Otobüsteyim... Ayakta ve arka kapı yanında duruyorum. Otobüs hareket ettikten kısa bir müddet sonra hemen yanımdaki bir yolcu dikkatimi çekti. Elinin biri sarılıydı. Diğer elinde bir poşet vardı. Poşeti bileğine geçirmiş eliyle de tutunmaya çalışıyordu. Belli ki zor durumdaydı. Hemen yanımda duran genç durumu farketmiş ve eli sarılı adama "Verin poşetinizi tutayım" demişti. Adam bu sözü duyunca mahcup bir eda ile "zahmet olmasın" dedi. Genç: "Ne demek? Olur mu öyle şey. Verin poşetinizi, şu kadarcık yardıma koşalım ne olacak ki..."
Genç, adamın ineceği yere kadar poşetini bilek ve yürek gücüyle tuttu. Adam otobüsten inerken gördüğü bu iyilik karşısında teşekkür ediyordu.
* * *
Telefon çalıyordu... Açtım. Kayseri'den bir beyefendi arıyor. Şöyle dedi:
"Efendim sizden bir CD seti aldım. Yalnız iki numaralısından bir tane fazla çıktı. Ben şimdi bunu nasıl iade edeyim?"
Anadolu insanının o berrak anlayışı ve dürüstlüğü karşısında dedim ki: "İadeye gerek yok sizde kalsın." Bu cevaba şöyle karşılık verdi: "Ben de onu bir başkasına ikram ederim."
* * *
Bir TV kanalını seyrediyorum. Kastamonu ili Bozkurt ilçesine bağlı bir köy... Köy öğretmeni şunları anlatıyor:
"Daha ilk günlerde çocukların okula yiyecek getirmediklerini farkettim. Çocukların durumunu yakından görmek için bir öğrencinin evine gittim. Gördüm ki sofrada içine ekmek doğranmış bir tas ayrandan başka birşey yok.
Anladım ki çocukların ailelerinin gelirleri iyi değil.
Ben öğretmenim. Bu çocukların eğitim ve öğretimlerinden sorumluydum. Onlara yeterli bilgiyi ve tecrübeyi vermek boynumun borcudur dedim.
Okula maddi kazanç sağlamak için projeler ortaya koydum ve mum imalatı ile işe başladım. Kalıplar aldım. Küçük bir atölyede işe başladım. Kısa zamanda hem öğrenciler, hem veliler, cami imamı, öğretmen arkadaşlarım destek verdi. Bakın okulumuza bir bilgisayar aldık..."
Ardahanlı olduğunu söyleyen öğretmen çocukların bu yaşta yeterli bilgiyi alması için fedakarlıkla çalışıyor.
* * *
Memleketimizin her köşesi böyle yüksek ruhlu, fedakar ve vefakar insanlarla dopdolu.
Başımın üzerindeki bulutlar dağıldı ve dedim ki; bu millete bir şey olmaz.
Anadolu...
Kahraman dolu.
Anadolu...
Anne, baba, amca, dede, bacı, kardeş, hala, dayı, dolu dopdolu.
Anadolu...
Hâlâ dimdik ve ulu.
Anadolu...
Ben varım ve burdayım.
Bir eli yârdayım
Bir eli kârdayım.
Anadolu...
Gözümüzün, gönlümüzün ümidi.
Kim anadolu?..
Bu millet anadolu...
Genç, adamın ineceği yere kadar poşetini bilek ve yürek gücüyle tuttu. Adam otobüsten inerken gördüğü bu iyilik karşısında teşekkür ediyordu.
* * *
Telefon çalıyordu... Açtım. Kayseri'den bir beyefendi arıyor. Şöyle dedi:
"Efendim sizden bir CD seti aldım. Yalnız iki numaralısından bir tane fazla çıktı. Ben şimdi bunu nasıl iade edeyim?"
Anadolu insanının o berrak anlayışı ve dürüstlüğü karşısında dedim ki: "İadeye gerek yok sizde kalsın." Bu cevaba şöyle karşılık verdi: "Ben de onu bir başkasına ikram ederim."
* * *
Bir TV kanalını seyrediyorum. Kastamonu ili Bozkurt ilçesine bağlı bir köy... Köy öğretmeni şunları anlatıyor:
"Daha ilk günlerde çocukların okula yiyecek getirmediklerini farkettim. Çocukların durumunu yakından görmek için bir öğrencinin evine gittim. Gördüm ki sofrada içine ekmek doğranmış bir tas ayrandan başka birşey yok.
Anladım ki çocukların ailelerinin gelirleri iyi değil.
Ben öğretmenim. Bu çocukların eğitim ve öğretimlerinden sorumluydum. Onlara yeterli bilgiyi ve tecrübeyi vermek boynumun borcudur dedim.
Okula maddi kazanç sağlamak için projeler ortaya koydum ve mum imalatı ile işe başladım. Kalıplar aldım. Küçük bir atölyede işe başladım. Kısa zamanda hem öğrenciler, hem veliler, cami imamı, öğretmen arkadaşlarım destek verdi. Bakın okulumuza bir bilgisayar aldık..."
Ardahanlı olduğunu söyleyen öğretmen çocukların bu yaşta yeterli bilgiyi alması için fedakarlıkla çalışıyor.
* * *
Memleketimizin her köşesi böyle yüksek ruhlu, fedakar ve vefakar insanlarla dopdolu.
Başımın üzerindeki bulutlar dağıldı ve dedim ki; bu millete bir şey olmaz.
Anadolu...
Kahraman dolu.
Anadolu...
Anne, baba, amca, dede, bacı, kardeş, hala, dayı, dolu dopdolu.
Anadolu...
Hâlâ dimdik ve ulu.
Anadolu...
Ben varım ve burdayım.
Bir eli yârdayım
Bir eli kârdayım.
Anadolu...
Gözümüzün, gönlümüzün ümidi.
Kim anadolu?..
Bu millet anadolu...
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021