Dün İstanbul Çağlayan Meydanı'nda olmak vardı. Soğuk ve yağışlı havaya rağmen meydanı dolduran yüzbinlerin nasıl çağladığını görmek vardı. "Bu vatan bizimdir, bizim kalacak", "tasfiyeye hayır!", "ne AB ne ABD tek çözüm BA?IMSIZ TÜRKİYE" sloganlarına sağanak yağmur altında eşlik etmek vardı. Meydana sağanak sağanak akan yüzbinlerin gözlerindeki parıltıyı, yüzlerindeki ışıltıyı, yüreklerindeki coşkuyu, samimiyeti, vatan ve millet sevgisini hissetmek vardı.
Bir tarafta Brüksel'de Türkiye'nin tasfiyesine, KKTC'nin elden çıkarılmasına, Türk milletinin imhasına imza atan AKP hükümeti ve onun lideri Başbakan Erdoğan'ı "işte AB işte lider" sloganlarıyla karşılayan paralı AB şakşakçıları, diğer taraftan Çağlayan Meydanı'nı dolduran ve "işte Türkiye, işte lider" diye haykıran Türkiye sevdalısı yüzbinler!
Aradaki fark çok açık değil mi?
Bir tarafta sırtını AB'ye, ABD'ye, IMF'ye dayamış, Türk milletine dair tek bir hesabı olmayan, zenginliği, refahı ve huzuru Batı'da arayan mandacılar, beri tarafta "Bağımsız Türkiye" diye haykıran, gücünü Türk milletinden alan ve liderini de bu topraklardan çıkaran kuvvacılar!
2 Ocak 2005'te Çağlayan Meydanı'nda bağımsız Türkiye'nin tohumları atıldı. Türkiye'de AB ve ABD'ye boyun eğmeyenlerin, tek çözümün bağımsız bir Türkiye'de olduğuna inananların çoğunlukta olduğu bir kez daha ilan edildi. Vatanını AB ve ABD'ye peşkeş çekenlere "dur" denildi.
Çağlayan meydanı ayyıldızlı al bayrağımızın süslediği gelincik tarlasından farksızdı. Meydan sağanak yağmur eşliğinde dalgalanan Türk bayraklarıyla dolup taşıyor, AB'cilerin, ABD'cilerin ve AKP'cilerin çirkin tezgahlarına çomak sokuluyordu.
Yavru Vatan da unutulmamıştı. KKTC bayrakları ile "Kıbrıs bizimdir bizim kalacak", "Kıbrıs'ı sattırmayız" sloganları da, AB uğruna yavru vatanı Rumlara peşkeş çekmek isteyenlere en etkili mesaj veriliyordu.
Ve lider! Prof. Dr. Haydar Baş!
Çağlayan'daki yüzbinler Bağımsız Türkiye'nin liderini taaa ciğerlerinden haykırıyorlardı. "İşte lider, işte Türkiye" sloganlarıyla inleyen Çağlayan Meydanı, Baş'ın başlattığı 2. Kuva-yı Milliye hareketinin hangi boyutlara taşındığını da ifade ediyordu.
Bağımsız Türkiye liderini bulmuştu: Prof. Dr. Haydar Baş. Baş, Türkiye'yi ne AB'ye, ne de ABD'ye kaptırmayacaktı. Türkiye artık IMF'ye de mahkum olmayacaktı. Gücünü milletinden alacak, kendi değerlerini, kültürünü, dinini kaybetmeyecek, kâinat devleti olacaktı. Türkiye AB'nin kuyruğunda koşmayacak, AB ve ABD Türkiye'nin kuyruğuna takılacaktı. İşte Prof. Dr. Baş'ın Bağımsız Türkiye hareketinin şifreleri.
2005'e böyle muazzam ve anlamlı bir mitingle başlamak, bu yılın çok güzel gelişmelere gebe olacağının da habercisi.
Tüm Türkiye'ye hayırlı olsun!
Bir tarafta Brüksel'de Türkiye'nin tasfiyesine, KKTC'nin elden çıkarılmasına, Türk milletinin imhasına imza atan AKP hükümeti ve onun lideri Başbakan Erdoğan'ı "işte AB işte lider" sloganlarıyla karşılayan paralı AB şakşakçıları, diğer taraftan Çağlayan Meydanı'nı dolduran ve "işte Türkiye, işte lider" diye haykıran Türkiye sevdalısı yüzbinler!
Aradaki fark çok açık değil mi?
Bir tarafta sırtını AB'ye, ABD'ye, IMF'ye dayamış, Türk milletine dair tek bir hesabı olmayan, zenginliği, refahı ve huzuru Batı'da arayan mandacılar, beri tarafta "Bağımsız Türkiye" diye haykıran, gücünü Türk milletinden alan ve liderini de bu topraklardan çıkaran kuvvacılar!
2 Ocak 2005'te Çağlayan Meydanı'nda bağımsız Türkiye'nin tohumları atıldı. Türkiye'de AB ve ABD'ye boyun eğmeyenlerin, tek çözümün bağımsız bir Türkiye'de olduğuna inananların çoğunlukta olduğu bir kez daha ilan edildi. Vatanını AB ve ABD'ye peşkeş çekenlere "dur" denildi.
Çağlayan meydanı ayyıldızlı al bayrağımızın süslediği gelincik tarlasından farksızdı. Meydan sağanak yağmur eşliğinde dalgalanan Türk bayraklarıyla dolup taşıyor, AB'cilerin, ABD'cilerin ve AKP'cilerin çirkin tezgahlarına çomak sokuluyordu.
Yavru Vatan da unutulmamıştı. KKTC bayrakları ile "Kıbrıs bizimdir bizim kalacak", "Kıbrıs'ı sattırmayız" sloganları da, AB uğruna yavru vatanı Rumlara peşkeş çekmek isteyenlere en etkili mesaj veriliyordu.
Ve lider! Prof. Dr. Haydar Baş!
Çağlayan'daki yüzbinler Bağımsız Türkiye'nin liderini taaa ciğerlerinden haykırıyorlardı. "İşte lider, işte Türkiye" sloganlarıyla inleyen Çağlayan Meydanı, Baş'ın başlattığı 2. Kuva-yı Milliye hareketinin hangi boyutlara taşındığını da ifade ediyordu.
Bağımsız Türkiye liderini bulmuştu: Prof. Dr. Haydar Baş. Baş, Türkiye'yi ne AB'ye, ne de ABD'ye kaptırmayacaktı. Türkiye artık IMF'ye de mahkum olmayacaktı. Gücünü milletinden alacak, kendi değerlerini, kültürünü, dinini kaybetmeyecek, kâinat devleti olacaktı. Türkiye AB'nin kuyruğunda koşmayacak, AB ve ABD Türkiye'nin kuyruğuna takılacaktı. İşte Prof. Dr. Baş'ın Bağımsız Türkiye hareketinin şifreleri.
2005'e böyle muazzam ve anlamlı bir mitingle başlamak, bu yılın çok güzel gelişmelere gebe olacağının da habercisi.
Tüm Türkiye'ye hayırlı olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012