Yeni Mesaj Gazetesi tarafından düzenlenen Milli Kahramanlarımızı anma ve şükran programlarında oluşan milli heyacan dalga dalga yayılmaktadır. Gerek yapılan konuşmalar, gerek yaşanan mili heyacan sayesinde, samimi olan vatandaşlarımız hem önemli bilgiler öğrenmekte, hem de gelecek hakkında umutlanmaktadırlar.
Birkaç gündür Konya programının yankılarını, yapılan konuşmaları sizlerle paylaşıyoruz. Gayemiz; gözden kaçabilecek detayları ya da bizim gözümüze, gönlümüze takılan bazı tespitlerimizi sizlerle paylaşarak; ortaya konan emeğe, verilen bilgilere, saygı görevimizi yerine getirmektir.
Konya'daki konuşmacılar arasında bulunan ve önemsediğim bazı tespitlerini sizlerle paylaştığım gazeteci yazar, Seçil Mumcuoğlu'nun konuşmasından, çok önemli bir tespitini daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Seçil Mumcuoğlu "bir benden ne olur ki deyip" kendini küçümseyen ve bu düşünce yüzünden bir çok kimsenin kendinden beklenen görevleri yerine getirmediğini, bundan da millet olarak zarar gördüğümüzü; Çanakkaleden, Seyit onbaşıdan ve Niğdeli Ali'den örnekler vererek anlattı: "İngiliz donanmasının güçlü Ocean gemisi, etrafına ateş saçarak Çanakkale boğazına yaklaşıyordu.
Açılan ateşler sonucu Seyit onbaşının birliğindeki arkadaşları şehit olmuştu. Birlikten 2 kişi kalmıştı. Biri Seyit onbaşı, diğeri de yaralı Niğdeli Ali. Seyit onbaşı şöyle bir etrafına bakındı, önlerinde bir top ve yanında birkaç top mermisi vardı.
Seyit onbaşı öyle bir imana sahipti ki "bir benden ne olur ki" demedi ve Niğdeli Ali'ye; "Ali tut şu merminin ucundan omzuma alacağım" dedi. Niğdeli Ali'nin desteği ile 275 kiloğram ağırlığındaki top mermilerini bir bir omzuna almış ve yaptığı atışlarla, batırılamaz denen zırhlı gemiyi batırarak kaybedilmekte olan savaşın lehimize dönmesini sağlamıştır.
Vatan elden gidiyor ve bir Seyit var önümüzde; bütün yüküne, bütün ağırlığına rağmen "gel bana omuz ver ben bu yükü kaldırırım, ben bu vatanı kurtarırım, çözüm bende" diyen Prof. Dr. Haydar Baş var. Öyleyse, her birimiz Seyit onbaşının yanındaki Niğdeli Ali kadar olamaz mıyız?" Milli ve dini bütünlüğümüzü yok etmeye, milletimizin aidiyet duygusunu zayıflatmaya çalışanlar, kitaplardan Seyit onbaşının adını silmeye kalkışadursunlar.
Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, milli kahramanlarımızı tarihin tozlu sayfalarından çıkararak, milletimizin gönlünde hak ettikleri yeri verecek ve mutlaka milli bir uyanışı sağlayacaklardır. Bir Seyit var önümüzde; Ona omuz vermek, vatan görevidir. Haydi görev başına…
Birkaç gündür Konya programının yankılarını, yapılan konuşmaları sizlerle paylaşıyoruz. Gayemiz; gözden kaçabilecek detayları ya da bizim gözümüze, gönlümüze takılan bazı tespitlerimizi sizlerle paylaşarak; ortaya konan emeğe, verilen bilgilere, saygı görevimizi yerine getirmektir.
Konya'daki konuşmacılar arasında bulunan ve önemsediğim bazı tespitlerini sizlerle paylaştığım gazeteci yazar, Seçil Mumcuoğlu'nun konuşmasından, çok önemli bir tespitini daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Seçil Mumcuoğlu "bir benden ne olur ki deyip" kendini küçümseyen ve bu düşünce yüzünden bir çok kimsenin kendinden beklenen görevleri yerine getirmediğini, bundan da millet olarak zarar gördüğümüzü; Çanakkaleden, Seyit onbaşıdan ve Niğdeli Ali'den örnekler vererek anlattı: "İngiliz donanmasının güçlü Ocean gemisi, etrafına ateş saçarak Çanakkale boğazına yaklaşıyordu.
Açılan ateşler sonucu Seyit onbaşının birliğindeki arkadaşları şehit olmuştu. Birlikten 2 kişi kalmıştı. Biri Seyit onbaşı, diğeri de yaralı Niğdeli Ali. Seyit onbaşı şöyle bir etrafına bakındı, önlerinde bir top ve yanında birkaç top mermisi vardı.
Seyit onbaşı öyle bir imana sahipti ki "bir benden ne olur ki" demedi ve Niğdeli Ali'ye; "Ali tut şu merminin ucundan omzuma alacağım" dedi. Niğdeli Ali'nin desteği ile 275 kiloğram ağırlığındaki top mermilerini bir bir omzuna almış ve yaptığı atışlarla, batırılamaz denen zırhlı gemiyi batırarak kaybedilmekte olan savaşın lehimize dönmesini sağlamıştır.
Vatan elden gidiyor ve bir Seyit var önümüzde; bütün yüküne, bütün ağırlığına rağmen "gel bana omuz ver ben bu yükü kaldırırım, ben bu vatanı kurtarırım, çözüm bende" diyen Prof. Dr. Haydar Baş var. Öyleyse, her birimiz Seyit onbaşının yanındaki Niğdeli Ali kadar olamaz mıyız?" Milli ve dini bütünlüğümüzü yok etmeye, milletimizin aidiyet duygusunu zayıflatmaya çalışanlar, kitaplardan Seyit onbaşının adını silmeye kalkışadursunlar.
Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu, milli kahramanlarımızı tarihin tozlu sayfalarından çıkararak, milletimizin gönlünde hak ettikleri yeri verecek ve mutlaka milli bir uyanışı sağlayacaklardır. Bir Seyit var önümüzde; Ona omuz vermek, vatan görevidir. Haydi görev başına…
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan gençlere mesaj / 29.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024