CERN'e umut bağlayan ilahiyatçılara?

Bu kusursuz ve mükemmel kâinatın bir yaratıcısı olduğunu hazmedemeyen bir takım bilim adamları attıkları her adımda bunun aksini ortaya koymaya çalıştılar, ama elbette ki bunda başarılı olamadılar ve olamayacaklar da.Önceleri evrenin sonsuzluğuna inandılar ve Allah'ı inkar ettiler, bilimsel olarak kainatın genişlediğinin keşfedilmesi üzerine şok oldular. Ama temel bakış açıları inkâr olduğu için bu sefer de farklı bir yanılgıya düştüler.Allah kainatı "yok"tan var etti. Onların kavrayamadıkları işte bu "yok". Kavrayamadıkları için de Big Bang teorisini ortaya attılar.Bu teoriyi tekrar hatırlayalım. Teoriye göre, evrenin tüm materyali yaklaşık 13,7 milyar yıl önce tek bir noktada toplanmıştı. Bu tek nokta sıfır hacimli, sonsuz bir yoğunluklu ve sonsuz bir ısıdaydı. Büyük Patlama (Big Bang) oldu ve sonsuz yoğunluktaki birikim büyük bir hızla dağılmaya başladı, yoğunlaştı ve kainat oluştu.Dikkat ederseniz bilim adamlarının kâinatın genişlediğinden yola çıkarak vardıkları bu neticede de perde arkasında yine Allah'a bir mekân biçme, onu tasvir etme amacı güdülmektedir. Bu Allah'a şirk koşmaktan öteye geçmez.Yani aklın sınırları içerisinde bir mantık yürütülüyor. Halbuki Cenabı Hak Kur'an-ı Kerim'de böyle bir tasvirde bulunmamakta ve Kainatın oluşunun bir "ol" emriyle olduğunu açıkça ifade etmektedir. Hem de bir ayetle değil, onlarca ayetle?"O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır. Allah'ın "ol" deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla. O'nun sözü gerçektir. Sûra üflendiği gün de mülk (hükümranlık) onundur. Gaybı da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır." (En'âm  Sûresi:73)Hiçbir fiziksel deney, hiçbir bilimsel çalışma ne kadar çalışma yapılırsa yapılsın, kaç bilim adamı katılırsa katılsın, ne kadar para harcanırsa harcansın, bu "ol" emrini izah edebilmesi mümkün değildir. Dikkat ederseniz Allah gayptan bahsetmektedir, yani göremediğimiz, akıl ile bilemediğimiz bir âlemden. Gayp alemi ancak manevi ilimler ile keşfedilir, bu da akıldan ziyade imanlı bir gönül ve Allah'ın dilemesini gerektirir.Bir bilim adamı aynı zamanda bu ilme de vakıfsa bazı gayp sırlarını keşfedebilir. Mevlana'ya soruyorlar, "niçin dönüyorsun" diye, cevap veriyor, "Bana kâinatta dönmeden Allah'ı zikreden bir varlık gösterin ben de dönmeyeyim".Mevlana'nın bu cevabı verdiği dönemden 600 yıl sonra bile daha Batı dünyası dünya yuvarlaktır dediği için bilim adamlarını idam ediyordu.Yaradılışla ilgili birkaç ayet daha aktaralım."O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır." (En'âm  Sûresi:101)"Gerçekten sizin Rabbiniz altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Dikkat edin, yaratmak da emir de (yalnızca) O'nundur. Âlemlerin Rabbi olan Allah, ne yücedir (7/54)Burada dikkatinizi bir noktaya çekmek istiyorum. Allah (CC), kainatın bir "ol" emriyle yaratıldığını, sonra da yaratmanın da emrin de yalnız kendisine ait olduğunu söylüyor. Bu ayeti kerimeye bakarak CERN'e umut bağlayan ilahiyatçılara, hocaefendilere soruyorum, "Sizin bu deneyden beklentiniz nedir? İnsanoğlunun eliyle kâinatın yeniden yaratılmasını mı umuyorsunuz? Bu Allah'a şirk koşmak değil midir?"Makalemizi şu ayeti kerimeyle bitirelim:"Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve dengede yarattık. Emrimiz ancak bir tek emirdir. Göz kırpması gibidir (Anında gerçekleşir.)" (Kamer Sûresi:49,50)