Bulgaristan'da 485 yıllık Osmanlı Medeniyeti'nin belgeseli
17.12.2004 00:00:00
Balkanlardaki tarihi mirasımıza sahip çıkalımYapılan araştırmaya göre Osmanlılar tarafından Bulgaristan'da yapılan 3333 tarih ve kültür eserinden geriye çok az bir kısmı kalmıştır. Bu eserlerimizin de korunabilmesi için Anavatan'dan yardım beklenmektedir. Bulgaristan'da Türklüğün ve Müslümanlığın var olmasını istiyorsak oradaki eserlerimize, maneviyatımıza, kültür varlığımıza ve geleneklerimize sahip çıkalım O KADAR ÇOK CAMİ VAR Kİ
Kırçim'de bir çok güzel insan tanıyoruz. Bu güzel insanların gösterdiği yakın ilgi Bulgaristan'da 15 günden beri çektiğimiz sıkıntı ve yorgunluğu bizlere unutturdu. Vakıf başkanı Hüseyin Tahmaz'ın açıklaması bize ayrı bir mutluluk kaynağı oldu. Başkan Tahmaz, Bulgaristan'da halen 1200 cami olduğunu bunların 750'sinin Osmanlı'dan kaldığını diğer camilerin demokrasiye geçtikten sonra halk tarafından yapıldığını açıklıyor ve ilâve ediyordu, camiler kiliselerden daha fazla. Yavaş yavaş dönme vakti geldi. Kırçim'den Türkiye'ye doğru yola çıkıyoruz. Yolumuz Arda boylarından geçecek. Yolumuz üstündeki Haskova'dayız. 1488'de Sadrazam Mahmut Paşa tarafından Hasköy adı ile kurulan bu şehir .1912 yılına kadar Osmanlı toprağı olmuş. Haskova, Balkan savaşlarında yağmalanıp yıkılmış. Osmanlı tarafından yapılan 34 cami, medrese, han ve hamamdan geriye 2 cami ile bir tekke kalmış. Balkanlar'da yapılan ilk cami unvanının sahibi Eski camideyiz. Haskova'da oturan bir gurup Türk'le konuşuyoruz. Cami görevlisi bizi 1833 yılında yapılan Çarşı camiine götürüyor. Yeni ve modern bir stille yapılan cami kapalı olduğu için içeri giremiyoruz. Balkanlar'ın fethinde önemli görevler üstlenen Tekke köyündeki 1389 yılında yapılmış Osman Dede tekkesi fatihalar okumak üzere ziyaretçilerini bekliyor. Bulgaristan'ın Ardaboyları'nda gezimiz devam ediyor. 1387'de Osmanlılar tarafından kurulan ve 1912'ye kadar Edirne'ye bağlı ilçe merkezi olan Kırcaali merkezindeki cami çevresinde oturan Türkler hoş sohbet insanlar camide inşaat devam ediyor. Bölge müftüsünden bilgi alıp 1803 yılında Cebel kasabasında Süleyman ağa tarafından yapılan camiye uğruyoruz.
ÇOBAN MUSTAFA PAŞA'DAN ALINACAK DERS
Rumeli beylerbeyi Çoban Mustafa Paşa'nın adını taşıyan Sivilingrad (Cisri Mustafapaşa) kasabasındayız. Osmanlı'nın yaptığı 18 tarihi eserden geriye kalanlardan birisi olan Meriç nehri üzerindeki Mustafapaşa köprüsündeyiz. İstanbul Sofya yolundan görülen bu köprünün kitabesi yıprandığı için okumakta güçlük çekiyoruz. Mezarı Gebze'de adına yaptırdığı caminin hemen yanında olan Çoban Mustafa Paşa Mısır'da valilik yapmış önemli devlet adamlığının yanı sıra bugünün bazı devlet adamlarına da örnek olacak şekilde kurduğu vakıfla kendine ait gelirlerin parasından insanlığın hizmetine köprü, çeşme medrese ve cami gibi bir çok eser yaptırmıştır.
