Bir zaman bir yerde bir ülke varmış.Dağları, ovaları, yaylaları, akarsuları, dört mevsimi ve bol güneşi dillere destan imiş.Semaya ve yıldızlara bakan yüzü ne kadar güzel ise yerin altı da o kadar zengin imiş.Yeryüzünün özel bir yüzü olan bu ülkede yaşayan millet ise Tevhid ehli bir millet imiş.Yerin altı ile üstü ile özel ve güzel olan bu ülke, bütün zamanlarda dünyanın dilinde imiş.Özellikle Tevhid inancına düşman olan milletler, hem bu güzel ülkede yaşayan insanlara düşmanlık beslermiş hem de kaynaklarına konmak için plan üstüne plan yaparlarmış.Savaşsız, masrafsız, meşakkatsiz bu ülkenin topraklarını ve kaynaklarını ele geçirmek için uzun zaman sonra bir yol keşfetmişler.Söz konusu ülkenin insanlarından özenle seçtikleri bir kadroyu iş başına getirmişler. Ülkenin insanları, başımızdakiler bizim insanlarımız diye sahip çıkarken, özenle seçilen o kadro aslında ve el altından kendi halkının değil dışarıdakilerin emirlerini yerine getirirmişler.Yaptıkları yeni değişiklikler, çıkardıkları yeni yasalar, bu ülkenin kaynaklarına konmak isteyen güçlerin arzuları istikametinde devam etmiş.Bu güzel ülkeyi talan etmeyi aklına koymuş olanların planları aksamadan yürürken, bu ülkenin insanları kendilerine yapılan yanlışları sezmeye başlayıp, iş başındakilere kaşlarını çatmaya hazırlandıkları her defasında bir numara ile kaş çatmaktan vazgeçirirmişler.Her ne zaman ki halk arasında bir homurdanma, bir şikayet başlamış, iş başındakilerin milletin ve ülkenin yararına değil başkaları yararına çalıştıkları söylentileri dolaşmaya başlamış, işte tam o zamanlarda bir tiyatro sahnelenmiş, rol dağılımına göre acıklı ve acındırıcı konuşmalar yapılmış ve halkın iş başındakilere tekrar sahip çıkması sağlanmış.Halkın yeniden kucaklamasına mahzar olan iş başındaki kadro hatasından dönüp millet yararına mı çalışmaya başlamış?Elbette ki hayır.Oyun sahnelenip halkın şüphesi giderildikten, güveni sağlandıktan sonra bu kez daha umursamaz bir tavırla ülkenin kaynakları ve toprakları o malum güçlere harıl harıl verilmeye devam etmiş.O malum güçler, kendileri ile iş birliği yapıp o güzel ülkeyi ele geçirmelerine yardımcı olan iş başındakileri, her defasında halkın gazabından kurtarmak için yeni yeni senaryolar geliştirmişler ve sürekli yedeklerinde birkaç senaryo da bulundurmuşlar.Senaryo yazanların heybelerinde olan bitmemiş, oyunda rol alanlar, karşılığında iyi para aldıkları için onların da oyunculuk azmi bitmemiş ama galiba ülkenin toprakları ve kaynakları bitmek üzere imiş.Bir zaman bir yerde bir ülke varmışSahipleri parsel parsel satarmışHalkı derin uykuda öyle yatarmışUyanıp da sorulara başlamak üzere ikenİş başındakiler, rol icabı talancılara çatarmışHalk da tekrar başını yastığa gömer yatarmış.Eveeeet!Büyüklere masallarDuysun doysun yoksullar!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025