Hem hafızlık yaptığını, hem de medrese eğitimi gördüğünü söylüyorsun, hem de misyonerliğin yerli ayağı olan "diyalog" faliyetlerini savunuyorsun. Dinî ilimler sahasında az çok mürekkep yalamış, Kur'an ve Sünnetle ilgili birazcık malumat sahibi olan birisinin normal şartlarda diyalog çalışmalarına dahil olması ve yapılanları onaylaması mümkün değildir. Bir kişi bir ucundan bu tehlikeli oyuna dahil olmuşsa ya da oyunun içinde olanları tasvip ediyorsa; mutlaka orta yerde anormal bir durum var demektir, anormal şartlar geçerlidir.
Hacım! Sen okuduğun tefsirlerden, okuduğun hocalardan şöyle bir ölçü gördün mü, duydun mu? Tefsir usulü ilminde böyle bir kaide var mı:
"Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler ya Hz. Muhammed (sav) döneminde ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır."
Bu talihsiz ifadeler kime ait biliyor musun?
Senin hararetle savunduğun diyalog faaliyetlerinin baş aktörü olan Fethullah Gülen'e ait.
1400 yıllık İslam tarihi boyunca buna benzer bir şey söyleyen bir müfessir ismi söyleyebilir misiniz?
"Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" serzenişine tıpa tıp uyan bu ifadelerin nelere, nerelere kapı açacağını düşünebiliyor musunuz? Kur'an'ın evrensellik ilkesiyle bu yorumu nasıl izah edeceksiniz?
Fethullah Gülen'in bu yorumuna göre, bugün Afganistan'ı talan eden, Irak'ı kan gölüne çeviren Hıristiyanlar hakkında, Filistin'de Müslüman neslini kurutmaya azmetmiş olan Yahudiler hakkında Kur'an'ın diyeceği hiç bir şey yok. Asırlar boyunca süren haçlı saldırıları karşısına ecdadımız boşuna dikilmişler, şehit olmuşlar, gazi olmuşlar!
Hacım! Senin dağarcığında bu soruların cevabı var mı? Hiç düşündün mü, hiç bir müfessirin cesaret edemediği bu marjinal izahların yanlış olabileceğini, kasıtlı olabileceğini? Dünyayı paylaşmaya karar vermiş olan haçlı-siyonist ittifakının işini kolaylaştıran, ekmeğine yağ süren yorumlar olabileceğini?
"Küresel Barışa Doğru" adlı kitaba önsöz yazan ve tefsirci olduğunu bildiğimiz Suat Yıldırım yazdığı önsözde diyor ki:
"(Gülen) Hayatının son döneminde toplumdaki gerginlikleri giderme ihtiyacını görerek diyalog çalışmalarına öncülük etti. Bu alanda çok önemli mesafelerin alınmasına vesile oldu. Daha sonra bunu dinler ve kültürler arası diyalog platformuna taşıdı.
İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ermeni Cemaati lideri müteveffa Karakin ve şu andaki lider Mutafyan, Musevi Cemaati Yöneticileri mütevaffa hahambaşı David Aseo ve halen hahambaşı olan İshak Haleva ve daha bir çokları ile temas kurdu. Ayrıca Vatikan'dan Papa Jean Paul cenaplarını ziyaret ederek kendisiyle görüştü.
Marjinal bir muarız kesim onun büyük insan kitlelerinde uyandırdığı bu yankıların rasyonel ve sosyal sebeplerini tahlil edeceklerine, sathi ve garazkar bir şekilde itham etmekten başka bir şey yapmadılar. Her şeye rağmen o, yapıcı ve herkesi kucaklayıcı misyonunu sürdürmektedir."
Kuran ve Sünnetin ruhuna, ondört asırlık İslam tarihine asla ve asla uymayan yorum ve izahlara muarız olmayı, her zaman ve zeminde muarızlığı sürdürmeyi, İslam nimetini bize bahşeden Rabbimize borç olarak sürdüreceğiz. Bu hareketin "rasyonel ve sosyal sebeplerini" tahlil etmeye de devam edeceğiz. Marjinallik meselesine gelince, bu toprakların ezeli düşmanlarının süfli emellerine çanak tutan bu hareket, en marjinal, hep marjinal kalacaktır.
