Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti, "Sosyal ve Hukuk Devletidir." Doğru, buna kimsenin itirazı yok. Çünkü devletimizin adı bu. Kimsenin verilen bu isme diyeceği de yok, olamaz da olmamalıdır da. Ya uygulamaya gelince gerçekten biz hem sosyal hem de hukuk devleti miyiz? Hayatımda hiç karamsar bir insan olmadım. Hep bardağın dolu tarafına baktım. Ne yazık ki ben Anayasamızda yazılı olan o ismin ülkesi olduğumuza kendimi inandıramıyorum.Sosyal devlet kavramı hemen hemen tüm ulusların anayasalarında yazılıdır. Çünkü iktidara gelen siyasal partiler, iktidara gelmeden de geldikten sonra da uluslarını refaha kavuşturacaklarını savunurlar.Ne yazık ki doğan bir çocuğa, isim verirken ve o gerçeği kabullenirken, o çocuğun geleceğini planlamak gerekir. Bir devletin sosyal olması için ve ulusunu sosyal oluşuma kavuşturmak için, ortaya birtakım tezler koyması gerekmez mi? Eşitlik ilkesine bağlı kalmak, ulusu hukuk kuralları içinde yaşatmak için ortaya atılan tezler nelerdir? Biz siyasal partilerden bunu bekliyoruz.İnsanların doğuştan getirdikleri hakları vardır. İnsanların haklarını yaşatmak ve korumak devletin görevidir. Bu, insanlara bir ikram değil, bir görevdir. İşsiz bir vatandaşa işsizlik maaşı bağlamak da ona sunulan bir lütuf değildir. Çünkü devletin görevi vatandaşına iş bulmaktır. Bir devlet, yaşamak istiyorsa vatandaşını da yaşatmak zorundadır. Ülkemizde işsiz bir vatandaşa iş bulmak gibi bir sorumluluğu devletin üstlendiğini sanmıyorum. Yapılan tek şey boş kadroları doldurmaktır. 600 bin civarında işsiz üniversite mezunu gencimiz vardır; ama devletin özellikle iktidarın bu insanlara iş bulma diye bir çabasının olduğuna keşke inanabilsem. "Git kendi işini kendin bul" yaklaşımı öne çıkarılmış ve gençlerimizin kendi başlarının çaresine bakmaları ile baş başa bırakılmışlardır. Lisans mezunu gencimiz bir kahvehanede garsonluk, diğer gencimiz fırında hamur hazırlayıcı gibi kendi meslekleri ile ilgisi olmayan işlerle karşı karşıya bırakılmaktadırlar. Son zamanlarda "Gemisini yürüten kaptandır" yaklaşımı, ne yazık ki ülkemizin insanının bakış biçimini oluşturmuştur. Gelir dağılımında hakça bir yaklaşım olmadığı gibi iş bulmada da benim adamım zihniyeti ağır basmaktadır. İş alımında ehil insanlardan çok iktidarın yanında olanlar korunmaktadır.Prof. Haydar Baş'ın yazdığı "Sosyal Devlet-Milli Devlet" isimli eserinde de belirttiği gibi Anayasamızda yer aldığı halde sosyal devlet kavramı bir türlü hayata geçirilememiştir. Çünkü dışa bağımlılık bu kavramın gerçekleşmesini engellemektedir. Aynı yazarın yazdığı "Milli Ekonomi Modeli" isimli eserde ileri sürülen tez dikkate alınırsa hem devlet hem de ulus rahat edecektir. Çünkü Milli Ekonomi Modeli Tezi tam bir Sosyal Hukuk Devleti'nin yaşama geçirilme projesidir.Anayasa Mahkemesi'nin Resmi Gazetede yayımlanan sosyal devlet tanımı şöyledir: "İnsan hak ve hürriyetlerine saygı gösteren, ferdin huzur ve refahına hak ve hürriyetlerini gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ile toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli biçimde düzenleyen, özel teşebbüsün ve güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması, çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadi, mali tedbirler alarak çalışanları koruyan işsizliği önleyici milli gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunun devamlılığı için kendini hükümlü sayan gerçek özgürlük rejimi uygulayan devlettir."İşte ben Anayasa Mahkemesi'nin tanımladığı böyle bir devleti arıyorum. Çünkü ulusumuz bunu çoktan hak etmiştir ve etmektedir de.Siz ne dersiniz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023