Kimsenin umurunda değilse benim umurumda…
Ama biliyoruz artık.
Ülkeyi dış firmalara parsellediler…
Her yerde altın arama şirketlerinin siyanür havuzları, Uludağ'da ve benzeri turistik yerlerde Türklerin kullanamayacakları oteller, deniz kıyılarında inşa edilmiş çoğu Araplara ait yazlıklar…
Milli nitelikteki işletmeler, fabrikalar artık yabancıların malı….
Bu ülkenin yetiştirmesi gereken ve milli beka sorunu denilen öğrencilerin mezunları yurt dışına kaçıyor…
Doktor, bilim adamı, işletmeci, yatırımcı insanlar ülkeyi terk ediyor veya terk etme hazırlığında…
Üniversitelerden yeni mezunlar iş bulamadığı için yurt dışında iş bulma derdinde…
Yahu biz bu gençleri niye yetiştiriyoruz? Ülkedeki fabrikalarda, işletmelerde, laboratuvarlarda iş başı yapsınlar, memlekete faydalı olsunlar diye değil mi? Eğer yurt dışındaki ülkelere gidecekler ise onlara yapılan yatırıma yazık değil mi? O kadar üniversite, hoca görevlendirmeye gerek var mı?
Peki nasıl bir girdabın içine düştük ki, her konuda bir aymazlık, haksızlık, yetersizlik sergileniyor? Bunları dile getirenler neden itibar görmüyor, susturuluyor? Veya neden sus pus olup üç maymunu oynuyorlar?
İyi de bu vatan bizim… 80 milyon insanın tek yürek olması gerekirken nedir bu aymazlık? Nedir bu suskunluk, tepkisizlik, yanlışlara duyarsız kalmak? Doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Eğer bugün bizde yaşananlar bir Orta Amerika ülkesinde olsa idi halk ortada ne saray, ne de iktidar bırakırdı. Yöneticiler ülkeden kaçmak zorunda kalırlardı.
İşte Avrupa örneği… Ağzından yanlış bir söz çıktı diye bakan istifa ediyor, hükümet düşüyor…
Bizde yalanlara kılıf bulmak için herkes yarışta…
Dar gelirli, asgari ücretli, emekli isyanda… Ucuz et, ekmek kuyrukları almış başını gitmiş… Millet borcu borçla kapatıyor, hiç kimse banka borcunu, kredisini ödeyemez durumda… İcra dosyaları almış başını gitmiş. Herkes günde bir öğün üç tabak yemek yemeye odaklanmış.
Böyle bir duruma isyan edenleri susturmak değil, bu işlerin kökenine inip, fakirin fukaranın, gurabanın ihtiyaçlarını gidermek gerek. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir diyen bir kültüre rağmen gördüklerimiz, lider diye inandıklarımız….
Bıçak kemiğe dayanmış. Korkunun ecele çaresi yok. Yüzbinler miting alanlarında… Kimse keyfinden veya yandaşlığından bayrak sallamıyor… Yiyecek ekmek bulamayanlar sokaklarda Pazar artıklarını karıştırıyorlar.
Utanmak gerek.
Önce bunca yıldır söyledikleri yalanlar ile halkı oyaladıkları ve çözüm bulamadıkları için… Sonra da böylesine zengin bir ülkenin kaynaklarını dış güçlere peşkeş çektikleri için…
Gidişat iyi değil. Bu millet patlama noktasında…
Eğer göremiyorlar ve bilemiyorlarsa yazıklar olsun…
Sonuçlar açıkçası düz bir vatandaş olarak beni korkutuyor. Her gün market raflarından eksilen bir ürün, üzerindeki fiyat etiketlerinin değiştirildiği mamuller beni korkutuyor.
En büyük paramız iki yüz lira ile bir tas çorbayı ancak içiyorsunuz. Hiçbir dönemde Türk parası bu kadar hızlı değer kaybetmemişti…
Bir yerde kocaman bir anafor var… Önüne ne gelirse yalayıp yutuyor… Kömür var diye istimlak edilen yerlerden kömür çıkmıyor. Petrol var dedikleri yerlerden bugüne kadar bir varil petrol bulunmamış, bulunduysa da bize değmemiş.
Belediyeler iktidar belediyesi, muhalefet belediyesi diye ikiye ayrılmış, zayıflatılmış… Merde namerde muhtaç edilmiş…
Keyfi uygulamalardan bahsetmiyorum bile… Ancak biri yaptı mı öteki de yapar… Sonra?
Sonra büyük kaos…
Bir öğünde üç tabak yemeği bulamadıklarında neler olur?
Aman dikkat!
- Zirvede olmak… / 09.05.2025
- Bir saldırının düşündürdükleri… / 06.05.2025
- Yörükler… / 02.05.2025
- Bir 23 Nisan yazısı… / 23.04.2025
- Zalimler unutulur, mazlumlar anılır… / 18.04.2025
- Dost… / 15.04.2025
- Çöp dağları… / 11.04.2025
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025