logo
25 ARALIK 2025


Buğday ile koyun gerisi oyun

05.09.2020 00:00:00

Ata sözlerimizin her biri kitaplık çapta hikmet dolu cümlelerdir. Yukarıda yazı başlığımızdaki ata sözümüz tarım ve hayvancılık adına her şeyi özetlemektedir. Yeterli buğdayın ve etin olursa hiç korkma, gerisi teferruattan ibarettir. Acaba yeterli buğday üretebiliyor ve hayvan sayımızı koruyup, çoğaltabiliyor muyuz?

Buğday ve hayvan karnemize baktığımızda yıllardan beri eksilerde ve zararda olduğumuz ayan beyan ortadadır. İddialı bir tarım ülkesi olan Türkiye, buğdayını üretme ve hayvanını besleme yerine ithal etme yoluna giderek, yıllarca hep dış ülkelerin çiftçilerini finans etti durdu.

Üretip dünyaya satıp para kazanma yolu varken her nedense hep ithal etme yoluna gitmişiz. Devlet yıllarca bu işten zarar ederken-ettirilirken- kimlerin cepleri dolmaktadır acaba? Gerçekten de bu ülkeye yazık olmaktadır.

Buğdayın anavatanı olan Anadolu topraklarının buğday ithal etmesi ayıptan öte bir haldir. Her yıl 1 milyar doların üzerinde buğday ithaline para ödemekteyiz. 

30 yıl evvellerinde Ortadoğu ülkelerinin canlı hayvan ve karkas et tedarikçisi Türkiye son yıllarda toplam 30'a yakın ülkeden maalesef hayvan ve et ithal etmiştir. Son 10 yılda 10 milyar dolar civarında bir para hayvan ve et ithaline vermişiz. Petrolden sonra ikinci sırada ithal ettiğimiz her türlü bitkisel yağa her yıl 4 milyar dolar, pamuk ithaline ise 1.5 milyar dolar ödemekteyiz.

Tarımda "İthal cenneti Türkiye" gerçeği ile karşı karşıyayız. Şimdi önümüzdeki günlerde bizleri ve dünyayı bekleyen acı bir gerçekten; "açlık ve kıtlık" gerçeğinden bahsetmek istiyorum sevgili okurlar.

Geçtiğimiz günlerde gazetemiz yazarlarından Cem Kayalı bey dikkat çeken bir makale yayınladı köşesinde. İşte o yazıdan bir bölüm: "2020 yılı İngiltere kayıtlarına son 40 yılın en düşük buğday rekoltesinin elde edildiği yıl olarak tarihe geçti ve şimdiden başta BBC olmak üzere İngiliz medyasında ekmek fiyatlarının artacağı ile ilgili haberler yapılmaya başlandı.

Buğday hasadının kötü geçtiğine dair tespitlerin ardından çiftçi istatistikleri asıl manzarayı ortaya çıkardı ve rekoltenin %40 düştüğü tespit edildi. Un üreticileri de vakit kaybetmeden fiyatları %10 arttırdı ve artışın devam edeceğini bildirdiler. İklim uzmanları değişen koşulların artık kalıcı olacağı ve başta buğday olmak üzere pek çok üründe düşüşlerin süreklilik arz edebileceğini belirtiyorlar. İklim ve hava durumu verilerine göre 3 değişik etken bu düşüşte önemli pay sahibi: Sonbahardaki alışılmadık yağmurlar, Şubat ayındaki şiddetli yağışlar ve normalin üzerinde sıcak hava ile kurak denebilecek derecede az yağışlı bir ilkbahar dönemi.

Tüm bu sıra dışı hava koşullarına ilave olarak Ağustos ayında görülen şiddetli yağışlar buğday hasadını zorlaştırdı ve nihayetinde silolarda yarıya kadar azalmaya sebebiyet verdi. Buğday ihtiyacının neredeyse tamamını kendi topraklarından karşılayan başka bir deyimle kendi kendine yeter konumdaki İngiltere buğday ithalatı için hazırlık yapmakta. Daha da kötüsü tahminlere göre bu durum süreklilik de arz etmeye başlayabilir zira, İngiltere'ye yönelik yeni iklim tahminleri daha sıcak ve kuru yazlar ile daha sıcak, daha yağışlı kış mevsimlerini öngörmekte. Özetle söylemek gerekirse bir ülke daha buğday arz-talep dengesi açısından ithalat yönüne doğru hızla kaymakta."

