logo
11 EYLÜL 2025


Ben gidince bak neler olmuş

23.08.2005 00:00:00
Hastalıklı bünye misali bir ülkede neler olmaz ki, bir hafta dolmadan. Yatalak hastayı bilirsiniz, her an durumu değişir, aynen AKP'nin idaresindeki Türkiye gibi.

Hatta bazen hasta iyileşir gibi olur, soranlara "biraz iyi gibi" şeklinde cevap verilir, birkaç saat sonra da ölür.

Bundandır bir tabir oturmuştur dillere; "öleceği yaklaşınca iyileşir" diye.

Ne ülke yaklaşık üç senede iyileşme emaresi gösterdi, ne de ölme öncesi iyileşsin diye bir duamız var.

Bu ülke daha nice hastalıkları bünyesinden dışlamış, tarih buna şahit.

Şöyle bir hafta bir tatil yapmayı hak ediğimi düşünüp aldım çantamı elime ve koyuldum yollara.

Bizim gibilerin tatil ölçeği klasikten de öte klasiktir.

Pek kimsenin uğramadığı bir belde benim için en ideal yerdir.

Hele de denizi de oldu mu değme gitsin keyfine.

Karadenizli olup da ne yüzmeyi ne de horon oynamayı bilmeyen kaç kişi bilirsiniz bana benzeyen.

Horonu hala öğrenemedim ama, yüzmeyi kırk beşinden sonra da olsa yetecek kadar öğrendim, dalgıç bacanağın sayesinde.

Horonu niye öğrenemedim? Şunun için, tam öğrenilecek yaşımda "medrese talebesi" idim de onun için.

Rahmetlik babamın kulağına böylesi bir haber rivayet kabilinde de olsa gidecek olsa, yandı külüm keten helva.

Horon ne ki? Horonu çağrıştıracak bir stilde yürümek bile çok şeylere sebeptir.

Çarşıda fırınımız vardı o yıllar.

O yıllar dediğim 1977.

Laf aramızda ilk ve en tecrubî mesleğim fırıncılıktır. Bir yandan medrese tahsilimi yapıyorum bir yandan da fırıncılık.

Gecenin saat 24:00'ınde kalkıp fırında çalışmaya başlıyorum sabah saat 08:00'e kadar. Sonra unlu, yünlü ve hamurlu elbiselerimle kapıyorum için kitap dolu bezden dikme çantamı düşüyorum medresenin yoluna.

Sanki İmam-ı Azam (burası birazdan fazla atmasyon oldu).

İşte o fırınlı yıllarda tam da fırının ağız dibinde yanık sesimle, o yılların hid parçası olan "Ordu'nun Dereleri" hem de düşük volümde okuyorum. Henüz ilk dörtlüğün 0.5'ini okumuşum ki, rahmetli Karabacak kapıda. Ben o anda tarifi imkansız bir ağzı kıvraklığıyla "Ordu'nun dereleri"den güftesinden çok bestesi aklıma ilk gelen bir kasideye öyle bir geçiş yaptım ki babam farkına bile varamadı.

Siz de takdir edersiniz ki böylesi baskıcı bir ortamda, böylesi kişi hak ve hürriyetlerinin yok sayıldığı bir zamanda ve hele de AİHM gibi her dede deva bir kurumun adının bile anılmadığı bir zamanda ben nasıl horon oynamayı öğrenebilirdim?

Peki yüzmeyi niye öğrenemedim?

Dere kenarında büyümüş biri olarak ve hele de medaris-i ulumiye için hiçbir engel taşımayan, ondan da öte öğrenilmesi sünnet olan yüzmeyi niye öğrenemedim?

Şunun için.

Diğer sünnetleri öğrenmeye, öğrenip tatbik etmeye çalışmaktan.

Günümüz şartlarına çok benziyor.

Önceleri şöyle bir soru ile karşılaştığım çok olmuştu.

"Hocam çalıştığı iş yerinde sakallarımın kesilmesi benden isteniyor. Ne yapayım, sakalımı mı keseyim yoksa işi mi bırakayım?"

İlginç bir soru.

Sakalımı kesmektense işi bırakırım diyenler de vardı o yıllar.

Müminin yüzündeki sakal ölü hükmündeki kişinin, tıpkı mezarının üstündeki çimen misali çimenidir.

Hoş bir benzetme.

Rivayete göre Hz. Peygamberin (as) 4400 küsur sünnetinden bir de sakaldır.

