Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin açıkladığı; küresel ticarette artan belirsizlikler ve jeopolitik gelişmelerin oluşturduğu risklere rağmen program makroekonomik istikrarı korumaya odaklanıyor, güya.
OVP (2025-2027)'de 2025 yılı için %4 büyüme hedefi belirlenmiş olsa da, yurt dışı talepteki zayıflama ve dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkı duruş nedeniyle büyümenin hedefin altında kalabileceği öngörülüyor, hedefin altında kalacak da.
Öte yandan, hizmet ve gıda fiyatlarındaki katılık nedeniyle enflasyonun program hedefinin üzerinde kalması bekleniyor. Kalmasa şaşardık.
Hükümet, 2026-2028 dönemine ilişkin Orta Vadeli Program (OVP)'ı yayınlarken, 2025 yılı projeksiyonlarını da önemli ölçüde revize etti.
Zaten tutturdukları bir hedef görülmedi, şükür.
Hükümetin yeni Orta Vadeli Program (OVP) projeksiyonlarında faiz harcamalarının öngörülerin oldukça üzerinde seyrettiği görülüyor.
Belimizi büken de bu faiz giderleri değil mi?
Geçen yıl yayımlanan OVP'de 2026 yılı faiz harcaması 2,28 trilyon TL olarak tahmin edilmişken, bu yıl açıklanan programda aynı yıl için 2,74 trilyon TL'lik bir öngörü yer almakta.
Bu yaklaşık 460 milyar TL'lik ek bir yük anlamına geliyor.
Benzer şekilde, 2025 için öngörülen faiz harcaması geçen yılki OVP'de 1,95 trilyon TL iken, yeni programda 2,05 trilyon TL'ye yükseltilmiş durumda.
TCMB'nin geçtiğimiz dönemde faiz artırmak zorunda kalması ve uzun vadeli tahvil faizlerinin yüksek kalmasını da programın tutmamasının sebepleri arasında sayabiliriz.
Büyümedeki yavaşlama ile iç talepteki ivme kaybı, hedeflerin neden tutmadığının bir göstergesi.
Bütçe tarafında ise hükümet 2025 için 2,2 trilyon TL'lik bir açık öngörüyor.
Bu da -%3,6'lık bütçe dengesinin GSYH'ye oranına işarettir.
2026 yılı için ise geçen yıl açıklanan OVP'de -%2,8 olan bu oran bu yıl 2026 için -%3,5 olarak öngörülüyor.
2025 yılı için TCMB'nin %27 seviyesindeki faiz tahmini, yeni OVP'de %28,5 olarak güncellenmiş durumda.
Ancak piyasa tahminleri ve mevcut eğilimler dikkate alındığında %30-31 seviyelerinin daha makul göründüğü bir gerçek.
2026 için öngörülen %16'lık enflasyon tahmini de iddialı. Hatırlatmak gerekirse, geçen yıl açıklanan OVP'de 2025 yılı enflasyonu %17,5 olarak hedeflenmiş, ancak yıl içerisinde iki kez yukarı yönlü revize edilerek %28,5'e yükseltilmiştir.
Cari açık tarafında da durumlar pek iç açıcı değil.
2025 yılı için 22,6 milyar $ cari açık öngörülürken, beklenti 22 milyar $ seviyesinde.
2026, 2027 ve 2028 yılları için ise sırasıyla 22,3, 20,5 ve 18,5 milyar $ cari açık öngörülmektedir.
Tabi bu da iyimser bir bakış açısı. Gözüken o ki maalesef hedef yine tutmayacak.
USD/TL için 2025 ortalama kuru 39,63; 2026 ortalama kuru ise 46,60 olarak verilmiştir. Bu ortalama kurların yakalanabilmesi için kaba hesaplamalarla 2025 yıl sonu kurunun yaklaşık 43,0; 2026 yıl sonu kurunun ise yaklaşık 50,5 civarında olması gerekir.
Dolayısıyla OVP'de verilen ortalama kur varsayımları, yıl sonu kur beklentileriyle tutarlı şekilde ele alındığında iddialı bir öngörü sunmaktadır. Özellikle yüksek faiz ortamı ve piyasa koşullarındaki oynaklık dikkate alındığında, kurdaki değer kaybını sınırlamak zor olacaktır.
Bu nedenle söz konusu varsayımın gerçekleşmesi için güçlü sermaye girişleri, döviz rezervleri üzerinden destek veya ilave makro ihtiyat tedbirleri gerekliliği gündeme gelebilir.
İyi de bunları başarabilecek bir hükümet var mı?
Rahmetli hocam Prof. Dr. Haydar Baş'ın " Milli Ekonomi Modeli" kitabını referans almaları dileği ile…
- Yeni dünya / 09.09.2025
- Öğretmen / 08.09.2025
- Pazar gününe özel murabba / 07.09.2025
- Pamukla baş kesmek / 06.09.2025
- Kilit de sensin anahtarda / 23.08.2025
- Kuruyan göller ve susuzluk tehlikesi / 22.08.2025
- Ekmek / 21.08.2025
- Eşit yurttaşlık / 20.08.2025
- Hayalet şehir Gebze TOKİ / 19.08.2025