Bizler yazdığımız yazılarda Suriye’de yaşanan olayların hiç de anlatıldığı gibi olmadığını, çarpıtıldığını, Esad’ın halkı tarafından sevildiğini, muhalif diye ortaya çıkanların ise gerçekte dış kaynaklı terör oluşumları olduğunu, özellikle de Rusya’nın desteğinden sonra Esad’ın gücünü yeniden toparladığını belirtiyorduk.
Geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesinde yayınlanan Sebla Kutsal imzalı bir röportajda bu yazdıklarımızı doğrulayan ifadelere rastladık.
Gazete, Suriye’ye sık sık giden tarih bilimcisi ve Arap Dünyası uzmanı Fransız akademisyen Pierre Piccinin ile röportaj yapmış ve Piccinin bu röportajda Suriye’de yaşadıklarını ve gözlemlediklerini aktarmış.
Piccinin, anlattıklarıyla her gün ajanslara düşen Suriye haberlerinden çok farklı bir tablo çiziyor. Piccinin’in anlattıklarından dikkatimi çekenler şöyle:
“Humus’taki direniş diğer şehirlerden farklı, burada muhalif eylemler silahlı hücrelerde planlanıyor ve iki semti kontrolleri altında tutan isyancıların kalaşnikofları, el bombaları var.”
“Muhalifler, Rusya ve Çin tarafından da desteklenen hükümet güçleri karşısında gitgide gücünü yitiriyor”
Hama’daki vaziyet, Humus’takinden çok farklıydı. Taşla saldıran göstericilere askerler göz yaşartıcı bomba ile karşılık veriyordu. Silaha davrandıkları zamanlar çok nadirdi. Görünen o ki, orduya verilen emir, can kaybından mümkün mertebe kaçınmaları yönündeydi. Yani, Hama kan ve ateş içinde değildi.”
“Bazı muhalif güçler askeri devriyelere, ölümcül pusular kurarak saldırıyor, kelle uçurma ve çeşitli uzuvları kesme gibi korkunç eylemler yapabiliyor. Hatta bazen bu vahşeti, kendilerini desteklemek istemeyen, hükümeti destekleyen sivillere de yaptıkları oluyor. Uzuvları kesilmiş cesetleri morglarda görmek mümkün. Bunları yapanların gerçekten Suriyeli olup olmadığı bilinmiyor. Bahaist rejimin düşmanı olan Katar’dan ve Suudi Arabistan’dan gelmiş olabilirler.”
“Böyle bir oluşumla devrim pek mümkün değil gibi. Kaldı ki, Hıristiyanlar, Aleviler, Dürzüler Esad’a destek vermeye devam ediyor. Bu ülkede, Tunus’taki, Mısır’daki, Libya’daki gibi bir ortam kesinlikle yok.”
“Şam’da günlük hayat normal sürüyor, halk yaşamına rutin biçimde devam ediyor.“
“Arap Birliği gözlemcileri doğru düzgün bir rapor yayımlayamadı çünkü bir şey göremediler. Bunun nedeni öncelikle, resmi konvoylar halinde hareket edip zamanlarının çoğunu olay yerinden ziyade lüks otellerde harcamaları.”
“Aslında ortada, batı medyasının aktardığı gibi bir durum yok.”
“Açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, Batı dezenformasyon uyguluyor yani bizi yanlış bilgilendiriyor. Elbette ki, Batılı medya patronların da birçoğu editoryal çizgisini ekonomik çıkarlarına göre belirliyor. Afganistan, Irak ve Libya haberlerinin bize yansıtılmasında bunun örneklerine sıkça rastladık.”
“Bugün Suriye ile ilgili haberleri hazırlayan Batılı gazetecilerin yaptığı şey ‘masa başı gazeteciliği’dir.
“Muhalefetin gösterilerinin fotoğraf çekimi hep yakın plandan yapılıyor, birkaç yüz insan binlerceymiş gibi gösteriliyor. İşin gerçeği, muhalif gösterilerde bir araya gelen insan sayısı binleri bulmuyor. Beşar Esad yanlısı gösterilerse adeta yok sayılıyor. Oysaki bunlarda yüzbinlerce Suriyeli toplanıyor ve bu insanları gösteri yapmaya zorlayan falan yok. Ben bu eylemlere de katıldım, göstericilerin çoğunun Esad’ı desteklerken samimi olduğunu anladım.”
İşte Fransız bir araştırmacının gözlemleri, yorum yapmaya gerek var mı?
Geçtiğimiz günlerde Hürriyet gazetesinde yayınlanan Sebla Kutsal imzalı bir röportajda bu yazdıklarımızı doğrulayan ifadelere rastladık.
