AKP hükümetinin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kendine münhasır ekonomi modeli ile başkanlık sisteminin çözümsüzlüğü her sahada kendini göstermektedir. Daha açık ifadeyle, her yönüyle sistem tıkanmıştır.
Çiftçiler gerek toplumun diğer kesimleri gösterdikleri tepkide çok haklılar, ama tepkinin yeri ve zamanı yanlıştır. Atalarımızın dediği gibi: «Vusulsüzlük usulsüzlüktendir» (amaca erememek yol bilememektendir).
Tepkinin yeri ve zamanı seçimdir. 23 yıldır yoğun bir ilgiyle sandıkta oy verdiğiniz birilerini sonradan eleştirmeniz bir işe yaramıyor. Bunu çok önceden anlamanız gerekirdi. Ülkenin her kesimi, seçimden önce ağlamaktan neredeyse gözü çıkıyor. Sandığa gidiyoruz; bu şartlarda yüzde 1 bile oy almaması gerekirken oylarınızla yola devam diyorsunuz. Sonra da ağlıyorsunuz. Ağlamanızı da duyan yoktur.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, BTP kurulmadan önce de kurulduktan sonra da tarım kesimine o kadar açık mesajlar verdi ki; Şanlıurfa'da, yıllar önce toprak ağalarının bulunduğu bir kır toplantısında yaptığı konuşma hâlâ kulaklarımdan gitmiyor:
"Ülke üzerinde oynanan işgal projesini tarımdan başlattılar. Bunlara uymayın! Eğer beni dinlemezseniz ne ektiğiniz ne diktiğiniz para etmeyecek. Hatta topraklarınızı satmak zorunda kalacaksınız. Ne kadar zora düşerseniz düşün, asla topraklarınızı satmayın. Buralar Yahudi'nin mekân tutmak istediği topraklardır. Beni dinlerseniz Türkiye'yi cennete çeviririm. Ektiğiniz, diktiğiniz para eder. Ben bu işi çok iyi biliyorum. Daha ekmeden tohum desteği verilecek; ürününüzün yüzde ellisinin bedelini daha tohumu attığınız an alacaksınız. Devlet ürününüze alım garantisi verecek; ektiğiniz bütün ürünleriniz devlet sigortasıyla garantiye alınacak. Herhangi bir doğal afette asla mağdur olmayacaksınız."
Sadece çiftçiler bile destek verseydi, Haydar Hoca'nın fikirleri çoktan mecliste temsil edilirdi. Ama siz ne yaptınız? Celladınıza âşık oldunuz. Şimdi yollara döküldünüz ama nafile…
Şimdi bakıyorum da canı yanan çiftçinin feryadı en çok AKP'ye oy veren yerlerden çıkıyor. En büyük depremi yaşamış, ektiği diktiği tarlada kalmış çiftçiler traktörleriyle yolları kapamış, valiliğe yürümüşler. Netice: elde var sıfır. Oy vermeyeceksiniz, kardeşim!
Değerli çiftçilerin yapacağı iş, traktörlerinin rotasını kendi tarlalarına ve evlerinin önüne çevirip hep beraber «Kendim ettim, kendim buldum» şarkısını söylemektir.
Bir atasözünde "Geçti borun pazarı, sür eşeğini Niğde'ye" derler. Size de "geçti seçim zamanı; sürün traktörlerinizi evinize" demek gerekiyor.
Türk milleti geleneksel siyaset anlayışını bırakıp, vaat edeni bir dönem sonra sandığa gömmeden hiçbir sorun çözüme kavuşmayacaktır.
Yapılacak iş bellidir. Çiftçiler nasılsa işsiz kaldılar. Bugünden tezi yok; Milli Ekonomi Modeli'nin tarım politikasını öğrensinler, vatandaşı bilgilendirsinler. Çiftçiler, tarımla ve hayvancılıkla uğraşanlar, tarla tarla, köy köy dolaşsınlar.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeli'ni ve Hüseyin Baş'ın lideri olduğu Bağımsız Türkiye Partisi'ni (BTP) iktidar yapacak şekilde örgütlensinler. Yoksa tarlada ürünleriniz para etmeyecek, yoksulluğunuz artacak, traktörlerinize biner yollarda ağlar gezersiniz.
Sadece çiftçiler mi ağlayıp gezecek?
Ağlama korosunda size eşlik edecek o kadar çok kesim var ki; İktidarın maddi, manevi rantından istifade eden yandaşların dışında kalan herkes size eşlik edecektir. Bizden hatırlatması.
Çiftçiler gerek toplumun diğer kesimleri gösterdikleri tepkide çok haklılar, ama tepkinin yeri ve zamanı yanlıştır. Atalarımızın dediği gibi: «Vusulsüzlük usulsüzlüktendir» (amaca erememek yol bilememektendir).
