Anadolu'da genellikle düğün gecelerinde gençlerin oynadığı bir oyunun adıdır; "benim gibi ol".Oyuna dahil olmak isteyen gençler meydana çıkarlar, oyunu başlatanın elinde polis copuna benzer bir sopa vardır, üzerinde yaptığı ani değişikliklere yetişemeyenler acımaszıca coplanırlar.Sürekli hareket halinde olan gençlerin gözü elinde sopa olan kişidedir, çok dikkat edip hangi şekli aldığını kavramalı ve dayaktan kurtulmalıdırlar.Mesela aniden sağ ayağının çorabını çıkarır ve "benim gibi ol" der basar sopayı, dikkat etmeyip sol ayağının çorabını çıkaranlar da dayak yemekten kurtulamazlar, çünkü onun istediği değişime tam ayak uyduramamışlardır.Sayın başbakanın "Mısır Seferi" nin ardından o memlekette yaptığı konuşmayı dinlerken nedense gençlerin bu oyununu hatırladım.Ne diyor sayın Erdoğan:"Bölgemizde, güvenlik, istikrar ve refahın sağlanması, ancak halkların meşru taleplerinin karşılanması ile mümkündür. Bunun aksini savunanlar, acı kaderleri ile baş başa kalmaya mahkumdurlar. Değişim her zaman zordur; ancak kaçınılmazdır. Değişim kaçınılmaz olduğunda ise eşyanın tabiatına direnmek anlamsızdır."İlk bakışta öylesine masum, sırdan cümleler gibi geliyor ama bölgeyi alt-üst etmek için yapılan BOP'un eş başkanının ağzından çıktığını hatırladığınızda basiret sahibi her insanın midesine demir leblebi gibi oturan sözler olduğu derhal farkediliyor.Haçlı dünyasının öncüleri ellerinde demir sopalar İslam coğrafyasında dolaşıyorlar ve "benim gibi ol" deyip tepeden aşağı indiriyorlar. Haçlı-siyonist ittifakının istediği değişime ayak uydurmayanların kafası gözü bir anda dağılıyor.Bizim başbakanın oynadığı rolde olduğu gibi bu değişim dayatmalarını, "güvenliğin, refahın ve istikrarın sağlanması" ambalajı ile sunmaya çalışanlar iyot gibi meydana çıkıyorlar.İşin başında değşim dayatmalarına direnemeyenler, yalanlara aldananlar, daha sonra başa gelecek her çeşit tecavüze de direnme şanslarını kaybediyorlar, Afganistan, Irak örneğinde olduğu gibi.Bölgede yaşanan ısyan hareketlerini yerel halkın haklı talepleri olarak sunmak ve savunmak insanlık alemine söylenebilecek en büyük yalandır.Elinde cop bölgede cellat gibi dolaşan haçlı-siyonist öncülerinin taleplerini haklı gösterecek, halkı onların isteklerine ram edecek fetvalar üretmek ise İslam'a ve müslümanlara yapılabilecek en büyük hakarettir.Bölgede "benim gibi ol" oyunu sahneleniyor ama akan kanları görünce bunun bir oyun olmadığını anlıyorsunuz.Ne yazık ki Türkiye'yi yöneten siyasi kadro bu kanlı oyunun hala farkında değil.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024