CHP icazet değil acziyet peşinde

Kemal Kılıçdaroğlu'nun da içinde bulunduğu CHP heyeti 5 günlük bir ziyaret için bugün ABD'ye gidiyor. CHP'nin dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu bu kapsamlı ABD seyahatinin amacını şöyle özetliyor:"Türkiye'nin AKP'den ibaret olmadığını, CHP'nin iktidara talip her konuda görüşü, programı, projesi ve vizyonu olan bir parti olduğunu anlatmaya gidiyoruz."Diğer bir ifadeyle, ABD'den icazet almaya gidiyoruz demek istiyor Sayın Loğoğlu?Daha önce Eylül ayında Loğoğlu başkanlığında bir heyet ABD'ye gitmiş, Beyaz Saray, Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı Pentagon'da üst düzey yetkililerle ve ABD'nin en büyük Yahudi lobisi AIPAC'in temsilcileri ile görüşmüştü.Ve Loğoğlu bu temaslar neticesinde, "Kapsamlı, ayrıntılı sorulara muhatap kaldık. Bu da Amerikalı muhataplarımızın CHP'yi önümüzdeki dönemde bir iktidar partisi olarak değerlendirdikleri izlemini bizde yarattı" değerlendirmesini yapmıştı.Bugün de edindikleri bu izlenim çerçevesinde genel başkanlarını ABD'ye götürüyorlar.Yine üst düzey ABD'li yetkililerle ve Yahudi lobilerinin temsilcileriyle konuşulacak.CHP'nin bu ABD'de icazet arayışının son derece yanlış olduğunu, Atatürk'ün kurduğu parti olan CHP'ye hiç yakışmadığını belirtmemiz gerekiyor.  Öncelikle bir parti, bir adım atarken, bu adımı daha önce atmış olan partilerin tecrübelerinden ders alması gerekiyor. Kurulduktan yıllar sonra ABD'de icazet arayan CHP, icazet alarak kurulan AKP'nin durumundan ders çıkarmalıydı. AKP, kurulduğundan bu yana ABD'nin bir dediğini iki etmemesine rağmen, bugün deliğe süpürülme sürecini yaşamaktadır. ABD'nin istisnasız genel politikası, önce işbirliği kurduğu iradeleri kullanır kullanır, kullanım süresi dolunca da yine başka bir menfaati için onları harcar. Saddam'a, Hüsnü Mübarek'e, Benazir Butto'ya bunu yaptı, bugün ise AKP'nin yetkilileri aynı kaderi yaşıyor. ABD ile müttefik olanların, ABD'den icazet alanların hali bu olmasına rağmen, CHP de aynı süreci yaşamanın arifesinde?Diğer bir husus ise, CHP'nin bu adımı kuruluş ilkelerine, temsil ettiği temel anlayışa oldukça terstir. ABD'den icazet almaya çalışmak, ABD mandacılığının merkezine oturmaktır; Atatürk ise İstiklal mücadelesini ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni "Manda ve himaye kabul edilemez" ilkesi üzerine bina etmiştir.Bir de hadiseyi teknik açıdan değerlendirirsek, CHP bugün yanlış ata oynamaktadır.ABD, mortgage krizinden sonra belini doğrultamamıştır, Rusya ve Çin başta olmak üzere BRICS ülkelerinin Milli Ekonomi Modeli'nin tavsiyelerine uyarak kendi paraları cinsinden ticaret yapmaları ABD'nin dolar hâkimiyetini yerle bir etmiştir. Artık ABD, eskisi gibi dünya ekonomisine yön verememekte ve dilediği ülkeyi işgal edememektedir.Bugün her alanda yıldızı parlayan ülkeler Milli Ekonomi Modeli'ni uygulamaya çalışan Rusya ve onun izini takip eden BRICS ülkeleridir. Ayağını milli bir ekonomik zemine basan Rusya, başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın her yerinde etkin bir duruma gelmiştir.Durum buyken, eriyip tükenen ABD ve batılı ülkelerin kuyruğunda dolaşmak değil, yıldızı parlayanlarla birlikte olmak daha mantıklıdır.Ama gerçek şu ki asıl olması gereken de bu değildir. Türk milletinin liderliğine talip olan siyasilerin hangi ülke olursa olsun gidip icazet dilenmesi doğru değildir.Bugün Rusya'yı Rusya yapan Milli Ekonomi Modeli ve bu modelin Sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Sayın Baş da Rusya'ya gitmiştir ama Rusya Duma'sında "Yaşasın Türk milleti" demiş, Müslüman Türk'ün modelini dünyaya buradan anlatmış ve anlattırmıştır.Olması gereken, Prof. Dr. Baş gibi milletinin lideri olmak ve gittiği her yere Türk milletinin onurunu, şerefini, inancını, kültürünü ve medeniyetini götürmektir.Tüm dünyaya Türk'e hayran bıraktırmaktır.İcazeti de sadece ve sadece kendi milletinden almaktır.