın yığın sorular uyandırıyor zihnimizde.
Daha sorulmamış kucak kucak sorularımız var...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025