İstanbul'dan misafirim olan yeğenim Abdülkadir'i gezdirmek için bilmem kaçıncı kez yine Erzurum'da Top Dağı sırtlarındayız.Birinci ve ikinci Aziziye Tabyaları ve Mecidiye Tabyası'nın bulunduğu bu tepeye her ne zaman çıktı isem hep ilk çıktığım gün duyduğum heyecanı duydum.Tepeye doğru tırmanırken sırtında bebeği ve elinde silahı ile Nene Hatun'un heykeli karşılıyor sizi ve iki yüz metre ötede de mezarı ile karşılaşıyorsunuz. Kahraman Ninemizin hemen duvarının dibinde yattığı Aziziye Tabyasının yıkık duvarları ve harabe görüntüsü 1877 yılının 8 Kasım gecesinde yaşanan Rus baskınının bütün izlerini taşıyor.Şehrin burnunun dibine kadar sokulmuş olan Rus ordusu, Tabyalardaki askeri birlikleri devre dışı bırakıp şehri işgal etmeyi planlamıştır. Bu planını uygulamak için de gece yarısını beklemiş ve nöbetçileri etkisiz kılmak için Erzurum şivesini iyi konuşan Ermeni casusları kullanmıştır.Nöbetçiye iyice yaklaşan iki kişi, Erzurum'a gitmek istediklerini fakat yolu kaybettiklerini, soğuk havanın ve kar yağışının etkisiyle zor durumda kaldıklarını söylerler, nöbetçi gerekli tarifi yaptıktan sonra sigara yakmak için ateş isterler, cebinden ateş çıkarmak için uğraşırken hazırlıklı olan casuslar nöbetçiyi bağrından hançerler ve tabancayı ateşleyerek pusuda bekleyen Rus ordusuna işaret verirler.Gece yarısı baskına uğrayan askerlerimizin çoğu uykuda, yataklarından bile kalkamadan şehit olurlar. Tabyanın basıldığı haberi şehre tez ulaşır, kısa zamanda kara haber bir baştan bir başa yayılır ve şehir halkı yollara düşer. Yediden yetmişe kadını ile erkeği ile Top dağına tırmanan Erzurum halkı bir çok şehit vererek baskına uğrayan Tabyaya çıkmayı başarır, Ruslarla göğüs göğse çarpışır ve düşmanın şehre inme planını bozarlar ve kaçmaya mecbur ederler.İşte az önce, elinde silahı ile sırtında çocuğu ile bizi karşılayan ve şimdi mezarının başında bulunduğumuz Nene Hatun o gecenin kahramanlarından, öncülerinden sadece birisi. Tepeden aşağılara kadar bütün bu alan isimsiz kahramanların kanları ile sulanmış, nice şehitlere mezar olmuş.Son birkaç senedir elbette dokuzuncu Kolordumuzun organizesinde tam tepede dalgalanan dev bir bayrağımız var. Bir Mehmetçiğimiz yüz elli metre kare olduğunu söylemişti. Şehri geride bırakıp Doğu istikametinde yol alırken de bu bayrağın çırpınışını duyabiliyorsunuz ama Tabyaları gezerken sesi hep kulağınızdadır.Necip Fazıl'ın ifadesi ile:"Acı rüzgarlara vermiş bağrını Türk bayrağı yana yana çırpınır".Burada bu hali bizzat yaşıyorsunuz.Bu çırpınış, anlayana 2008 Türkiye'sinde belki çok şey, pek çok şeyler anlatıyor.1877'den bu yana bir şeyler, çok şeyler fısıldıyor kulağımıza ama bu günün gürültüsü-karmaşası içinde çırpınış seslerini duymuyoruz ki fısıltıları duyabilelim.Elli metrelik bayrak direğinin tam dibine yerleştirilen Bekir Sıtkı Erdoğan'ın "Erzurum Tabyalarından" adlı şiiri imdadımıza yetişiyor, bayrağın dilini, çırpınışını birazcık anlamamıza yardımcı oluyor ve Abdülakdir'in kamerasına bu şiiri okumaya çalışıyorum:
Bir şimşek çakıyor, yine bir şimşek,Çakıyor Erzurum tabyalarından!Dizilmiş Nâme'ler, Nineler tek tek,Bakıyor Erzurum tabyalarından.
Yediden yetmişe, tek vücut, tek can; Erzurum bir sevda, Erzurum vatan! Taptaze bir yara gibi hep o kan, Akıyor Erzurum tabyalarından.
Bu sevda bir sel ki tesnedir kine,Bir kez kabardı mı sığmaz bendine..Bu sevda, yıllardır bizi kendine,Çekiyor Erzurum tabyalarından.
Ahmet Muhtar Paşa'm, al bizi yürüt! Küffarın kökünü yeniden kurut! Dün bugün misali halâ kan, barut, Kokuyor Erzurum tabyalarından.
Dadaşıma artık; ha ateş, ha kar,Burada savaşın adı; 'KANLI BAR'.Ovaya sis değil, mücahit rûhlar,Çöküyor Erzurum tabyalarından.
Gökler alev alev, yer bayrak bayrak, Ya şu ufuklara, şu dağlara bak! Bu gece dünyaya başka bir şafak Çöküyor Erzurum tabyalarından.
Bekir Sıtkı'm, şaşma nice bir tarih!Gündüzü bir tarih, gece bir tarih;Destanı sen değil, koca bir tarih,Okuyor Erzurum tabyalarından.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Beterin beteri basiretsizlik / 19.07.2025
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025
- Görmeyen gözler işitmeyen kulaklar ve ürpermeyen kalpler / 18.07.2025
- İmtiyazlı zümre doymak bilmiyor / 17.07.2025
- Hacım! Hayırlı olsun yeni yol arkadaşlarınız da!.. / 16.07.2025
- ‘Her kışın sonunda bir bahar olur’ / 15.07.2025
- Gül vekilim gül / 12.07.2025
- Yalamış yutmuşlar / 09.07.2025
- Dökülüyoruz dökülüyorsunuz dökülüyorlar / 08.07.2025
- Emeklinin payına bir kez daha hüsran düştü / 07.07.2025
- ‘İçi nasırlanmış elleri de yaz’ / 05.07.2025