Gazete, Suriye’ye sık sık giden tarih bilimcisi ve Arap Dünyası uzmanı Fransız akademisyen Pierre Piccinin ile röportaj yapmış ve Piccinin bu röportajda Suriye’de yaşadıklarını ve gözlemlediklerini aktarmış.
Piccinin, anlattıklarıyla her gün ajanslara düşen Suriye haberlerinden çok farklı bir tablo çiziyor. Piccinin’in anlattıklarından dikkatimi çekenler şöyle:
“Humus’taki direniş diğer şehirlerden farklı, burada muhalif eylemler silahlı hücrelerde planlanıyor ve iki semti kontrolleri altında tutan isyancıların kalaşnikofları, el bombaları var.”
“Muhalifler, Rusya ve Çin tarafından da desteklenen hükümet güçleri karşısında gitgide gücünü yitiriyor”
Hama’daki vaziyet, Humus’takinden çok farklıydı. Taşla saldıran göstericilere askerler göz yaşartıcı bomba ile karşılık veriyordu. Silaha davrandıkları zamanlar çok nadirdi. Görünen o ki, orduya verilen emir, can kaybından mümkün mertebe kaçınmaları yönündeydi. Yani, Hama kan ve ateş içinde değildi.”
“Bazı muhalif güçler askeri devriyelere, ölümcül pusular kurarak saldırıyor, kelle uçurma ve çeşitli uzuvları kesme gibi korkunç eylemler yapabiliyor. Hatta bazen bu vahşeti, kendilerini desteklemek istemeyen, hükümeti destekleyen sivillere de yaptıkları oluyor. Uzuvları kesilmiş cesetleri morglarda görmek mümkün. Bunları yapanların gerçekten Suriyeli olup olmadığı bilinmiyor. Bahaist rejimin düşmanı olan Katar’dan ve Suudi Arabistan’dan gelmiş olabilirler.”
“Böyle bir oluşumla devrim pek mümkün değil gibi. Kaldı ki, Hıristiyanlar, Aleviler, Dürzüler Esad’a destek vermeye devam ediyor. Bu ülkede, Tunus’taki, Mısır’daki, Libya’daki gibi bir ortam kesinlikle yok.”
“Şam’da günlük hayat normal sürüyor, halk yaşamına rutin biçimde devam ediyor.“
“Arap Birliği gözlemcileri doğru düzgün bir rapor yayımlayamadı çünkü bir şey göremediler. Bunun nedeni öncelikle, resmi konvoylar halinde hareket edip zamanlarının çoğunu olay yerinden ziyade lüks otellerde harcamaları.”
“Aslında ortada, batı medyasının aktardığı gibi bir durum yok.”
“Açık yüreklilikle belirtmeliyim ki, Batı dezenformasyon uyguluyor yani bizi yanlış bilgilendiriyor. Elbette ki, Batılı medya patronların da birçoğu editoryal çizgisini ekonomik çıkarlarına göre belirliyor. Afganistan, Irak ve Libya haberlerinin bize yansıtılmasında bunun örneklerine sıkça rastladık.”
“Bugün Suriye ile ilgili haberleri hazırlayan Batılı gazetecilerin yaptığı şey ‘masa başı gazeteciliği’dir.
“Muhalefetin gösterilerinin fotoğraf çekimi hep yakın plandan yapılıyor, birkaç yüz insan binlerceymiş gibi gösteriliyor. İşin gerçeği, muhalif gösterilerde bir araya gelen insan sayısı binleri bulmuyor. Beşar Esad yanlısı gösterilerse adeta yok sayılıyor. Oysaki bunlarda yüzbinlerce Suriyeli toplanıyor ve bu insanları gösteri yapmaya zorlayan falan yok. Ben bu eylemlere de katıldım, göstericilerin çoğunun Esad’ı desteklerken samimi olduğunu anladım.”
İşte Fransız bir araştırmacının gözlemleri, yorum yapmaya gerek var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Silah bırakan PKK, taviz veren niye biz? / 12.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025
- PKK’lılar ve silahları bu kadar mı? / 11.07.2025
- Öcalan: ‘Varlık tanınmış, ana amaç gerçekleşmiştir’ / 10.07.2025
- Şehitlerimize yas tutarken sorular cevap bekliyor / 09.07.2025
- ‘Terörsüz Türkiye’, ‘terörsüz’ Türkiye mi? / 08.07.2025
- Batıla karşı Hüseyni duruş evrenseldir / 05.07.2025
- Politika faizi %46: Enflasyon %35 olabilir mi? / 04.07.2025
- Emekliye yüzde 17, doğal gaza yüzde 25 zam! / 03.07.2025
- Peygamber efendimize saldırı kabul edilemez / 02.07.2025
- Orman alanları, ranta açılmamalı / 01.07.2025