İnsanoğlunun yaşayabilmesi, hayatını idame edebilmesi için gıdaya, besine, suya ihtiyaç duyduğu kadar; huzura, mutluluğa, sevgiye de ihtiyaç duyar.
İnsan, maddi ihtiyaçlarını karşılayıp, manevi duygulardan tattığı müddetçe yaşadığı hayattan haz alabilen bir yaratıktır.
İnsanın maddi ihtiyaçlarını iş aş olarak iki kelimede anlatmamız yerinde olur. İşi olan bir insan kazancı ile aşını, beslenmesini, iskânını halletmesi çok kolay olur.
İş ve aş meselesini yoluna koyamamış toplumlar, şu kısacık dünya hayatını kâinatın en üstün varlığı insana, zindan olarak yaşatmaktadırlar. Bu hayatın zindan olmasının sebebi ise dünyada insanın ihtiyaçlarını yaratıcının, Allah-ü Teâlâ'nın, -sümme haşa- eksik yaratmasından dolayı değil, tam tersine insanın ihtirasından, kıskançlığından ve açgözlülüğünden dolayıdır.
Bu zindan hayatını, Musa (a.s.) kıssasındaki komşuna bir eşek, sana iki eşek ilahi müjdesini, eşşoğlu eşeklik yaparak kabul etmeyenlerin zihniyetinden dolayı yaşamaktayız.
Zenginliği, refahı, yaşamı, kendi hakları görüp, diğer insanları, köle ve hizmetçi gören bir zihniyetten başka, kendi cinsine köleliği reva gören bir mahlûk var mıdır acaba?
Devamlı yaşadığı toplumda kendi cinsi tarafından tartaklanan, örselenen maddi ihtiyaçlarını karşılayamayan bir insanın, manevi dünyası nasıl olur ki?
Adalet duygusunun bittiği, kişilerin haklarını, hukukla alamadığı, adam kayırmanın, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın gibi fikirlerin, zihniyetlerin revaç olduğu bir toplumda madden aç yaşayan bir insanın manevi lezzetleri tatması, yaşaması mümkün mü?
Kardeşliği, paylaşmayı, yardımlaşmayı, birlik beraberliği yaşayamayan bir insanın hayatı zindan hayatı değil midir?
Yaşadığı olaylarla, insana karşı sevgisi, muhabbeti, en önemlisi güveni kalmayan bir insan, hayattan ne zevk alabilir?
Alış verişinde kazıklanan, muhabbetinde aşkında aldatılan, ilişkilerinde aşağılanan ihanete uğrayan birinin yaşadığı manevi haz sizce nasıl olur?
Maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayamadığından dolayı, zindan hayatında sürünen bir insan, yaşadığı topluma ne katkı verebilir?
Birlik ve beraberlikten dem vuranlar konuşanlar, ateş elde etmek için mangaldaki külü üfleye üfleye tozunu dahi bırakmayanlar! Nebevi şu hadis-i şerife bir kulak verin:
"Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu kişidir." Birlik ve beraberliğin güven sayesinde oluştuğunu, güvensizliğin de insanlara diliniz ve eliniz ile zarar vermenizden dolayı gerçekleştiğini umulur ki anlarsınız da, bu zindan hayatından hep beraber kurtuluruz.
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023