Pandemi sürecinde olduğumuz bu kritik günlerde öz değerlerimize, topraklarımıza, ekime ve dikime biran evvel dönmek zorundayız. Gıdanın ve üretimin değerinin arttığı bu pandemi günlerinde; üretime geçiyoruz, hazine arazilerini tarıma açılıyoruz şeklinde bir algı ortaya atıldı. Yaklaşık 4 milyon hektar arazi boş durup, ekilemezken, 14 hektar hazine arazisi tarıma açılıyor diye adeta yaygara koparıldı. Üretim adına yapılan gerçekçi hiçbir şey yok maalesef, ithal etmeye devam.

Yarın istesek de ithal e-de-me-ye-ce-ğiz… 

Yakında başımıza gelecek bu gerçekleri görüp acilen bir üretim seferberliği başlatmamız gerekmektedir. Çiftçiyi toprağı ile barıştırıp, şehir varoşlarına tıkanan milletimizi yeni projelerle tekrar köylerine döndürmeli ve bir an evvel kooperatifleşme ile üretimin önü açılmalıdır. Devlet öncülük eder ve karar verirse 1 yılda ülkemiz tarım cenneti olabilir. Ve ürettiğimiz ürünlerle dünyanın neredeyse tamamını besleyebiliriz…

Tarım zenginliğimiz maalesef yıllardan beri bilerek veya beceriksizlikten görmezden geliniyor. Kurtuluş reçetemiz "Milli Ekonomi Modeli"nde ülkemizin her konuda zengin olmasının kodları yazılıdır. Çözüm ve çare ortadadır…

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Adem Birinci / diğer yazıları
SDG ile anlaşma yok!
Suriye'den resmi açıklama geldi
Libya uçağının düşmesi sabotaj mı?
Şüpheler Netanyahu'yu gösteriyor
Sadettin Saran serbest
Yine adli kontrol şartı geldi
'Devletin gücünü içeriye değil, dışarıya gösterin'
BTP'den gündeme dair kritik mesajlar
Futbolda şike kumpası soruşturması
Lütfi Arıboğan, Ahmet Gülüm, İlhan Helvacı ve Ebru Köksal adliyede
Avrupa'da İslamofobi Raporu 2024
Müslüman karşıtlığı normalleşiyor
MSB tarafından basın bilgilendirme toplantısı yapıldı
Libya uçağının düşmesiyle ilgili sorulara yanıt verildi
Gazze'de "ikinci aşama"nın tarihi belli oldu
Trump'ın temsilcisi Witkoff arabuluculara iletti
Meteorolojiden İstanbul için soğuk hava uyarısı
Sıcaklık sıfır dereceye kadar düşecek
Saadettin Saran gözaltına alındı
Uyuşturucu testi pozitif çıkmıştı
11. Yargı Paketi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi
Pakette hangi düzenlemeler yer alıyor?
Türkiye'de bir 'ilk'
ŞOK Marketler’de meyve-sebzede yeni dönem
'Son eşiğe geldik'
Komisyonun çalışma süresi 2 ay uzatıldı
Çalışana az, işverene çok!
Yeni asgari ücretin detayları belli oldu
Özdağ beraat etti
Cumhurbaşkanına hakaret davasında karar
SDG ile anlaşma yok!
Suriye'den resmi açıklama geldi
Libya uçağının düşmesi sabotaj mı?
Şüpheler Netanyahu'yu gösteriyor
Sadettin Saran serbest
Yine adli kontrol şartı geldi
'Devletin gücünü içeriye değil, dışarıya gösterin'
BTP'den gündeme dair kritik mesajlar
Futbolda şike kumpası soruşturması
Lütfi Arıboğan, Ahmet Gülüm, İlhan Helvacı ve Ebru Köksal adliyede
Avrupa'da İslamofobi Raporu 2024
Müslüman karşıtlığı normalleşiyor
MSB tarafından basın bilgilendirme toplantısı yapıldı
Libya uçağının düşmesiyle ilgili sorulara yanıt verildi
Gazze'de "ikinci aşama"nın tarihi belli oldu
Trump'ın temsilcisi Witkoff arabuluculara iletti
Meteorolojiden İstanbul için soğuk hava uyarısı
Sıcaklık sıfır dereceye kadar düşecek
Saadettin Saran gözaltına alındı
Uyuşturucu testi pozitif çıkmıştı
11. Yargı Paketi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi
Pakette hangi düzenlemeler yer alıyor?
Türkiye'de bir 'ilk'
ŞOK Marketler’de meyve-sebzede yeni dönem
'Son eşiğe geldik'
Komisyonun çalışma süresi 2 ay uzatıldı
Çalışana az, işverene çok!
Yeni asgari ücretin detayları belli oldu
Özdağ beraat etti
Cumhurbaşkanına hakaret davasında karar
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.