Tepkinin yeri ve zamanı seçimdir. 23 yıldır yoğun bir ilgiyle sandıkta oy verdiğiniz birilerini sonradan eleştirmeniz bir işe yaramıyor. Bunu çok önceden anlamanız gerekirdi. Ülkenin her kesimi, seçimden önce ağlamaktan neredeyse gözü çıkıyor. Sandığa gidiyoruz; bu şartlarda yüzde 1 bile oy almaması gerekirken oylarınızla yola devam diyorsunuz. Sonra da ağlıyorsunuz. Ağlamanızı da duyan yoktur.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız, BTP kurulmadan önce de kurulduktan sonra da tarım kesimine o kadar açık mesajlar verdi ki; Şanlıurfa'da, yıllar önce toprak ağalarının bulunduğu bir kır toplantısında yaptığı konuşma hâlâ kulaklarımdan gitmiyor:
"Ülke üzerinde oynanan işgal projesini tarımdan başlattılar. Bunlara uymayın! Eğer beni dinlemezseniz ne ektiğiniz ne diktiğiniz para etmeyecek. Hatta topraklarınızı satmak zorunda kalacaksınız. Ne kadar zora düşerseniz düşün, asla topraklarınızı satmayın. Buralar Yahudi'nin mekân tutmak istediği topraklardır. Beni dinlerseniz Türkiye'yi cennete çeviririm. Ektiğiniz, diktiğiniz para eder. Ben bu işi çok iyi biliyorum. Daha ekmeden tohum desteği verilecek; ürününüzün yüzde ellisinin bedelini daha tohumu attığınız an alacaksınız. Devlet ürününüze alım garantisi verecek; ektiğiniz bütün ürünleriniz devlet sigortasıyla garantiye alınacak. Herhangi bir doğal afette asla mağdur olmayacaksınız."
Sadece çiftçiler bile destek verseydi, Haydar Hoca'nın fikirleri çoktan mecliste temsil edilirdi. Ama siz ne yaptınız? Celladınıza âşık oldunuz. Şimdi yollara döküldünüz ama nafile…
Şimdi bakıyorum da canı yanan çiftçinin feryadı en çok AKP'ye oy veren yerlerden çıkıyor. En büyük depremi yaşamış, ektiği diktiği tarlada kalmış çiftçiler traktörleriyle yolları kapamış, valiliğe yürümüşler. Netice: elde var sıfır. Oy vermeyeceksiniz, kardeşim!
Değerli çiftçilerin yapacağı iş, traktörlerinin rotasını kendi tarlalarına ve evlerinin önüne çevirip hep beraber «Kendim ettim, kendim buldum» şarkısını söylemektir.
Bir atasözünde "Geçti borun pazarı, sür eşeğini Niğde'ye" derler. Size de "geçti seçim zamanı; sürün traktörlerinizi evinize" demek gerekiyor.
Türk milleti geleneksel siyaset anlayışını bırakıp, vaat edeni bir dönem sonra sandığa gömmeden hiçbir sorun çözüme kavuşmayacaktır.
Yapılacak iş bellidir. Çiftçiler nasılsa işsiz kaldılar. Bugünden tezi yok; Milli Ekonomi Modeli'nin tarım politikasını öğrensinler, vatandaşı bilgilendirsinler. Çiftçiler, tarımla ve hayvancılıkla uğraşanlar, tarla tarla, köy köy dolaşsınlar.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeli'ni ve Hüseyin Baş'ın lideri olduğu Bağımsız Türkiye Partisi'ni (BTP) iktidar yapacak şekilde örgütlensinler. Yoksa tarlada ürünleriniz para etmeyecek, yoksulluğunuz artacak, traktörlerinize biner yollarda ağlar gezersiniz.
Sadece çiftçiler mi ağlayıp gezecek?
Ağlama korosunda size eşlik edecek o kadar çok kesim var ki; İktidarın maddi, manevi rantından istifade eden yandaşların dışında kalan herkes size eşlik edecektir. Bizden hatırlatması.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Bu kafayla daha çok ağlarsınız / 09.11.2025
- Bir yolculuk hikayesi / 05.11.2025
- Sorumlu muhalefetin adresi BTP’dir / 03.11.2025
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- 102. yaşın kutlu olsun Cumhuriyet / 29.10.2025
- Gençler geleceğimizdir / 28.10.2025
- Geleceği savunmak kutsal bir görevdir / 27.10.2025
- Bir yolculuk hikayesi / 05.11.2025
- Sorumlu muhalefetin adresi BTP’dir / 03.11.2025
- Pardon süreci / 02.11.2025
- Atatürk, istismarcıların oyununu bozmuştur / 01.11.2025
- BTP Cumhuriyet Şöleni düzenledi / 31.10.2025
- Atatürk, Cumhuriyeti anlatıyor / 30.10.2025
- 102. yaşın kutlu olsun Cumhuriyet / 29.10.2025
- Gençler geleceğimizdir / 28.10.2025
- Geleceği savunmak kutsal bir görevdir / 27.10.2025


















































































