15 Mart'ta Suriye savaşı, 8 yaşını tamamlıyor.
Bu zaman zarfında savaştan ötürü bölge ülkeleri, özellikle de Türkiye, telafisi mümkün olmayan kayıplar yaşadı.
Kriz devam ettiği için de kayıp faturası henüz kapanmış değil…
Geçen yılın Aralık ayında ABD Başkanı Donald Trump, askerlerini Suriye'den çekeceğini açıkladı.
Kafası hayli karışık olan Trump'ın çelişkili açıklamalarına rağmen çekilme süreci, bazı revizyonlara uğrasa da işliyor gibi görünüyor. Başka bir değişiklik olmaz ise geride 400 askerini bırakarak Suriye'den çekilecek ABD.
Irak'ta takviye ettiği askeri üslerinden gerektiğinde Suriye'ye müdahil olacak olan ABD, Türkiye'nin tepkisine rağmen sahadaki müttefiki, PKK destekli PYD/YPG'li teröristlerle daha fazla dirsek temasında bulunarak sahadaki planlarını uygulayacağı anlaşılıyor.
Türkiye'nin tepkileri ne olursa olsun ABD, bölgedeki piyonlarından kolay kolay vazgeçmiyor.
Son olarak Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile Vietnam'da yaptığı görüşmenin ardından Trump, "Hep Suriye'deki DEAŞ konusunda yüzde 90-92 diye duyuyordunuz. Artık hepsine sahibiz. DEAŞ'ın elindeki toprakların yüzde 100'ünü geri aldık" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de Kadir Mısıroğlu gibi zavallıların 'nimet' olarak gördükleri Büyük Ortadoğu Projesi'yle İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmiş olan ABD, bir ülkeden çekilmek istemese orada kalmak için istediği kadar gerekçe bulacağını hepimiz biliyoruz.
Afganistan buna verilebilecek onlarca örneklerden sadece biridir.
Bu gerçek bizi, Trump'ın Suriye'den çekilme kararının arkasında mutlaka bir bit yeniği olduğu sonucuna götürüyor.
Peki, nedir acaba bu bit yeniği?
Bunları düşünürken, Trump'ın 'DEAŞ'ın elindeki toprakların yüzde 100'ünü elinden aldık' açıklamasının hemen ardından pek çok mecrada servis edilen Suriye'yle ilgili bazı haberler dikkatimi çekti.
Bu haberlerin ortak vurgusu, Fırat'ın doğusundan tamamıyla çıkarılan DEAŞ'ın şimdi sadece Suriye hükümetinin kontrolündeki bölgelerde kaldığı şeklindeydi.
Bana öyle geliyor ki, Fırat'ın doğusunu 'güvenli bölge' haline getiren ABD, yine DEAŞ'ın varlığını gerekçe göstererek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı güçlerin kontrolündeki bölgelere gözünü dikecek.
Suriye'de kriz duruluyor gibi görünüyor. Ben de 8 yaşını deviren krizin artık bütünüyle sona ermesini isteyenlerdenim.
Ancak Suriye'de krizin bitmesi ne ABD'nin ne de Fırat'ın doğusunu 'güvenli bölge' haline gelmesinden en fazla hoşnut olan YPD/YPG'nin işine gelmeyecektir.
Zira tüm dikkatini buraya toplayacak olan Türkiye'nin tazyikleri daha da artacaktır.
Bundan dolayı ABD'nin çekilmesi, hiçbir şeyin bittiğini göstermiyor.
Bilakis bölgeyi şekillendirmek isteyen güçlerin yeni yeni planları çoktan devreye koyduklarının göstergesi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024