Şu F-35 konusu Batı'nın gerçek niyetini gösteren örneklerden birisi. ABD, cezalandıracağı zaman da F-35 kartını kullanıyor, mükafatlandıracağı zaman da.
Türkiye, Rusya'dan S-400 savunma sistemleri aldı, ABD'nin ilk tepkisi Türkiye'yi F-35 programından çıkarmak oldu.
O gün bugündür, Türkiye'nin siyaseti ABD'nin bir dediğini iki etmemesine rağmen, ne F-35 programına tekrar dahil edildik, ne parasını ödediğimiz uçakları alabildik, ne de paramızı kurtarabildik.
NATO ülkesi Türkiye S-400 aldı diye F-35 alamazken, yıllar önce S-300 alan ve kullanan Yunanistan F-35 almak üzere, NATO üyesi olmayan İsrail F-35 çoktan aldı, kullanıyor, yine NATO üyesi olmayan Suudi Arabistan, S-400 almak için sırada olmasına rağmen F-35 almak üzere...
Çifte standart değil, çoklu standart!
Peki, niye böyle hiç düşündünüz mü? ABD'nin F-35 verip vermeyeceği, kendisinin ve İsrail'in çıkarlarına bağlı. Bunun için Türkiye'ye F-35 vermiyor, Trump'ın son açıklamaları net olarak gösteriyor ki, bunun için Suudi Arabistan'a veriyor.
Şimdi güncel olması hasebiyle Suudi Arabistan ile ilgili gündemi biraz açalım.
Malum, ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı Beyaz Saray'da ağırladı.
Trump ile Selman, çok samimi pozlar verdiler, Trump Selman'a övgüler dizdi, Selman daha önce 600 milyar dolar olarak söz verdiği ABD'ye yatırım sözünü 1 trilyon dolara çıkartarak Trump'ı mutlu etti, ikili anlaşmalar imzalandı vs.
En önemli gündem başlıklarından birisi ise bahsettiğimiz gibi F-35 konusuydu.
Trump, Suudi Arabistan'a F-35 satacaklarını açıkladı. Trump'ın görüşme öncesi yaptığı açıklamada bu satış için ifade ettiği gerekçe ise oldukça dikkat çekti.
Trump, "Bunu yapmayı planlıyorum. Onlar harika bir müttefikler. İran'ın durumuna bakın, onların nükleer kapasitelerini yok etmek için yaptıklarımıza bakın. Evet, bunu yapacağımızı söyleyebilirim. (Suudilere) F-35'leri satacağız" şeklinde konuştu.
Demek ki Trump'ın ifadesiyle neymiş gerekçe: "İran'ın nükleer kapasitesini yok etmek". ABD, geçtiğimiz yıllarda Suudi Arabistan'ı Yemen'deki çıkarları için kullandı, şimdi de İran'daki çıkarları için kullanmayı hedefliyor. Görüldüğü gibi bu gerçeği de gizlemiyor, net bir şekilde ifade ediyor.
Tabi bu konuda her zaman olduğu gibi İsrail'in çekinceleri var. İsrail Orta Doğu'da F-35'e sahip olan ve kullanan tek ülke, bu üstünlüğün bozulmasını istemiyor.
Trump, bu gerçeği bildiği için, Selman ile yaptığı F-35 satışı görüşmesinde özellikle İsrail'in bu çekincelerini bertaraf etmeye yönelik açıklamalar yaptı.
Trump, Suudi Arabistan'a F-35 satacaklarını ve bundan "İsrail'in de mutlu olacağını" söyledi.
ABD Başkanı, Suudi Arabistan'a F-35 savaş uçakları satmaya hazır olduklarını ve bu uçakların, İsrail'in sahip olduğu F-35'lerle aynı seviyede olmasını beklediklerini söyledi.
Trump, "İsrail, Suudi Arabistan'a F-35 satılmasını 'normalleşme' sürecine bağlamak istiyor, bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna "İsrail, bu durumun farkında. İsrail bundan dolayı çok mutlu olacak" şeklinde karşılık verdi.
Dikkat ederseniz, ABD, F-35'leri İran'a karşı bir silah olarak kullanırken, İsrail de Suudi Arabistan'ın Abraham Anlaşmaları potasına girmesi için kullanıyor.
