Türk milleti olarak bizler dinimizi bizzat Resûlullah Efendimizin gösterdiği kaynaktan, Ehl-i Beyt'ten, O'nun mübarek soyundan aldık. Bundan dolayı bizim dini anlayışımız ve yaşantımız arı duru bir İslam anlayışıdır.
Hadis-i şerifte Allah'ın Resulü, "Size iki değerli ağır emanet bırakıyorum, onlara sarıldığınız müddetçe benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Bunlar kıyamet gününe kadar birbirinden ayrılmazlar. Bunlar Allah'ın kelamı Kur'an-ı Kerim ve benim Itretim-Ehl-i Beyt'imdir." (Hz Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin a.s.) buyuruyor.
İşte Resûlullah Efendimizin sarıldığınız sürece benden sonra asla sapıklığa düşmezsiniz buyurarak, biz Müslümanlara birliğin adresini açıkça göstermiştir. Birliğin adresi Kur'an ve onun canlı örneği Ehl-i Beyt'tir. Bu konuyla ilgili bir çok ayet-i kerime ve hadis-i şerif vardır. Allah ve Resulü bu kadar önemli konuda ümmeti kendi haline bırakmamıştır. Uymamız gereken bu pak neslini tek tek, isim isim bildirmiştir.
Bu buyruk Türk milletinin sımsıkı sarıldığı yol olmuştur. Allah'ın Kur'an'ındanki buyruğu da budur. "Ey Ehl-i Beyt! Yüce Allah sizden her türlü günahı, haramı, fenalığı, çirkinliği, basitliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz yapmak istiyor." (Ahzap 33) ve yine "De ki ey Muhammed'im: Ben peygamberliğimi tebliğime karşılık sizden, Ehl-i Beyt'imi sevmenizden başka hiçbir ücreti istemiyorum." (Şura 23)
Allah ve Resul'ünün yolu ve metodu, dinimizi anlamada ve yaşamada metodumuz olmuştur. Hoca Ahmet Yesevi hazretleri, Horasan erenleriyle bunu şekillendirmiştir. Yaradılanı severim, yaradandan ötürü anlayışıyla sevgi, barış ve birlik Türklerin olduğu tüm coğrafyada hep hakim olmuştur. Bu şekilde Anadolu; Alp Erenler, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli yarenleriyle Türk ve Müslüman oldu. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın Anadolu'da kuruluşunun temelinde Peygamberimizin emaneti olan bu yol ve anlayış vardır.
Alp Erenler, Sarı Saltuk, tahta kılıclarıyla, Kızıl sultan ve daha niceleri bu ehlibeyt anlayışıyla Balkanlar'a geçmiş oraları Müslüman eşittir Türk yapmıştır. Asırlar boyu sarıldığımız ve fakat ayrılınca darmadağınık olduğumuz bu kutsal anlayışın bizi nasıl bir ve diri ettiğini Kurtuluş Savaşı'nda, başında, sonunda ve devamında Atatürk'le bir kez daha gördük.
Atatürk, milletimizin hayatında olan, fakat yönetenlerin uzak durduğu Ehl-i Beyt yolunu ve yöntemini kendine şiar edindi. Anadolu'ya geçerek Türk milletinin Ehl-i Beyt sevgisini önüne almış, yarenleriyle kurtuluş savaşını başlatmıştır.
Hacı Bektaş dergahında "Evladını önüme aldım bu yolda beni yalnız bırakma" diyerek ceddi olan Peygamberinden (s.a.v) yardım isteyerek yola çıkmıştır. Bu Mustafa Kemal'i Prof Dr Haydar Baş'ın Hoş Geldin Atatürk eserinden öğrenelim. Onun bu anlayışı, gayreti daha sonraki devrimlerinde de kendini gösterecektir. İşte bu Ehl-i Beyt yolunu bilinçli bir şekilde bilip, okullarda çocuklarımıza öğretmeliyiz.
Tam da burada bu hak yolu, hiç bir kınayıcının kınamasından çekinmeden on beş ciltlik Ehl-i Beyt külliyatıyla bize öğreten, Türk milletine hediye edip emanet eden Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza minnettarız. Onun on yıllar süren bu gayretli çalışmalarıyla her Müslüman'ın mutlaka uyması gereken Ehl-i Beyt yolunu, tüm tarihte bir ilk olarak, toplu halde imamların hayatından kaynaklarıyla öğrendik.
Dini anlamada ve yaşamada yöntemimiz bu olmalıdır. Milli eğitim müfredatına Ehi-i Beyt yolu mutlaka en geniş şekliyle konmalıdır. Milli birliğimiz ve beraberliğimizin pekişmesi için bu olmazsa olmaz şarttır. Hatta toplumumuzda bunun en ivedi bir şekilde kabul görmesine vesile olması için BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ilk defa dillendirip, önerdiği "Diyanet İşleri Başkanlığına Ehl-i Beyt ekolünden Alevi, Bektaşi veya Caferi bir vatandaş getirilsin" önerisi mutlaka gerçekleşmelidir. Bu görevi başarıyla yapabilecek çok sayıda Ehl-i Beyt ekolü mensubu akademisyen hocalarımız vardır. Bu, bizi millet olarak birbirine daha da yaklaştıracaktır. Bunun doğruluğunun ispatı da BTP Genel Başkanı Sayın Hüseyin Baş'ın bu görüş ve teklifinin Türk toplumunun her kesiminden çok geniş bir kitlede kısa zamanda kabul görmesi, taraftar bulmasıdır. Bunu hangi siyasi yaparsa yapsın Türk milletine tarihi bir hizmet yapmış olur.
- Eğitim ve adalet / 29.11.2023
- BOP mu, Atatürk’ün Ortadoğu projesi mi? / 21.11.2023
- Kaybolan değerlerimiz / 15.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 13.11.2023
- 10 Kasım’da okuduğum Hutbe / 12.11.2023
- Gençliğe hitabenin ışığında 10 Kasım / 10.11.2023
- Anayasal düzen / 08.11.2023
- Cumhuriyetimizin 100. yılı / 01.11.2023
- Onsuz onunla olmak / 14.04.2023