Uğruna işini bırakıp işsiz güçsüz kalmayı göze alacak kadar sakala düşkün bir milletin, o sakalı sünnet haline getiren Hz. Peygambere imanın tartışılmasını "hayra yorması" sizce de hayra yorulacak bir hal mi?

Yanlış mı düşünüyorum.

"Muhammed'e iman bir kemal, bir centilmenliktir" diye yazanlar ve söyleyenler sizin oralarda yok mu?

Yoksa bu konuyu tekrar gündeme getirmek ülke gündemini değiştirmeye mi sebep olacak?

Tatilde ya kapalı yada cemaatsız camileri gördüm. Bir de imamlığı üçüncü meslek yapan görevlileri de gördüm.

O zaman da aklıma çıplak uyarıcının şu sözü geldi.

"Biz Kur'an anadilde okunsun derken yığınları cami ile barıştırmaya çalışıyoruz."

Hakikaten de öyle olmuş sayın çıplak uyarıcı, sizi tebrik ederim. Yığınlar cami ile öylesine barışık oldu ki, aralarında itişme, tepişme, kavga, niza kalmadı.

Camii bir kenarda duruyor, yığınlar başka bir kenarda.

Aralarında hiçbir bağ kalmadı.

Sizin için uygun ne ise onun içinde yatın.

Tarih sizi asla unutmayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden karar
CHP kurultayının iptali davası reddedildi
Merkez Bankası faiz indirdi
Politika faizi yüzde 40,5'e düşürüldü
Ticaret Bakanlığı'ndan limon ve elmaya ihracat düzenlemesi
İhracı kayda bağlı ürünler listesine eklendiler
'Önümüzdeki günler her türlü provokasyona açık ve yatkındır'
Bahçeli'den çocuk suçlular açıklaması
İsrail Suriye'deki Türk askerini hedef aldı mı?
Milli Savunma Bakanlığından açıklama
11 Eylül ABD'nin kirli oyunu
24 yıldır kan ve gözyaşı bitmiyor
Trump'ın aktivist Kirk öldürüldü
Trump: 'Büyük, hatta efsanevi Charlie Kirk öldü'
'Temiz siyasete ihtiyaç var'
'Türkiye siyasi tıkanıklık içinde'
Can Holding'e operasyon
Habertürk ve Show TV'ye el konuldu
Ankara'da 4,1 büyüklüğünde deprem
Merkez üssü Kalecik ilçesi
'Sarayın kumpasını çözdük'
Özel Kadıköy'de konuştu
Trump destekçisi aktivist suikastla öldürüldü
Trump: 'ABD için kara bir gün'
İran Dışişleri Bakanı Erakçi'den Tunus'a ziyaret
Tunus Cumhurbaşkanı Said ile görüştü
Netanyahu'nun tehditlerine Katar'dan tepki
"Pervasız"
Çin ve ABD'li bakanlar video konferansla görüştü
Trump-Şi zirvesi hazırlığı mı?
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden karar
CHP kurultayının iptali davası reddedildi
Merkez Bankası faiz indirdi
Politika faizi yüzde 40,5'e düşürüldü
Ticaret Bakanlığı'ndan limon ve elmaya ihracat düzenlemesi
İhracı kayda bağlı ürünler listesine eklendiler
'Önümüzdeki günler her türlü provokasyona açık ve yatkındır'
Bahçeli'den çocuk suçlular açıklaması
İsrail Suriye'deki Türk askerini hedef aldı mı?
Milli Savunma Bakanlığından açıklama
11 Eylül ABD'nin kirli oyunu
24 yıldır kan ve gözyaşı bitmiyor
Trump'ın aktivist Kirk öldürüldü
Trump: 'Büyük, hatta efsanevi Charlie Kirk öldü'
'Temiz siyasete ihtiyaç var'
'Türkiye siyasi tıkanıklık içinde'
Can Holding'e operasyon
Habertürk ve Show TV'ye el konuldu
Ankara'da 4,1 büyüklüğünde deprem
Merkez üssü Kalecik ilçesi
'Sarayın kumpasını çözdük'
Özel Kadıköy'de konuştu
Trump destekçisi aktivist suikastla öldürüldü
Trump: 'ABD için kara bir gün'
İran Dışişleri Bakanı Erakçi'den Tunus'a ziyaret
Tunus Cumhurbaşkanı Said ile görüştü
Netanyahu'nun tehditlerine Katar'dan tepki
"Pervasız"
Çin ve ABD'li bakanlar video konferansla görüştü
Trump-Şi zirvesi hazırlığı mı?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.