Milli Ekonomi Modeli tüketirken ve üretirken topluma katkı sağlayan tek modeldir. Gelirini artırma gayreti içerisinde bulunan her birey diğer bireylerin de gelirini artıracak, tüketim yapan her birey diğer bireylerin daha fazla kazanmasını sağlayacaktır. Dar gelirli insanlara verilen destek aynı zamanda yeni tüketim artışına sebep olduğu için üretimi artıracaktır. Bu sistem istihdamın artmasına vesile olacak. Verilen destek iş imkanı sağlamada, işletme ve kurum ile kuruluşların büyümesine yardımcı olacaktır.
Milli Ekonomi Modeli'nde Haydar Baş Bey gerek eserinde gerekse programlarda defalarca 100 bin liranın altında geliri olanlardan vergi alınmayacağını dile getirmiştir. Gelir düzeyi 100 bin liranın altında olan vatandaş aslında tüketmekle ekonominin çarklarının dönmesine yeterince katkıda bulunacaktır. Çarkın dönmesi fabrikanın, işletme sahiplerinin, esnafın, çiftçinin daha fazla kazanmasına yol açacak; devlet ciddi manada para kazanan kurum ve kuruluşlardan vergi alacaktır. İçinde bulunduğumuz sistemde içtiğimiz suya kadar her şeyden, herkesten vergi alınıyor. Başlıca alınan vergileri şöyle bir sayacak olursak; KDV, muamele ve satış vergisi, kısmi istihlak vergileri, harcamalara dayalı gelir vergisi, gümrük vergileri, özel tüketim vergisi (ÖTV), özel iletişim vergisi, veraset, intikal, motorlu taşıt vergisi, genel servet vergisi, emlak ve kısmi servet vergileri, sermaye vergisi vs.
2011 yılında Prof. Dr Haydar Baş hocamız kâr getiren bütün kurumların siyasiler tarafından bedava denilecek fiyatlarla satıldığını, haraç mezat satışlarla Türkiye'nin 70 milyar liralık vergi gelirini kaybettiğini, Türkiye'nin bundan sonra tam olarak zam ve vergi dönemine gireceğini söylemişti. Baş hocamızın bu sözünün üzerinden 10 yıl geçti ve yine tarih onu öngörüsünde haklı çıkardı. Doğalgaz, elektrik, gaz-benzin, gıda, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarımıza gelen zamlar fırtına gibi toplumda etkisini göstermeye başladı.
Kapanan fabrikalar, batan kurum ve kuruluşlar, işsizlik oranları, insanların çaresizlikten intihara başvurmaları; bozuk ekonomik sistemden bir an önce dönülmesi gerektiğinin ayak sesleri... Sesleri duymazdan, olanları görmezden gelmek daha büyük sosyal patlamalara davetiye çıkarmaktır.
Milli Ekonomi Modeli konferanslarına katılan Rus bilim adamı Prof. Dr. Victor Minin, modelin tüm dünya ve Türkiye için tek kurtuluş yolu olduğunu tebliğinde dile getirmiştir. Kısaca Victor Minin'in tebliğine değinmek yerinde olacaktır:
"Bu kitabı okuyanların bilinci kati ve dönüşülmez şekilde değişecektir. İnsan için zor ve tehlikeli zamanlarda korkmadan, kaybolmadan doğru yolu bulmak çok zordur. Şu anda bunu yalnız ilkler, derin inançla beraber, geniş ilim bilgisine sahip hakiki manevi liderler yapabilmektedir. Çalışmadan yeni tip millî liderin özellikleri bariz şekilde gözükmektedir. Günümüzün Batı ve eski Sovyet iktisat bilimi tek meseleyi çözmektedir. İstihbaratçının tabiri ile "Hırsızlığı bilgi ile örtme operasyonunun gerçekleştirilmesidir! Biz Ruslar her şeyi denedik. Marksizm ile Sosyalizm dahi yardımcı olmadı çünkü onların da prensipte Kapitalizmden farkı yoktu. İslam ümmetinde Prof. Dr. Haydar Baş gibi yeni tip liderlerin ortaya çıkması Müslüman ülkelerini birçok iktisadi tuzaklardan mesela "altın dinar" veya batan Avrupa Birliği'ne katılımından kaçmasına yardım olacaktır." (Milli Ekonomi Modeli kongresi 2005 tebliğler kitabı).
Açık ve net bir şekilde Haydar Baş Bey gibi milli liderin ancak İslam ülkelerinin batının iktisadi tuzaklarından koruya bileceğini dile getirmiştir.
Atatürk'e milletvekili maaşlarının miktarının ne kadar olması gerektiğini sorduklarında öğretmen maaşlarını geçmemesini söyler. Yine Oktay Sinanoğlu'nun milletvekilleri maaşı memur maaşları seviyesine getirilmeli ki gerçek vatanseverler milletvekili olsun menfaatçiler değil sözü aslında günümüz siyasetinin, siyasetçilerinin ne için siyaset yaptıklarını ortaya koyuyor.
Hz. Davut (a.s) hükümdar bir peygamberdi. Rızkını devlet hazinesinden almazdı, demiri eritir, zırh yapar, elinin emeğini yerdi. Haydar Barış Bey siyasetini yıllarca tek kuruş almadan sadece Allah rızası için milletin menfaati için yaptı. Fırsat verilseydi Meclis'te de bu görevi icra ederken tek kuruş alacağını zannetmiyorum. Biz onu hep vermeye alışmış bir lider olarak tanıdık, vermeye alışmış olan almayı bilmez.
Bunu 22 temmuz 2007 seçimleri öncesi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in noter tasdikli taahhütname ile iktidara geldiği takdirde "yapamadığı icraatlardan dolayı halka beni mahkemeye verebilirsiniz diyerek sahip olduğu mal varlığından vazgeçmesi, yetmedi hapse girmeyi bile göze almasına binaen söylüyorum.
Halkına vaatleri noktasında noter tasdikli taahhütname ile garanti vadeden, bırakın Türkiye'de dünyada eşine rastlanmayacak bir devlet adamı, liderdi. Onunla yetişmiş Bağımsız Türkiye Partisi kadrosu, İcmal gençliği de siyasetini menfaati için değil halka hizmeti Hakk'a hizmet şuuru ile yapar.
Millet olarak sapla samanı birbirinden ayırma zamanı geldi de geçiyor...
- Hac Arafat’tır -2- / 08.07.2022
- Hac Arafat’tır / 30.06.2022
- Hac Arafat’tır / 30.05.2022
- Baş hocamın anısına / 11.04.2022
- Gülistanda yetişen gençlik ‘İCMAL’ -4- / 06.02.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -3- / 28.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -2- / 25.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ / 24.01.2022
- İslam’da kadın hakları -5- / 09.12.2021