logo
11 AĞUSTOS 2025

"Bırak beni yüzbaşı Bir askerin olmasın"

05.09.2005 00:00:00


 Seferberlikte bazen üç kur'a asker birden toplanmış. Bir yüzbaşı da Geyikli'ye gönderilmiş. Görevini ifa ederken bir genç, latife olsun diye, "Desti bıraktım suya / Damla damla dolmasın / Bırak beni yüzbaşı / Bir askerin olmasın" manisini söylemiş. Yüzbaşı hüngür hüngür ağlamış. İşte bu asker toplama sırasında, sonradan Hasandağı'nda şehit düşen Aydınoğlu Hasan, abdest aldığı ibriğini bile evinin içerisine bırakamadan gitmiş.  Fatma Bayraktar, babası Hüseyin Atalar'ın, Haymana cephesinde at çavunundan (izi) arpa toplayıp yedikleri... Babası Aydınoğlu Hasan Hasandağı'nda şehit düşen Penbe Bayraktar, kardeşi Ali'nin hasta hasta Haymana'da savaşa devam etmek istemesine rağmen geri gönderilip, Beşikdüzü'nde ölüp, annesine bildirilmeyen olayda annenin tabutta giden oğlunu "bu bizim Ali'nin ayağı ya!" diye tanıdığı ve bu ayağa yapışmış bulunan çarığın Tubbaoğlu İbrahim (Türkmen) Hafız tarafından ıslatılarak ancak çıkarılabildiği, bir sarı ırmak varmış ki onun çamurunun hâlâ ayağında bulunduğu, sonradan Gidan kızı Fadime'nin, elbiselerini yıkarken bitlerin kepek gibi suyun yüzüne çıktığı... Yine, neredeyse bir asırlık yaştaki Penbe ninenin aktardığı şekliyle, askere ihtiyaç duyan devletin bir yüzbaşısını Geyikli'ye gönderip asker toplama fiilini gerçekleştirdiği sırada kimin söylediği tam bilinemeyen bir maniyi, "Desti bıraktım suya / Damla damla dolmasın / Bırak beni yüzbaşı / Bir askerin olmasın"ı söylediğinde yüzbaşının ağladığı, işte bu asker toplama sırasında, sonradan Hasandağı'nda şehit düşen babasının abdest ibriğini evin içine bırakamadan aceleyle gittiği... Cafer Dural, dedesi Ali Osman'ın, bir ev inşa etmek için temel yatağını eşmesine (kazmasına), hazırlamasına rağmen sık sık askere gitmek zorunda kaldığı ve 12 sene askerlik yaptığı için evin temelini ancak yatağını hazırladıktan 12 sene sonra atabildiği... Yine dedesinin kardeşi Kara Mehmet'in, "Ara Ali Osman gardaşım! Hani bir gün hastalanmış, grip olmuştum. Beni sırtınızda taşımış, bir köyün kenarına gelmiş, köye girememiştik. (Köy, İngilizler tarafından Osmanlı'ya karşı düşman hale getirilmiş bir Arap köyü imiş) Köyün dışında bir koyun kermesi (kemre) yığını vardı. Gece idi. Hava soğuktu. Kermeyi o yana bu yana açtık. İçi sımsıcaktı. Kuyu gibi yer açmış, orada oturup, sabah etmiştik. Ara Ali Osman gardaşım! Sabahtan kalktım ki kuş gibi olmuştum. Ne hastalık kalmıştı, ne  birşey biliyor musun?" dediği... Zeynep Bayraktar, babası İbrahim Çavuş'un, Doğu cephesinde savaşırken açlıktan kulaklarının duymaz hale geldiği, bir ekmek kırıntısı bulup yediğinde "şauvv!" diye kulaklarının açıldığını söylediği... bilgisini aktarıyordu. Yine Cafer Dural, mezarı şu anda Çarşıbaşı'nda bulunan İmadoğlu Hurşit amcanın (Atalar), Ruslarla Karadağ harbi çıktığında eli silah tutanın yola döndüğü bir zamanda, 60 yaşın üzerinde olduğu için "Sen artık yaşlandın. Zaten bir iki sefer askere de gittin, geldin. Gelme!" dediklerinde "Ben bu yolda öleceğim" dediğini, gerçekten o yolda şehit düştüğünü ilave ediyordu.Vefa borcumuzu nasıl mı ödedikSadece Trabzon Şalpazarı Geyikli beldesine düşen payıyla bile anlatması bitmez tükenmez çarpıcı olayların yaşandığı gerçekler sahnesinde, ecdâdımız, canını mihnet bilip, anadan, babadan, yârdan vazgeçerken... Toprağı kanlarıyla vatan yapan ecdâdın emanetine ihanet etmeyip sahip çıkarken...İhanet etmişler cümlesine yazılmamak için göğüslerini çelikten güllelere kalkan yapıp "Çanakkale Geçilmez" destanını yazarken... Peki biz ne yaptık? Emanete, değil gaflet ve dalalet, ihanet sayılabilecek cümleden bir çok icraatın altına imza atmaktan çekindik mi? "12 bin kilometre öteden gelip de benim toprağımda, vatanımda ne işi vardı?" diye soracak yerde, bu gelmeyi haklı çıkaracak ne varsa icra etmedik mi? Bir Anzak masalı icad ederek, akıl almaz bir mantık geliştirerek, bütün doğruları, bütün dinamikleri ile ters yüz etmedik mi? "Geçilmez" sınıfına giren her şeye geçit vermedik mi? Bu destanı yazanların kanları sulanmış, kemikleri ile beslenmiş topraklar