Deprem yalnız Gaziantep'te Kahramanmaraş'ta, Malatya'da, Adıyaman'da, Hatay'da, Osmaniye'de, Adana'da hissedilmedi! Deprem yalnız Türkiye'de hissedilmedi!
Merkez üssü Kahramanmaraş olan depremleri tüm dünya hissetti. Herkes o sarsıntıları öyle bir hissetti ki depremin merkez üssüne koşa koşa geldiler.
Kimler hissedip geldi o sarsıntıyı, kardeş geldi, eş geldi, yakın akrabalar geldi, konu komşu geldi, aramızın iyi olduğu olmadığı, insan olup depremi vicdanında hisseden herkes geldi.
Kimileri ise hissetmedi depremi ve duyamadı, enkazların altından çığlık çığlığa yükselen 'bizi kurtarın' seslerini!
Oturdukları binaların sağlamlığından mı, yoksa yaşadıkları bölgenin zemininin kaya oluşundan mı bilinmez, hissedemediler depremin sarsıntılarını ve duyamadılar enkazın altından yükselen sesleri!
Deprem yeri sallamakla kalmadı, her şeyimizi salladı, sarstı!
Binalarımızı salladı, evlerimizi salladı. O evlerimiz ki, onları alabilmek için hayatlarımızı bankalara ipotek ettiğimiz, mutluluğumuzun, sevincimizin, yaşantımızın direği olarak sallandı. Maalesef ne kadar mevzuata, kanuna, tekniğe, işçiliğe en önemlisi ahlaka aykırı yapılmış bina varsa hepsi depremin sarsıntıları ile yıkılıp gittiler!
Yalnız binalar yıkılmadı, okullar, fabrikalar, camiler yıkıldı depremle, yollar çöktü. Gerçi yalnız yıkılan şehirler kentler olmadı, güvenler yıkıldı. Güvenilen koca yürekli zannedilen insanların cemiyetlerin ne kadar güvenilebileceğini depremin sarsıntıları ile bizlere anlattı.
Her türlü felakette, kazada; yardımın, kurtuluşun, yaşamın ve hayatın işareti olarak gördüğümüz o güzel hilali gözlerimiz aradı ama göremedi.
Gerçekte sağlam olduğuna inandığımız binaların gerçek yüzünü deprem nasıl ortaya çıkardı ise, vicdanına güvendiklerimizin hiç de güvendiğimiz gibi olmadıklarını açık seçik sallantıları ile deprem bize gösterdi.
Deprem hayatımızın her alanında kendini hissettirdi!
Ne olurdu deprem kendini hissettirmeden, bizler binalarımızı test etse idik! Binalarımızın güvenilirliğini kontrol etseydik! Ne binalarımızı ne de altında kalan binlerce canı kaybetmemiş olurduk!
Cemiyetlerimizin, derneklerimizin neleri yapıp, neleri yapamayacaklarını öğrenip anlasa idik de, şu güvenimizi depremin sallantıları ile kaybetmeseydik!
- Maarif yüzyılı! / 13.01.2025
- Denizcilik İşletmeleri / 27.12.2024
- Savaşların kazananları! / 06.12.2024
- Ortadoğu’da gözü olanlar! / 25.10.2024
- Şam’ın ve Halep’in limanı Beyrut’tur! / 18.10.2024
- Kahire’deki Türk şehitliği! / 20.09.2024
- Kavimler göçü veya sığınmacılar! / 17.08.2024
- Avrupalıların keşif dediği ‘sömürü’! / 09.08.2024
- Top oynayan çocuklara atılan füze / 30.07.2024