Türkiye'nin her türlü sorununun temelinde düğüm noktası ekonomik çözümsüzlükler vardır. Bunda baş sorumlu Atatürk'ün gösterdiği tam bağımsızlık yolunu onun vefatından sonra bırakan, çözümü ısrarla kapitalizm eksenli ekonomi politikalarında arayan iktidarlar ve siyasilerdir.
ABD ve Avrupa yardımları ve bunlara bağlı olarak, Batılıların çıkarlarına uygun istekleri ve dayatmaları, ülkemizi her zaman ekonomik sıkıntılara soktu.
Siyasilerimizin ve hükümetlerin birbiri üstüne devam eden bu tercihleri, ekonomimizin hızla dışa bağımlı olmasına sebep oldu. Sonuç, yoksullaşan ve buna bağlı olarak bizi biz yapan değerlerden uzaklaşmış bir millet olduk. Kimyamız bozuldu. Özellikle son 30 yıldır tercih edilen vahşi kapitalizmin liberal uygulamaları, devletin küçülmesi özelleştirme taşeron işçilik vs anlayışı ekonomik krizleri Türk milletinin yaşamının bir parçası haline getirdi, insanları bunalttı.
İkinci aşamada "Ak Parti" kimliği milletin önüne devletin güçlerinin de desteğiyle sunuldu. Mağduriyet, vesayet, özgürlükler vs makyajlı, boyalı, alımlı olarak vahşi kapitalizm millete sunuldu. Her şeyi satacağız anlayışıyla uçacağımıza millet inandırıldı. Bu sunumu millet kabul etti. Halbuki aynı dönemde BTP kadroları Prof. Dr. Haydar Baş önderliğinde meydanları doldurarak Milli Ekonomi Modeli'ni ve sosyal devlet projelerini anlatıyordu. Hem de tek tek kaynaklarıyla kurtuluşun yolunu ortaya koyuyordu. Maalesef milletimiz süslü dayatmalara kandı.
Ekonomi için, kapitalist liberal ekonomik sistemden başka bir çözüm yolu yoktur inanışı dayatılmış bir çaresizliktir. Halbuki bu paçavra görüşü Atatürk sayesinde kaldırıp atmıştık. Esasında dayatılmış çaresizlikten çıkış yolu karşımızda mevcut duruyor. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyup, kitap olarak yazdığı Milli Ekonomi Modeli'dir. Bu model 2005'ten bu yana dünyada uygulanıyor. Rusya, Çin, Hindistan vb. birçok ülke ekonomilerini bu modelle düzelttiler.
Milli Ekonomi Modeli'ni parti programında resmen bulunduran ve kadrolarıyla yıllardır savunan BTP, Türkiye'nin geleceğidir. Çözümün adresi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve sosyal devlet anlayışını savunan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ve kadrolarıdır.
Bu açlık ve sefalete, ekonomik buhrana ne iktidar ne de muhalefet çözüm olamaz. Ekonomiye bakış yönleri kapitalizmdir. Temel anlayışı 'kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsızdır' olan Kapitalizm çözüm değildir.
Milli Ekonomi Modeli'nin temel bakışında, "kaynaklar sınırsız ihtiyaçlar sınırlıdır" anlayışı vardır. Buradan hareketle insan merkezli bir anlayışı hakim kılar. Her kesimden vatandaşın ihtiyacı olan ekonomik değeri mutlaka aracısız herkese ulaştırmak birinci önceliktir.
Çalışan, emekli, kadın, erkek, küçük, büyük her vatandaşın gerçek asgari geçiminin teminini sağlayacak projelerin sahibidir Milli Ekonomi Modeli. Yoksulluk bununla önlenir. Bunun için itibarlı vatandaşlar olarak, devletin de itibarı bu MEM sayesinde ortaya çıkar.
Yoksa bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın ve kadrolarının ayetlerle açıkladıkları yoksulluk imtihanı, bu milletin kaderi değildir. Bu anlayışın millete dayatılması uydurulmuş çaresizliktir. Dinimizin gereği ve insanlar için sabır anlayışı değildir. Eğer yaşanan bir sıkıntı varsa ki çokça var, bunu paylaştığını öncelikle yönetenler yönetimde aldıkları tedbirlerle göstermelidirler. "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" anlayışını yöneticiler kendileri için öncelikli uygulamalıdır. Peygamberimiz (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt'i böyle yapmıştır.
Sıkıntılı zamanlarda sahabe-i kiramın yani halkının ihtiyaçlarının giderilmesi Peygamberimizin birinci önceliğiydi. Onun için karnına iki taş bağlamıştır. Beyt-ül mal'dan kişi başına düşen haklar öncelikli verilirdi.
Halkımız bu anlayışı zor zamanlarda fazlasıyla yerine getiriyor. Örneğin deprem, sel gibi afetlerde başımıza geldiğinde. Şehit ailelerine yardım, savunma sanayine destek çağrılarına her zaman gönüllü olarak en üst düzeyde yardıma seve seve katılmıştır. Ramazanlar başta olmak üzere zekat ve yardımlarını bizatihi veya kurumlar vasıtasıyla ihtiyaç sahibi kardeşlerine vatandaşlarına ulaştırmıştır.
Onun için bunu bir ekonomik çözüm olarak halkın önüne sunma cambazlığından iktidar vazgeçmeli. Bu, milletin ihtiyacı olan ekonomik çözüm asla olamaz.
Bir yandan da bunca yıl sonra yeni ekonomik model diye ortaya konulan çapsızlıkları millete yutturmak için bu dini jargondan lütfen vazgeçilsin. Bu insanları dinden uzaklaştırır. Laiklik tam da bunun için var. Bir düşünün kendi çaresizliğinize yanlış dini yorumlarınızı dinin esasıymış gibi algılayıp/algılatarak alet etmiş olmuyor musunuz?
Yapamayınca bırakmak, emaneti ehline vermek büyük bir erdemliktir. Hz. Ali'nin hatırlatması kulağımıza küpe olsun: "Hakimiyet Allah'ındır fakat devleti insanlar yönetir." Onun için erdem sahibi, liyakatli insanların önünü açmak, devletin dini olan adaletin sağlanmasına sebep olur. Adalet her vatandaşın yönetenlerden beklediği haktır. Yöneticiler ve iktidarlar bunu tesis etmekle yükümlüdürler. Milletin seçtiği vekiller, yöneticiler asla milletin efendisi değildir. Bunu ima eden söz ve hareketlerden kaçınmalıdır. Halkın egemenliği bunu gerektirir. Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk milleti için bunu arzulamış ve tesis etmiştir. Bunu korumak bu milletin birinci vazifesidir.
Bundan dolayı bulunduğumuz ekonomik ve siyasi buhrandan ebedi olarak çıkış için Prof. Dr. Haydar Baş'ın modeli uygulanmalıdır. BTP ve onun Genel Başkanı Hüseyin Baş'ı dinleyelim, destek verip Prof Dr Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni ve sosyal devlet anlayışını iktidara taşıyalım.
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 10.11.2023
- Anayasal düzen / 08.11.2023
- Cumhuriyetimizin 100. yılı / 01.11.2023
- Onsuz onunla olmak / 14.04.2023