BULGARİTAN'DA YOK OLAN TÜRK ŞEHİTLİKLERİ
Türklerin, Bulgaristan topraklarına girişlerinden çıkışlarına kadar. buralarda yaptıkları savaşlarda verdiği pek çok şehit vardır. Halen Bulgaristan'daki dokuz bölgede Türk Şehitliği mevcuttur ama ne halde oldukları bilinmemektedir. Pek çok şehidimiz de Müslüman mezarlıklarının bir köşesinde yatmaktadır. Bulgaristan'daki Türk Şehitliklerinin bulundukları şehirler şunlardır:
Burgaz, Varna, Şumnu, Eskizağra, Filibe, Pazarcık, Ruscuk, Silistre ,Sofya.
Bu şehirlerdeki şehitlikler Müslüman mezarlıkları içinde kurulmuşlardır. Bulgaristan'ın işgal edilmesinden sonra bazıları ortadan kaldırılmış, bazıları parsellenerek yerleri başka amaçlarda kullanılmış veya yol geçirilerek yok edilmişlerdir.
Bulgaristan'da süren Osmanlı medeniyetini araştırmaya yönelik binlerce kilometre yol gittiğimiz gezimiz sona eriyor. Bu Belgesel tarihten düşmanlık değil, dostluk çıkarmak için kaleme alınmıştır. Aziz şehitlerimiz ve isimleri unutulmuş ecdadın ruhlarına bir fatiha okutabildikse ne mutlu. Şu fani dünyada baki kalan kubbede hoş bir seda imiş...
BALKANLARDAKİ TARİHİ MİRASIMIZA SAHİP ÇIKALIM
Balkanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Nizamettin Yumurtacı, yaptığı yazılı açıklamada, düzenledikleri kampanya ile ilgili şu bilgileri verdi bizlere; "Dernek olarak 'Balkanlardaki Tarihi Mirasımıza sahip Çıkalım' adı ile başlattığımız kampanya çerçevesinde Kartal Belediyesi'nin destekleri ile düzenlediğimiz gecede İsmail Kahraman'ın Bulgaristan'da hazırladığı Belgeselle, tarihi mirasımızı gençlerimize tanıtacağız. Kitap, Sinevizyon gösterisi ve Fotoğraf sergisi; 93 harbi ve Balkan savaşları göçleri ile 89 zulüm ve soykırımı hakkında, görüntülü belgeler, fotoğraf ve gravürler geleceğe ışık tutacak ve genç nesillerimize tarih bilinci kazandıracaktır. Balkan dağları, Tunaboyları, Deliorman ve Ardaovası; kültür ve medeniyet tarihimizde çok önemli yere sahip. Yüzlerce yıl Osmanlı-Türk yönetiminde kalan Bugaristan'da 485 yıl içinde binlerce kültür eseri yapılmış bu eserlerin tamamına yakını zaman içinde yıkılıp yok olmuştur. Yapılan araştırmaya göre Osmanlılar tarafından Bulgaristan'da yapılan 3333 tarih ve kültür eserinden geriye çok az bir kısmı kalmıştır. Bu eserlerimizin korunabilmesi için Anavatan'dan yardım beklenmektedir. Bulgaristan'da Türklüğün ve Müslümanlığın var olmasını istiyorsak oradaki eserlerimize, maneviyatımıza, kültür varlığımıza ve geleneklerimize sahip çıkalım. Oradaki kimliğimizin, benliğimizin kaybolmasını istemiyorsak, lütfen Bulgaristan'da yaşadığımız şehirlere, köylere oradaki eserlerimize ve insanlarımıza sahip çıkalım. Orada yaşayan Türklere yalnız olmadıklarını, arkalarında koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını hissettirelim.
Bugün gençlerimiz örf ve adetlerimizden uzak. milli duygulardan eksik yetişmektedir. Onlara sahip çıkalım. Kimliklerini, dillerini, dinlerini unutturmayalım. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Balkanlardaki Türk varlığı ile ilgili 17.01.1931 tarihinde söylediği şu sözler hiç bir zaman unutulmamalı: 'Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar; yani, 'Düşmanla sonuna kadar dövüşenler' çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler, kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır".
