Çanakkale Savaşı kime karşı verildi diye bir soruyla karşılaşsanız ne cevap verebilirsiniz?Topyekun haçlı dünyasına karşı demek yerinde bir cevap olsa da, siz ona kısaca bugün adına AB denilen Hıristiyan dünyasının geçmişte yaşamış dedelerine karşı deseniz de olur.Yani bugünkü AB, dün Çanakkale'ye gelip, ülkemizi işgal etmek isteyen haçlıların torunları tarafından oluşturulan bir birliktir.İşin garabeti şu;Dünün haçlısının yamağı olmak için can atanlar, 18 Mart'ta da Çanakkale'de törenlerde kendine yer buluyor.Ya da şöyle söyleyelim.Bir yandan AB'ye girme uğruna ülkenin, özellikle de stratejik öneme haiz yerlerini satıp, bir yandan da, kanı, canı ve her şeyi pahasına ülkeyi savunan ecdadın huzuruna gitmek.Nasıl bir duygu bu acaba?Hiç düşündünüz mü?Düşünün, sonra tekrar düşünün.Hiç olsun düşünün.Dün Çanakkale'yi geçemeyenlerin torunları, şimdi ülkenin başkentinde özel bürolara sahip.Dün Çanakkale'yi geçemeyenlerin torunları, bugün herşeyimize, ama herşeyimize el atıyor, dil uzatıyor, laf sokuşturuyor.Halimize kadeh tokuşturuyor.Halimizi kokuşturuyor.Dün, en modern araç gereçle Çanakkale'yi geçemeyenlerin torunları şimdi eline bir çanta alıyor, içine de "kredi" adında bir kağıt parçası koyup Ankara'ya iniyor.Ve peşlerinde bakanlar, bakmayanlar, bürokratlar...Dünden bugüne de bir mukayese edin.Bakın bakalım neredeyiz.253 bin şehide selam ve fatiha göndermeyi de unutmayın.Onların gerçek torunlarına da selam olsun.Ama onlar, mezarlarından bu manzarayı, ülkenin içinde bulunduğu bu içler acısı hali seyredip; "biz bunun için mi şehit olduk" diyorlardır belki de.Belki de değil, diyorlardır.Peki bu ülke gençliğinin kaçı Çanakkale'deki o şüheda kokusunu soludu ömründe?Özel görevli kussaslardan/kıssacılardan değil de, Çanakkale ruhunu kavramış insanlardan kaç kez dinledi ve özümsedi Çanakkale'yi.Şehitliği ziyaret ederken bizzat şahit olduğum manzara şuydu, "kussas" görevli, öyle bir Çanakkale Savaşı tasviri yapıyor ki, sanki Çanakkale'yi değil de, Hollywood yapımı Matrex'i anlatıyor.Vatan,Din,Namus, kısaca topyekun mukaddesat uğruna 253 bin insanın şehit olduğu bir savaşı ziyaretçilere anlatmak kimlere kalmış bir görseniz.Kussas/kıssacı, sözlerine; "Burada öyle centilmenlikler yapıldı ki..." giriş cümlesiyle başlıyor.O anlatışa göre sanki ecdadımız savaşa değil de pikniğe gitmiş Seddülhair'e, Gelibolu'ya, Conkbayırı'na...Bir başka şey daha var Çanakkale'de insanı kahreden.O da şu; işgal güçlerinin mezarları son derece bakımlı, süslü.Tam yol kenarında kurulmuş.Asfaltta yol alırken karşınıza kocaman bir haç çıkıyor.Sanki bir haçlı ülkesindesiniz.Utanmasa o kussas şunu diyecek; "Onlar ileriyi gören insanlardı. Yıllar sonra yolun geçeceği yeri tespit etmişler ve yol kenarında gömülmeyi vasiyet etmişler."Anlatsalar yutan olur mu? Olur!Çünkü Türkiye'de bazı "özel okullar" yıllardır Anzak Koyu'na seferler düzenliyor."Diyalog ve hoşgörü" sevdasına yapılıyor bu geziler.Özel ve düzel kanallarda "mantar düzeyinde" yayınlanan bazı "dizilerde" geçmişe yolculuk yapılarak "Hıristiyan ölülerin de cennetlik olduğu" vurgusu yapılıyor."Hıristiyan şehit" tabirini hatırlamanız lazım. Kime ait olduğunu?Ve tabii sözleri ve sazları birlikte mütalaa yapmak lazım.Çanakkale'de Türk şehitlikleri ise ya yoldan sapa bir yerdedir, ya da bakımsızdır.En azından olması gereken kadar bakımlı değildir.Hele de son birkaç on öncesini bilenleri dinlemek bile istemezsiniz.Dahası, o savaşın seyrini değiştiren Seyyit Çavuşun son nefesini bir barakada ve aç biilaç vermiş olması, ayrı bir olay.Birilerini fena kızdırmış Seyyit Çavuş demek. Tıpkı bugün birilerinin Çanakkale Savaşı'ndan fena gıcık kapması gibi.Son zamanlarda ülkede kurtuluş savaşı şenliklerine karşı acayip bir tepki var.Bu savaşı verdiğimiz ülkelerin insanları mı tepki gösteriyor?Hayır, hayır! Onların yerli evlatları tepki gösteriyor.Çünkü onlar ecdadına bizim gibi ihanet etmiyor.Çanakkale'nin bir başka ve çok önemli bir yanı daha var.O da, bu milletin bir ve beraberliğinin neleri yapabileceğinin müşahhas misali olması.Şehitliği gezerken o birliği yakinen müşahede etmeniz mümkün.Ülkenin her vilayetinden ve neredeyse tüm İslam coğrafyasından şehitler var Çanakkale'de.O birlik yok olduktan sonra, haçlının torunları İMF adı altında, AB adı altında ülkede gezip dolaşıyor.Gülüp eğleniyor.Emirler yağdırıyor.Saçımıza, sakalımıza, bıyığımıza, bilmen nemize karışıyor.Çanakkale'ye bir de bu gözle bakmak lazım gelmez değil mi?Bir türlü "Türk'üm" diyemeyenlerin "Çanakkale ruhu" edebiyatı yapmaları yok mu?O ayrı bir "garabet" hali.Hele de iktidar olup muktedir olamayanların beş yılda birkaç milyon;Kapkaççı,Dolandırıcı,Yankesici yetiştirip, sonra da "Çanakkale ruhu" demeleri yok mu?Neylersin ki, hep aldatılıyoruz.Bu haller içinde selam ve dua Çanakkale'ye.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024