Trump bu konunun da Selman'la görüşüldüğünü ifade etti.
Trump, "Taahhüt' kelimesini kullanmak istemiyorum ancak Abraham Anlaşmaları hakkında çok iyi bir görüşme yaptık. (Filistin konusunda) İki devletli çözüm gibi birçok konuyu konuştuk. Kısa bir süre içinde bu konuyu daha ayrıntılı olarak tartışacağız. Ancak Abraham Anlaşmaları'na karşı çok olumlu bir tavrınız olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Muhammed bin Selman ise, İsrail ile Arap ülkeleri arasında normalleşmeyi hedefleyen "Abraham Anlaşması"na ilişkin "Anlaşmanın bir parçası olmak istiyoruz, ancak iki devletli çözümün net bir yolunu güvence altına aldığımızdan da emin olmak istiyoruz" diye konuştu.
Veliaht Prens, ABD ve İran arasındaki görüşmeler konusunda bir anlaşmaya varılması için yakından çalışma yürüttüklerini ve bu konuda ne olacağını bekleyip göreceklerini belirtti.
Buradan da anlaşılıyor ki, ABD-İran arasındaki nükleer pazarlıklarda F-35 alacak olan Suudi Arabistan, İran'ın baskılanmasında aba altında sopa olarak kullanılacak. Ve gerektiğinde de ileri sürülecek.
Öte yandan Trump, Suudi Arabistan'ı, "NATO Üyesi Olmayan Önemli Müttefik" olarak tanıdıklarını ve iki ülke arasında "stratejik savunma anlaşması" imzaladıklarını açıkladı.
Tabi bu, Muhammed bin Selman için ABD nezdinde bir "meşruiyet" anlamı taşıyor.
Trump, Suud'un milyarlarca dolarlık yeni silah alımları için, "Bu, her iki ülkeyi de daha güvenli hale getirecek ve Suudi krallığının Orta Doğu'da istikrar ve güvenliğin temel gücü olarak rolünü pekiştirecektir" değerlendirmesini yaptı.
Elbette "Orta Doğu'da istikrar ve güvenlik" derken, bunun İsrail'in güvenliği, ABD'nin çıkarları ve Büyük Ortadoğu Projesi'nin işleyişi olduğunu tekrar hatırlatalım.
Bütün bu gelişmeler, Orta Doğu'nun yeni gelişmelere gebe olduğunu gösteriyor. İsrail'in "şer ekseni" olarak tanımladığı ülkeler ABD'nin eliyle bir bir kontrol altına alınıyor. Suudi Arabistan ile yapılan bu son görüşme ise çok yakında İran'la ilgili sıcak gelişmelerin olacağını gösteriyor.
Bütün bu gelişmeler olurken, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın dikkat etmesi gereken, ABD'nin verdiği meşruiyete asla güvenmemektir ve her iki ülkenin de BOP'un işgal hedefinde olduklarını bilmeleridir.
ABD'ye bugün olan yakınlık, ABD ile sözde müttefiklik bu gerçeği değiştirmeyecektir.
- Gazze tasarısına Rusya ve Çin neden çekimser kaldı? / 19.11.2025
- Borcun yükü dar gelirliye, gelirin aslan payı sermayeye / 18.11.2025
- Hazar'dan Akdeniz'e ABD güdümlü Türkiye-İsrail işbirliğinin taşları mı döşeniyor? / 15.11.2025
- Türkiye’de suçlardaki artış, küresel raporlara yansıdı / 14.11.2025
- Atatürk’e sevgi arttıkça, birileri kuduruyor! / 13.11.2025
- SDG mi Şam'a entegre olacak, yoksa Şam mı SDG'ye? / 12.11.2025
- Atatürk'ü anmaktan ziyade ANLAMAK lazım / 11.11.2025
- Her gün 1 kadın cinayete kurban gidiyor / 08.11.2025
- Ekümenikliğe uygun bir Ruhban Okulu planı / 06.11.2025


















































