üzerinde içkinin su gibi akmasına, yine "geçilmez" cümlesinden olan her türlü rezilliğin sergilenmesine "turizm" tabusuyla çanak tutmadık mı? Kemiklerini sızlatmadık mı? Bu da yetmediği gibi Gazi Hüseyin Atalar örneğinde olduğu gibi gazilerimizi, o tek parti zulmü döneminde döve döve delirtip, üniformalı görünce kaçar hale getirmedik mi? Bu toprakların vatanlığının devamını sağlayan nice yüzbinlerin bize emanet bıraktığı, son 6 İstiklal Harbi gazilerinden bazılarının hayatta iken öldüğüne hükmedip verdiğimiz maaş bile değil sadakayı kesmedik mi? Bütün bunlar ve sayılabilecek daha binlerce örnek yetmiyormuş gibi 600 yıllık imparatorluğumuzu haritadan silmek için her türlü entrikayı çeviren, bizi sırtımızdan hançerleyen İngiliz'in, Fransız'ın, İtalyan'ın, daha bilmem hangi Batılının birlikte kurduğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini haritadan silmeyi hedefleyen AB tuzağına düşmedik mi? Geçmişin "yedi düveli"nin, "Haçlıları"nın bugünkü versiyonu bu AB'ye kuyruk olmak için can atıyor olmak gibi bir zilletin altına imza atmadık mı? Hem de bunu, yüzbinlerce şehidin "madem bunu yapacaktınız, peki biz niçin anadan, babadan, yârdan, serden vazgeçtik?" şeklinde hesap soracağını, yakamıza yapışacağını bile bile yapmadık mı? Ve Sevr'den de öte bir gerçekle bizi karşı karşıya getirecek olan bu yolda "galiba şunu eksik bıraktık" dediklerimizi tamamlamak için elimizden geleni ardımıza koymamaya devam etmiyor muyuz? Evet, etmiyor muyuz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
İsrail'in katlettiği gazeteci al-Sharif'in son sözleri ortaya çıktı
'Gerçeği size aktarmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim'
İçişleri Bakanı Yerlikaya Sındırgı'da konuştu
'Valiliğin emrine 20 milyon TL aktarıldı'
Sağlık Bakanı son durumu açıkladı
'29 yaralıdan 19'u taburcu edildi'
Şehadetinin 8. yılında mezarı başında anıldı
'Size 8 yıl geliyor, bana 8 bin yıl'
İnşaat maliyetleri roketledi
Yıllık yüzde 23,58 arttı
4 saatte 84 artçı deprem
Balıkesir'de deprem fırtınası
1 kişi hayatını kaybetti
Enkazdan kurtarıldı, hastanede öldü
Enkazdan iyi haber
Yıkılan binadaki 6 kişi sağ kurtarıldı
Balıkesir'de yıkılan binalar var
1 ev ve cami minaresi yıkıldı, hasar gören yapılar var
Balıkesir Sındırgı depreminden görüntüler
Yıkılan binalar var
İstanbul beşik gibi sallandı
Balıkesir Sındırgı’da 6.1 büyüklüğünde deprem!
İslam devletleri çok sert kınıyor, Müslümanlar ise sadece yürüyor!
Katliamlar ise devam ediyor... Gazze'de can kaybı 61 bin 430'a yükseldi
'Amacımız Gazze'yi işgal etmek değil, Gazze'yi özgürleştirmek'
Katil, sivillerin tahliyesini 6-8 gün içinde tamamlamayı planlıyor
'Ben de eşit yurttaşlığı savunuyorum!'
Vergi ve gelir adaletsizliğine tepki
Anafartalar Zaferi 110 yaşında
Mustafa Kemal Çanakkale'nin seyrini değiştirdi
İsrail'in katlettiği gazeteci al-Sharif'in son sözleri ortaya çıktı
'Gerçeği size aktarmaktan hiçbir zaman vazgeçmedim'
İçişleri Bakanı Yerlikaya Sındırgı'da konuştu
'Valiliğin emrine 20 milyon TL aktarıldı'
Sağlık Bakanı son durumu açıkladı
'29 yaralıdan 19'u taburcu edildi'
Şehadetinin 8. yılında mezarı başında anıldı
'Size 8 yıl geliyor, bana 8 bin yıl'
İnşaat maliyetleri roketledi
Yıllık yüzde 23,58 arttı
4 saatte 84 artçı deprem
Balıkesir'de deprem fırtınası
1 kişi hayatını kaybetti
Enkazdan kurtarıldı, hastanede öldü
Enkazdan iyi haber
Yıkılan binadaki 6 kişi sağ kurtarıldı
Balıkesir'de yıkılan binalar var
1 ev ve cami minaresi yıkıldı, hasar gören yapılar var
Balıkesir Sındırgı depreminden görüntüler
Yıkılan binalar var
İstanbul beşik gibi sallandı
Balıkesir Sındırgı’da 6.1 büyüklüğünde deprem!
İslam devletleri çok sert kınıyor, Müslümanlar ise sadece yürüyor!
Katliamlar ise devam ediyor... Gazze'de can kaybı 61 bin 430'a yükseldi
'Amacımız Gazze'yi işgal etmek değil, Gazze'yi özgürleştirmek'
Katil, sivillerin tahliyesini 6-8 gün içinde tamamlamayı planlıyor
'Ben de eşit yurttaşlığı savunuyorum!'
Vergi ve gelir adaletsizliğine tepki
Anafartalar Zaferi 110 yaşında
Mustafa Kemal Çanakkale'nin seyrini değiştirdi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.