Kırçim'de bir çok güzel insan tanıyoruz. Bu güzel insanların gösterdiği yakın ilgi Bulgaristan'da 15 günden beri çektiğimiz sıkıntı ve yorgunluğu bizlere unutturdu. Vakıf başkanı Hüseyin Tahmaz'ın açıklaması bize ayrı bir mutluluk kaynağı oldu. Başkan Tahmaz, Bulgaristan'da halen 1200 cami olduğunu bunların 750'sinin Osmanlı'dan kaldığını diğer camilerin demokrasiye geçtikten sonra halk tarafından yapıldığını açıklıyor ve ilâve ediyordu, camiler kiliselerden daha fazla. Yavaş yavaş dönme vakti geldi. Kırçim'den Türkiye'ye doğru yola çıkıyoruz. Yolumuz Arda boylarından geçecek. Yolumuz üstündeki Haskova'dayız. 1488'de Sadrazam Mahmut Paşa tarafından Hasköy adı ile kurulan bu şehir .1912 yılına kadar Osmanlı toprağı olmuş. Haskova, Balkan savaşlarında yağmalanıp yıkılmış. Osmanlı tarafından yapılan 34 cami, medrese, han ve hamamdan geriye 2 cami ile bir tekke kalmış. Balkanlar'da yapılan ilk cami unvanının sahibi Eski camideyiz. Haskova'da oturan bir gurup Türk'le konuşuyoruz. Cami görevlisi bizi 1833 yılında yapılan Çarşı camiine götürüyor. Yeni ve modern bir stille yapılan cami kapalı olduğu için içeri giremiyoruz. Balkanlar'ın fethinde önemli görevler üstlenen Tekke köyündeki 1389 yılında yapılmış Osman Dede tekkesi fatihalar okumak üzere ziyaretçilerini bekliyor. Bulgaristan'ın Ardaboyları'nda gezimiz devam ediyor. 1387'de Osmanlılar tarafından kurulan ve 1912'ye kadar Edirne'ye bağlı ilçe merkezi olan Kırcaali merkezindeki cami çevresinde oturan Türkler hoş sohbet insanlar camide inşaat devam ediyor. Bölge müftüsünden bilgi alıp 1803 yılında Cebel kasabasında Süleyman ağa tarafından yapılan camiye uğruyoruz.
ÇOBAN MUSTAFA PAŞA'DAN ALINACAK DERS
Rumeli beylerbeyi Çoban Mustafa Paşa'nın adını taşıyan Sivilingrad (Cisri Mustafapaşa) kasabasındayız. Osmanlı'nın yaptığı 18 tarihi eserden geriye kalanlardan birisi olan Meriç nehri üzerindeki Mustafapaşa köprüsündeyiz. İstanbul Sofya yolundan görülen bu köprünün kitabesi yıprandığı için okumakta güçlük çekiyoruz. Mezarı Gebze'de adına yaptırdığı caminin hemen yanında olan Çoban Mustafa Paşa Mısır'da valilik yapmış önemli devlet adamlığının yanı sıra bugünün bazı devlet adamlarına da örnek olacak şekilde kurduğu vakıfla kendine ait gelirlerin parasından insanlığın hizmetine köprü, çeşme medrese ve cami gibi bir çok eser yaptırmıştır.
BULGARİTAN'DA YOK OLAN TÜRK ŞEHİTLİKLERİ
Türklerin, Bulgaristan topraklarına girişlerinden çıkışlarına kadar. buralarda yaptıkları savaşlarda verdiği pek çok şehit vardır. Halen Bulgaristan'daki dokuz bölgede Türk Şehitliği mevcuttur ama ne halde oldukları bilinmemektedir. Pek çok şehidimiz de Müslüman mezarlıklarının bir köşesinde yatmaktadır. Bulgaristan'daki Türk Şehitliklerinin bulundukları şehirler şunlardır:
Burgaz, Varna, Şumnu, Eskizağra, Filibe, Pazarcık, Ruscuk, Silistre ,Sofya.