Hacım! Sen okuduğun tefsirlerden, okuduğun hocalardan şöyle bir ölçü gördün mü, duydun mu? Tefsir usulü ilminde böyle bir kaide var mı:
"Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler ya Hz. Muhammed (sav) döneminde ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır."
Bu talihsiz ifadeler kime ait biliyor musun?
Senin hararetle savunduğun diyalog faaliyetlerinin baş aktörü olan Fethullah Gülen'e ait.
1400 yıllık İslam tarihi boyunca buna benzer bir şey söyleyen bir müfessir ismi söyleyebilir misiniz?
"Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" serzenişine tıpa tıp uyan bu ifadelerin nelere, nerelere kapı açacağını düşünebiliyor musunuz? Kur'an'ın evrensellik ilkesiyle bu yorumu nasıl izah edeceksiniz?
Fethullah Gülen'in bu yorumuna göre, bugün Afganistan'ı talan eden, Irak'ı kan gölüne çeviren Hıristiyanlar hakkında, Filistin'de Müslüman neslini kurutmaya azmetmiş olan Yahudiler hakkında Kur'an'ın diyeceği hiç bir şey yok. Asırlar boyunca süren haçlı saldırıları karşısına ecdadımız boşuna dikilmişler, şehit olmuşlar, gazi olmuşlar!
Hacım! Senin dağarcığında bu soruların cevabı var mı? Hiç düşündün mü, hiç bir müfessirin cesaret edemediği bu marjinal izahların yanlış olabileceğini, kasıtlı olabileceğini? Dünyayı paylaşmaya karar vermiş olan haçlı-siyonist ittifakının işini kolaylaştıran, ekmeğine yağ süren yorumlar olabileceğini?
"Küresel Barışa Doğru" adlı kitaba önsöz yazan ve tefsirci olduğunu bildiğimiz Suat Yıldırım yazdığı önsözde diyor ki:
"(Gülen) Hayatının son döneminde toplumdaki gerginlikleri giderme ihtiyacını görerek diyalog çalışmalarına öncülük etti. Bu alanda çok önemli mesafelerin alınmasına vesile oldu. Daha sonra bunu dinler ve kültürler arası diyalog platformuna taşıdı.
İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ermeni Cemaati lideri müteveffa Karakin ve şu andaki lider Mutafyan, Musevi Cemaati Yöneticileri mütevaffa hahambaşı David Aseo ve halen hahambaşı olan İshak Haleva ve daha bir çokları ile temas kurdu. Ayrıca Vatikan'dan Papa Jean Paul cenaplarını ziyaret ederek kendisiyle görüştü.
Marjinal bir muarız kesim onun büyük insan kitlelerinde uyandırdığı bu yankıların rasyonel ve sosyal sebeplerini tahlil edeceklerine, sathi ve garazkar bir şekilde itham etmekten başka bir şey yapmadılar. Her şeye rağmen o, yapıcı ve herkesi kucaklayıcı misyonunu sürdürmektedir."
Kuran ve Sünnetin ruhuna, ondört asırlık İslam tarihine asla ve asla uymayan yorum ve izahlara muarız olmayı, her zaman ve zeminde muarızlığı sürdürmeyi, İslam nimetini bize bahşeden Rabbimize borç olarak sürdüreceğiz. Bu hareketin "rasyonel ve sosyal sebeplerini" tahlil etmeye de devam edeceğiz. Marjinallik meselesine gelince, bu toprakların ezeli düşmanlarının süfli emellerine çanak tutan bu hareket, en marjinal, hep marjinal kalacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Ne zaman bir şafak atar bu dağda? / 11.09.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Üç Y üç B’yi sildi süpürdü / 10.09.2025
- Sessizliğe isyanım var / 09.09.2025
- Dost odur ki dar gününde yar ola Geniş günde düşman bile yar olur / 06.09.2025
- Son düzlükte her şey dümdüz / 04.09.2025
- Zalime karşı dönmeyen diller ebediyen dönmesin / 03.09.2025
- İnsanlığın yüzkarası / 01.09.2025
- Bütün sırların ortaya saçılacağı gün… / 26.08.2025
- Bağlandı yollarım kaldım çaresiz / 23.08.2025
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025