Çekilen PKK değil, Türk askeri

PKK terör örgütünün ikinci adamı Cemil Bayık, “Yasal zemini hazırlanmadan bunun tedbirleri geliştirilmeden gerilla geri çekilemez. Gerilla yasal güvenceyi görmeden tek bir adım geri atamaz. Meclisin karar alması, çağrıda bulunması gerekiyor” dedi. Terör örgütü, İmralı müzakerelerini, son yapılan APO açılımını, APO’nun aklıyla yeni anayasa hazırlanmasını ve daha birçok tavizi yeterli bulmuyor. Yeterli bulmayacağını biz daha önceki yazılarımızda da ifade ettik. Terörle müzakere edilemeyeceğini, terörle masaya oturup taviz verdiğinizde her zaman daha fazlasını isteyeceğini, süreç tıkandığında terör eylemlerinin tırmanacağını sürekli belirttik ve yine haklı çıktık. Terörün ve onu bize karşı kullananların nihai hedefi Türkiye diye bir devletin, Türk milleti diye de bir milletin kalmamasıdır. Bu dikkate alındığında siyasilerimiz terörle pazarlık yaparak nereye varmak istiyor merak konusu… Basına sızdırılan İmralı tutanaklarında Öcalan’ın şu ifadeleri oldukça dikkat çekmişti: “Çekildiğimiz bölgede gerillayı daha da güçlendireceğiz.” Bu cümleden yola çıktığımızda, Başbakan Erdoğan’ın PKK’yı sınır dışına çıkartma konusundaki gururlu açıklamalarını anlamak mümkün değil.   PKK’nın başındaki adam diyor ki, bölgede PKK’lıları artıracağız, bizimkiler ise ülkeyi terk edecek iddiasındalar ya da bu gerçeği biliyorlar millete tiyatro oynuyorlar, bilemeyiz. APO’nun Diyarbakır’da mektubunun okunduğu gün, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş’ın önemli bir açıklaması olmuştu.  Sayın Baş şunları söylemişti: “PKK’nın bölgeden çekilmesi söz konusu değil. Tam aksine Türk Silahlı Kuvvetleri bölgeden çekilecek. PKK’lılar da tıpkı Kuzey Irak bölgesinde Peşmergelerin üstlendiği rolde olduğu gibi yeni kurulacak devletin silahlı gücünü oluşturacaktır.” Amaç teröristleri Güneydoğudan çıkarmak değil, Türk askerini çıkarmak, PKK’yı da sözde Kürdistan’ın askeri haline getirmek. PKK’lı liderlerin Meclis kararı ve yasa beklentisinin arkasındaki niyet de bu amaca yönelik… Bu arada Sayın Başbakan, akil insanların vazifesi konusunda da, bunların bu süreci kamuoyuna hazmettirme görevi üstleneceklerini belirtti. Yani hedef, zaten kararı verilmiş olan meseleleri millete hazmettirmek… O yüzden bu konuda fikir sahibi olan insanlar değil, sanatçı vs gibi sadece vitrin olabilecek şahsiyetler seçiliyor.  TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun MHP’li üyesi Faruk Bal’dan garip bir açıklama geldi. Bal, APO’nun aklıyla şekillenen bölünme anayasası ile ilgili olarak yeni anayasa çalışmalarının devam etmesi gerektiğini belirtti ve “AKP çekilse bile biz çalışmaya devam ederiz” dedi. CHP ise göstermelik bir iki muhalefet dışında sürece ciddi bir tepkisi yok. Adeta CHP ulusalcıların, MHP de milliyetçilerin gazını alma noktasındalar. Ülkeyi bölecek, milletimizi etnik kökene göre paramparça edecek bu kadar gelişme yaşanıyor Bağımsız Türkiye Partisi hariç hiçbir partide “çıt” yok.   Bir ittifak var ama bu milletin birliği için milletin menfaatine olan bir ittifak değil. Allah sonumuzu hayreylesin.