Bu şehirlerdeki şehitlikler Müslüman mezarlıkları içinde kurulmuşlardır. Bulgaristan'ın işgal edilmesinden sonra bazıları ortadan kaldırılmış, bazıları parsellenerek yerleri başka amaçlarda kullanılmış veya yol geçirilerek yok edilmişlerdir.
Bulgaristan'da süren Osmanlı medeniyetini araştırmaya yönelik binlerce kilometre yol gittiğimiz gezimiz sona eriyor. Bu Belgesel tarihten düşmanlık değil, dostluk çıkarmak için kaleme alınmıştır. Aziz şehitlerimiz ve isimleri unutulmuş ecdadın ruhlarına bir fatiha okutabildikse ne mutlu. Şu fani dünyada baki kalan kubbede hoş bir seda imiş...
BALKANLARDAKİ TARİHİ MİRASIMIZA SAHİP ÇIKALIM
Balkanlılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Nizamettin Yumurtacı, yaptığı yazılı açıklamada, düzenledikleri kampanya ile ilgili şu bilgileri verdi bizlere; "Dernek olarak 'Balkanlardaki Tarihi Mirasımıza sahip Çıkalım' adı ile başlattığımız kampanya çerçevesinde Kartal Belediyesi'nin destekleri ile düzenlediğimiz gecede İsmail Kahraman'ın Bulgaristan'da hazırladığı Belgeselle, tarihi mirasımızı gençlerimize tanıtacağız. Kitap, Sinevizyon gösterisi ve Fotoğraf sergisi; 93 harbi ve Balkan savaşları göçleri ile 89 zulüm ve soykırımı hakkında, görüntülü belgeler, fotoğraf ve gravürler geleceğe ışık tutacak ve genç nesillerimize tarih bilinci kazandıracaktır. Balkan dağları, Tunaboyları, Deliorman ve Ardaovası; kültür ve medeniyet tarihimizde çok önemli yere sahip. Yüzlerce yıl Osmanlı-Türk yönetiminde kalan Bugaristan'da 485 yıl içinde binlerce kültür eseri yapılmış bu eserlerin tamamına yakını zaman içinde yıkılıp yok olmuştur. Yapılan araştırmaya göre Osmanlılar tarafından Bulgaristan'da yapılan 3333 tarih ve kültür eserinden geriye çok az bir kısmı kalmıştır. Bu eserlerimizin korunabilmesi için Anavatan'dan yardım beklenmektedir. Bulgaristan'da Türklüğün ve Müslümanlığın var olmasını istiyorsak oradaki eserlerimize, maneviyatımıza, kültür varlığımıza ve geleneklerimize sahip çıkalım. Oradaki kimliğimizin, benliğimizin kaybolmasını istemiyorsak, lütfen Bulgaristan'da yaşadığımız şehirlere, köylere oradaki eserlerimize ve insanlarımıza sahip çıkalım. Orada yaşayan Türklere yalnız olmadıklarını, arkalarında koskoca bir Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını hissettirelim.
Bugün gençlerimiz örf ve adetlerimizden uzak. milli duygulardan eksik yetişmektedir. Onlara sahip çıkalım. Kimliklerini, dillerini, dinlerini unutturmayalım. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Balkanlardaki Türk varlığı ile ilgili 17.01.1931 tarihinde söylediği şu sözler hiç bir zaman unutulmamalı: 'Muhacir diye küçümsenenler, tarihin yazdığı savaşlarda en geriye kalanlar; yani, 'Düşmanla sonuna kadar dövüşenler' çekilen ordunun ri'cat hatlarını sağlamak için kendilerini feda edenler ve düşman karşısında kaçmak, çekilmek nedir bilmeyenlerdir. Muhacirler, kaybedilmiş ülkelerimizin milli hatıralarıdır".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
